Bölüm 50 "Bir Daha"

42.1K 1.2K 23
                                    

Sabah uyandığında sağ yanında bir sıcaklık hissetti Zeynep. Ali'ydi bu. Gece Zeynep'in yanına gelmişti. Elleri Zeynep'i sarmıştı. Zeynep Ali'nin göğsüne çok kolay gömülebiliyordu. Kurtulmak için küçük hareketler yaptı ancak Ali daha da sıkı sarılmıştı.
- Alii!
Ses yoktu biraz daha gür bir sesle :
- Yaa Alii! Alii diyoruumm.
- Hımmm
-Sen neden geldin benim odama?
-....
-Alii!
Ali asla Zeynep'i duymuyormuşcasına uykusuna devam ediyordu. Zeynep ise bir şekilde buradan kurtulmak istiyordu. Başını hafifçe kaldırıp Alinin yüzüne çevirdi. Yine bir heykelmişçesine uyuyordu. Yüzüne biraz baktı. O, sert yüz ifadesini uyurken bile asla değiştirmiyordu. Sakalları uzamıştı bu ara her zamankinden biraz daha fazla. Zeynep tüm bunları aklında geçirirken Ali gözlerini dahi açmadan Zeynep'e :
- Biraz daha bana bakmaya devam edersen seni az evvelki o tiz sesin de benden kurtaramayacak.
- Madem uyanıksın neden müsade etmiyorsun kalkayım.
- Ben uyanık değilim ki.
- Hadi ya nasıl oluyormuş o.
- Ben seninle olduğum her anda rüyada gibiyim. Bunu söylerken gözlerini hafif aralayıp Zeynep'e baktı. Zeynep yine kızarmıştı ve net bir sesle:
- Hıhımm eminim öyledir.
- Bana inanmıyor musun?
- Aa yok inanıyorum bir keresinde seninle olduğum her an kabusta gibiyim demiştin bak ona inanmıştım.
Ali Zeynep'in dudaklarına bakarak:
- Seni bir daha şaşırtmamı ister misin?
Zeynep başta anlamasa da sonrasında anlamış ve kendisine bakarken dudakları sağa doğru kayan Ali'ye:
- Bir daha öyle bir şey yapmaya kalkarsan çok fena olur ona göre.
Ali kısık gözlerle Zeynep'e baktı baktı. Sonra :
- Bir dahakine sen beni şaşırtmalısın ama. Unuttun mu sen yapılan hiçbir şeyin altında kalmazsın.
Zeynep Ali'yle başa çıkamıyordu. Konuyu değiştirmek için:
- Hani sen çok hastaydın.
- İyileştiiiimm.
- Hım? Bir kaç saatte ?
- Evet işte bak gayet iyiyim.
Bu sırada Zeynep Ali'den kurtulmuştu. Hemen ayağa kalkıp sabahlığını giyindi.
- O zaman benim burada kalmamı gerektirecek bir durum da kalmadı.
- Off Zeynep Offf!
Ali yatmaya devam etti. Zeynep okul için hazır olduğu sıralarda Ali hala uyuyordu. Yanına gidip:
- Ben okula gidiyorum senin dersin yok mu?
Ali kafasını kaldırıp Zeynep'e baktı. Zeynep her zamanki gibi çok güzel olmuştu. Siyah dar pantolonu üzerine Fuşya rengi V yaka bir bluz giymişti. Saçlarını da yine yarım toplamış omuzlarından dalga dalga sarkmasına müsade etmişti. Zeynep'i bu halde görünce onu tek başına okula yollamaması gerektiğini düşündü ve oflayarak kalktı. Ali de koyu renk Jean pantolonu üzerine de şık bir markaya ait olan swearshirt giyinmişti. Zeynep bu sırada Ali'yi beklerken sandviç hazırlamıştı. Arabaya indikleri sırada Ali tüm sandviçini bitirmişti neredeyse. Zeynep usulca arabaya bindi ve emniyet kemerini bağladı.
Biraz sonra okula geldiklerinde kafetarya adeta çalkalanıyordu. Cuma günü paylaşılmış olan Zeynep'in itiraf sayfasındaki görselinden neredeyse tüm okul haberdardı. Bu işe en az Ali kadar kızan ise Ömer olmuştu. Zeynep'in Aliyle içeri girişini büyük bir sabırla izleyen Ömer, Zeynep yanına geldiği sırada:
- Zeynep bu haberler de ne?
- Ne haberi Ömer?
- Bilmediğini söyleme bana.
- Hayır bir şeyden haberim yok benim.
Ömer cebinden telefonunu çıkarıp Zeynep'e paylaşımı gösterdi. Zeynep çok şaşırmıştı. Bu fotoğraf ne zaman çekilmişti ki ayrıca kimdi bu paylaşımı yapan.Tüm bunları düşünürken Ömer devam etti:
- Ama çok güzel benzetilmiş şerefsiz. Kim yaptıysa ellerine sağlık.
- Bir dakika bir dakika. Çocuga ne olmuş ki
-Valla motor kazası geçirdim falan diyor ama yalan bayağı güzel dövülmüş.
Zeynep'in bunu yapanın kim olduğunu tahmin etmesi çok bir zamanını almamıştı.Bunu Ali'ye soracaktı. Ömer'in geçen akşamki sempozyuma neden gelmedin sorusuna da yanıt verdikten sonra derse girdiler. Ali ve Zeynep'in son zamanlarda aşırı yakınlaşmaları Ömer'in gözünden kaçmamıştı. Zeynep'in her zamankinden bir tık fazla mutlu olması da öyle tabi.
