Bölüm 63: Komplo

31.4K 949 197
                                    

Sabahın erken saatlerinde başlamıştı gün Zeynep için. Yine mutlulukla hazırlamıştı kahvaltıyı.Ali ile göz göze diz dize kahvaltılarını yaptıktan sonra hızla okula gitmek için yola koyuldular. Zeynep bir çok sorumluluğunu sekteye uğrattığını fark etti. Sıdıka Hanımı Sungur Oteli derslerini... Hepsini biraz ihmal etmişti. 

Derslerine büyük bir dikkatle dinledikten sonra okulun kütüphanesine gidip ders çalışmaya başlamıştı. Uzun bir müddet ders notlarını çıkardıktan sonra okulun yaşam merkezine gitmek üzere yola koyuldu. Arkasından birinin ona seslendiğini fark etti ve hızlıca arkasına döndüğünde, bu kişi Pelin'den başkası değildi. Bu kız ne istiyordu ki Allah aşkına ? Ali onunla konuştuğunu görse deliye dönerdi. Niyeti konuşmayı kısa kesip hemen işlerine geri dönmekti. Bunları Pelin yanına yaklaşana kadar düşünmüştü. Pelin:

-Zeynep naber?

-İyiyim teşekkürler. 

-Vaktin varsa kahve içelim mi?

-Pelin kusura bakma ama kırtasiyeden almam gereken bir çok not var. Onları almam lazım. Belki başka zaman, olur mu?

-Çok vaktini almam aslında ama peki ısrar etmeyeceğim daha fazla. 

Vedalaşıp uzaklaştılar. Onunla çok muhatap olmak istemiyordu Zeynep, Ali bu durumdan hoşlanmadığı için. Pelin ise Zeynep'le oturup ona Ali ile olanları anlatmak istiyor ancak her seferinde ya Ali ya da Zeynep engel oluyordu. Ali ile Zeynep'in birbirlerine açıldıkları aşikardı. peki ya Pelin ne olacaktı? Liseden beri yanından ayrılmadığı Ali'nin bir başkası ile olmasına göz mü yumacaktı. Hem de Zeynep gibi hayatlarının hiç bir yerinde olmayan bir köylü kızına yenilmeyi asla kabul etmiyordu. Pelin Ali'nin bir başkasını sevebileceğine hiç inanmıyordu. Zaten Ali kimseyi sevmezdi ki. Ali sadece insanlara alışırdı. Pelin'e de alışmıştı yıllardan beri her ne yaptılarsa birlikte yapmışlardı. Ali ile evleneceğin emindi Pelin. Hiç bir kız bu zamana kadar onun için bir risk bile teşkil etmemişti. Hatta dışarıdan bir çok insan kendisine imrendiklerini Ali ile nasıl olabildiklerini sorup duruyordu yıllardır. Pelin bu iç savaşından şunları sesli mırıldanarak çıktı:

''Ali'nin sadece aklı karıştı. O benden başkasıyla asla ve asla olamaz.''

Bunları düşündükten sonra fakülteye doğru yürümeye başladı. Kendine doğru yürümekte olan kumral geniş omuzlu gayet düzgün bu kişiyi gözü bir yerden ısırmıştı. Evet evet bu oydu. Zeynep ile tartıştıkları gün, Zeynep'in peşinden gittiği çocuk. Hızlıca arkasınnı dönüp:

-Aa pardon afedersiniz.

Ömer afallamıştı. Bir kaç gündür ruh gibi dolaşıyordu. Zeynep onu aramıyor sormuyordu. Kafası hayli dağınıktı. Kendisine seslenen alımlı kıza baktığında o da Pelin gibi onu anımsadı ve dikleşerek:

-Buyrun.

-Hatırladınız mı beni? Hani o gün asansörün orada karşılaşmıştık.

-He evet hatırladım.

Elini uzatmıştı Pelin ve gözlerine Ömer'e devirerek:

-Ben Pelin. Pelin Taciroğlu.

-Ömer ben de memnun oldum. Ömer Kalyoncu. 

-İşiniz yoksa bir kahve içelim mi ayakta kaldık böyle. Sizinle çok ortak yönümüz var.

-Hangi konuda?

-Zeynep mesela. 

Ömer mimiklerini değiştirmemeye özen gösterse de karşısındaki kişi Pelin olduğundan anlamıştı Pelin. Ömer'İn hassas noktasıydı Zeynep. başını salladı ve okulun kafeteryasına doğru yürümeye başladılar. Pelin rahattı. Ali ve diğer arkadaşları spora gitmişlerdi. Zeynep de ders çalışıyordu. Onları görecek etrafta kimse yoktu.Kahveleri sipariş ettikten sonra Ömer net bir tavırla:

-O gün Zeynep'in üzerine gidiyordunuz. Bu  da gösteriyor ki arkadaşlık noktasında bir yakınlığınız yok. Bana Zeynep konusunda ne anlatacak olabilirsiniz ki?

Pelin derin bir iç çektikten sonra:

-Doğru Ömer. Zeynep'i çok tanımam. Tıpkı senin Ali'yi hiç tanımadığın gibi. Sana Zeynep hakkında bir şey anlatacak değilim. Ancak Zeynep'e olan hislerinden haberdarım. Ali ve Zeynep gerçekten evli değiller Ömer için rahat olsun.

-Bunu biliyorum zaten.

-Nasıl? Nasıl biliyorsun?

-Zeynep bana her şeyi anlattı. Formalite icabı kıyalan bir nikah olduğunu söyledi. Ancak şuan için formalite gibi görünen ortada hiç bir şey yok. 

-Doğru belki öyle görünmüyor. Ama senin bildiğini Ali bilse sence nasıl olurdu. 

Ömer alayla karışık:

-Hiç bir şey olmazdı. Çünkü olmadı. Ali ve Zeynep birbirine daha da bağlandı. Zeynep bu çocuğu seviyor. Ben de onun mutlu olduğuyla mutlu olmaya çalışacağım. Sana da öyle yapmanı tavsiye ederim.

-Ben senin gibi kaderci olamam Ömer. Şimdiye kadar ne istediğiysem başardım. Bu böyle de devam edecek. Ben seninle güçlerimizi birleştirmemiz gerektiğini düşünüyorum.İkimiz de aynı şeyi istiyoruz aslında ve ben asla boş durmayacağım. bu sırada sen de Zeynep'i teselli etsen çok iyi olur. Çünkü Ali'nin eski evine gelen mahkeme celbini Ali'nin babasına posta olarak gönderdim. Onların evliliklerinin formalite olduğunu artık onlar da biliyor.

Ömer'in gözleri açılmıştı. Yoksa bir ihtimal Zeynep ile kavuşabilir miydi? Pelin'e dönerek:

-Dava ne zaman?

-Bu ayın sonunda. Çok bir vaktimiz yok Ömer. Bu ayın sonunda ikisinin o mahkemeye gitmesini sağlarsak zaten iş kendiliğinden çözülecek.Ne diyorsun var mısın?

Ömer usul usul başını sallamıştı. Ama nasıl olacaktı bu. bu soruyu Pelin'e de sordu. Pelin çok akıllı bir kızdı her şeyi ayarlamıştı. Yapması gerekenleri Ömer'e tek tek anlattı. Ömer küçücük bir ihtimal de olsa Zeynep'in kendisiyle birlikte olacak olması fikriyle sanki yeniden hayat bulmuştu. Pelin ise bu yolda yanına güçlü birini çekmiş olmanın verdiği kibirle gülümsüyordu. 

HUYSUZ ADAM #wattysWhere stories live. Discover now