- Acaba benimle bizim evin arka sokağında buluşabilir misin? - Tamam aşkım. Lisa bir sorun yok değil mi? - Sen gel konuşuruz. Telefonu kapattım. Ona ne diyecektim ki. "Jungkook ayrılalım mı?" Offf kafam çok doluydu. Üstüm değiştirip dışarı çıktım. Arka sokağa gittiğimde Jungkook oradaydı. Tam beni öpecekti ki onu tuttum. - Jungkook bu ciddi bir konu gerçekten. - Lisa neler oluyor? - Jennie'nin Kai ile çıktığı ortaya çıkmış ve bu bir daha gerçekleşmesin diye kızlar senden ayrılmalı istiyor. - NE! Lisa biz be yapmalıyız. Offf. Ben sensiz yaşayamam ama. Sen benim hayatımın aşkısın. - Biliyorum. Benim de kafam çok karışık. Bir an bi sessizlik oldu. Orda boş boş 10 dk boyunca durmuş olabiliriz. İkimiz de çok üzgündük. Birbirimizden ayrılamayacagımızı biliyorduk. Ama bunu yapmak zorundaydık. - Jungkook galiba en iyi seçim ikimizin ayrılması. - Peki. Ama şunu unutmaman lazım. Bu olayların hepsi bitinceye kadar. Yani biz yetişkinler olup gruplar dağılama kadar seni bekleyeceğim. Ona baktım. O güzel kahverengi gözlerinden yaşlar akıyordu. Göz yaşlarını sildim. Ama ben de ağlıyordum. Birbirimize sarıldık.
Deze afbeelding leeft onze inhoudsrichtlijnen niet na. Verwijder de afbeelding of upload een andere om verder te gaan met publiceren.
●●●
Eve döndüğümde kendimi çok kötü hissediyordum. Midem bulanıyor ve başım dönüyordu. Acaba biraz yatıp uyusam bu ağrı geçer miydi? Yatağıma uzandım. Uyuyamıyordum. Onu düşünmekten vazgeçemiyordum. Sesi kafamın içinde dönüyordu. En sonunda uyumayı başardım. Sabah uyanıp hazırlandım. Şirkete gidene kadar kimse ile konuşmamış olabilirim. Yeni albümümüz için çok çalışıyorduk. Çalıştığımız zamanlar dışında hep onu düşünüyordum. Yakında çok büyük bir turneye çıkıyorduk ve onu uzun bir süre göremeyecektim. Acaba ona olan bu aşkım ne zaman son bulacaktı?
Deze afbeelding leeft onze inhoudsrichtlijnen niet na. Verwijder de afbeelding of upload een andere om verder te gaan met publiceren.