Dersleri bittiğinde kapının önünde kolu ve yüzünün bir tarafı sargıda olan birinin kapının önünde beklediğini gördü Zeynep. Yanından yürüyüp geçecekti ama bu kişi:
- Zeynep bir dakika beni dinler misin?
- Sizinle tanışmış olduğumuzu hatırlamıyorum.
- Evet henüz yüz yüze tanışmadık. Ama tanışacaktık. Yani işler planladığım gibi gitseydi.
- Anlayamadım.
Tam bu sırada gümbür gümbür sesiyle Ali:
- Zeyneep!
Zeynep aniden arkasını döndü ve kendisine doğru gelen bu Alinin ne yapabileceğine çok hakim olduğundan ona doğru tamamen dönerek :
- Efendim.
- Gidiyoruz hadi.
- Bir saniye Ali bir şey konuşuyoruz.
Alinin kan beynine sıçramıştı. Zeynep'i elinden tuttuğu gibi
-Gidiyoruz demiştim Zeynep. Diyerek Zeynep'in ona ayak uydurabileceği hızdaki adımlarla arabaya doğru yöneldi. Yol boyunca Ali'nin bir kızın elinden tutmuş yürüyor olduğunu gören herkes şaşkınlıkla onlara yol vermişti. Arabaya bindiklerinde Zeynep:
- Sana kaç kere dedim Ali beni kendi istediğini yapmaya zorlama.
-....
Ali sadece yola endeksliydi. Kaşları alabildiğine çatık ve kızgındı. Zeynep kendisine karşı tepkisiz kalan bu Ali'den hiç hoşlanmıyordu. Eve varıncaya kadar hiç konuşmadılar. Eve girdiklerinde de Zeynep direk yukarı odasına çıktı. Ali ise biraz sakinleşip konuşmanın en doğrusu olacağını düşünerek salona geçti. Ancak mümkün değil sakinleşemiyordu. Yukarı çıktı Zeynep'in kapısının önüne gelip:
- Zeynep konuşmamız lazım.
Zeynep kesinlikle ses vermiyordu. Ali ise yine inadı tutmuş olan Zeynep'e şuanda hiçbir şeyin kar etmeyeceğini düşünerek odasına girdi.
Zeynep gerçekten sinirlenmişti. Ne yapacağını bilmiyordu. Bu sırada Aslı aradı. Aslı'ya okulda olanları anlattı. Aslı da kızmıştı Ali'ye ve Zeynep'e :
- Zeynep bu çocuğa iyi bir ders vermenin zamanı geldi. Böyle istediği zaman sana istediğini yaptıramayacağını öğretmemiz lazım. Hemen şimdi hazırlan. En şık kıyafetlerini giy makyajını yap ve ona hiçbir şey söylemeden evden çık.
- Amaan Aslı .
- Ne aman Aslı. Hemen hazırlanıyorsun ben de tabi sonra da seninle şöyle bir ilk İstanbul gecelerine akışımızı gerçekleştirelim.
- Aslı emin misin?
- Tabi eminim hadi.
- İyi peki görüşürüz.
Diyerek hazırlanmaya başladı. Derin dekolteli tiril tiril siyah dizlerinin iki karış üstünde olan elbisesini giyindi. Makyajını da yaptı.
Aksam olmuştu artık. Zeynep tüm hazırlıklarını tamamladıktan sonra odadan çıkıp aşağıya iniyordu ki oda kapısının açılma sesiyle Ali de yerinden fırlayıp kapıyı açtı ve Zeynep'in hazırlanmış gidiyor olduğunu gördü. Haddinden fazla güzel olmuştu Zeynep. Bu şekilde nereye gidiyor olabilirdi ki. Bunları düşünürken sakin görünmek için ellerini cebine sokarken sordu:
-Nereye Zeynep?
Zeynep göz ucuyla Ali'ye bakıp:
-Dışarı çıkıyorum arkadaşlarım bekliyor acelem var kusura bakma dedi ve aşağıya inmek için bir hamle daha yapacaktı ki Ali önüne geçip baştan aşağı gözleriyle süzüp:
- Bu şekilde mi?
Zeynep de Aliye çıkışarak:
- Ne varmış halimde gitmem gerekiyor müsaade eder misin geçeyim.
- Edemem Zeynep. Bu kıyafetlerle edemem.
- Bu da ne demek oluyor?
- Duydun işte. Kesinlikle bu şekilde çıkmana müsaade etmiyorum. Çok gitmen gerekiyorsa makul bir şeyler giy ve birlikte gidelim.
- Alii! Sen bana bu şekilde kısıtlama getiremezsin bunu biliyorsun dimi?
- Zeynep. Üzerini değiştir ben seni aşağıda bekliyorum.
Zeynep'in sabrını taşırmıştı bu son sözü Ali'nin ve bağırmaya başladı:
- Ben sen ne istiyorsan onu yapmak zorunda değilim Ali. Sen gel dediğinde gelip git dediğinde giden biri değilim. Senin bana karışma hakkın da yok. Ben istediğimi yapabilecek yaşta ve akıldayım.
Ali sakin sakin Zeynep'i dinliyordu. O nefes aldığı dakikada ona yaklaştı dibine kadar geldi ve ağlamak üzere dolmuş gözlerine bakarak:
- Sen benim karımsın Zeynep.
-Ben senin karın değilim Ali.
-Kağıt üzerinde de olsa benim karımsın.

-Adı üzerinde Ali kağıt üzerinde.

-Kağıt üzerinde olmasaydı da ..

Ali susmuştu.Devamını getirip getirmemesi gerektiğini anlamaya çalışıyordu.Zeynep de yutkunmuştu. Gözlerini Ali'den alamıyordu. Ali'nin sakinliği onda uyuşturucu etkisi yapmıştı sanki. Bu söylemeye çalıştığı şeyde Ali gerçekten samimi miydi, yoksa yine bir anlık inatla ağzından çıkıveren bir cümle mi? Zeynep Alinin koyu renk gözlerinden bunlardan hangisi anlaması gerektiğini çıkarmaya çalışıyordu.Ali ise gözlerinin içine böylesine bakan Zeynep'e içinden geçen her şeyi söylememek için kendini zor tutuyordu.Bu sıra da Zeynep gözlerini kaçırarak ve Ali'den uzaklaşarak devam etti:

-Ama kağıt üzerinde.

Ali bu sırada gitmeye çalışan Zeynep'i belinden tutup kendisine çekti. Şimdi bedenleri arasında hiç mesafe yoktu.Ali gözlerini tekrar Zeynep'e dikip:

-Hayır Zeynep Kağıt üzerinde olmasadaydı da sen benimsin. Karım olsan da olmasan da.

Deyip gözlerini Zeynep'in dudaklarına dikti; alt dudağı titriyordu, heyecanlanmıştı Zeynep.Bu görüntüye daha fazla dayanamayacağından emin olan Ali, Zeynep'in dudaklarına kendi dudaklarını bastırdı.

Zeynep'in içinden kesinlikle Aliyi durdurmak gelmiyordu. Sanki kemiklerinin içi boşalmış gibi kımıldamadan sadece bu anı yaşamak istiyordu. Ali ise gözlerini de tamamen kapamıştı.Zeynep ona cesaret veriyordu. İki elini de Zeynep'in incecik beline dolamıştı.Bir ara Zeynep kendini geri çekmek istemişti. Ali bu sırada Zeynep'in yüzünü iki eliyle avucunun içine alarak, alnını Zeynep'in alnına dayadı. İkisi de nefes nefese kalmıştı. Ali :

-Lütfen Zeynep, lütfen.

Tekrar dudaklarına minik minik öpücükler kondurarak devam etti :

-Beni artık daha fazla kendinden mahrum etme.

Zeynep gözlerini açmıştı. Ali'nin dudaklarındaki sıcaklık onu sersemleştiriyordu. Böyle arzuyla öpülmek sanki kimyasını bozuyordu. Sanki vücudundaki bütün kan yanaklarına hücum etmişti. Ali'nin gözlerine bakmaya cesareti yok gibiydi.

Ali ise Zeynep'in yüzünün her santimini tek tek inceliyordu. Burnu Zeynep'i kokusuyla dolmuştu. Narin vücudu sanki titriyordu Zeynep'in.Gözleri yere bakıyordu. Şuanda gözlerine bakmak istiyordu Ali. Zeynep'in onu isteyip istemediğini anlaması gerekiyordu. Hala çok hızlı nefes alıp veriyordu Zeynep. Ali zaten tekrar Zeynep'in dudaklarını öpmek arzusuyla kavruluyorken, bu hızlı nefes alıp veriş onu daha da hatta fazlasıyla zorluyordu. Nihayet Zeynep gözlerini kaldırdı. Bal rengi gözlerini daha önce hiç bu kadar yakından görmemişti Ali. Öpmek istiyordu.Sadece öpmek. Gözlerini bile öpmek. Ancak böyle dinebilirdi vücudunda gezen Zeynep hasreti.

HUYSUZ ADAM #wattysWo Geschichten leben. Entdecke jetzt