Bölüm 61: Hoşgeldin

34.9K 1K 220
                                    

Kahvaltılarını manzaraya karşı yaptıktan sonra biraz daha çevreyi gezdiler.İkisi de huzurun keyfini çıkarıyorlardı. Akşama doğru İstanbul'a geri dönmek üzere yola çıktılar. Arabada şarkı dinleye dinleye evlerinin yolunu tuttular. Eve geç saatte girmişlerdi ve ertesi gün pazardı. Valizlerini eve çıkarıp hemen uykunun kollarına bıraktılar kendilerini.

****

Sabah saat 11 'i geçmişti uyandıklarında. Zeynep daha erken kalkmış kahvaltı sofrasını hazırlamya koyulmuştu üzerindeki beyaz renk sabahlığıyla ve özensiz toplanmış saçlarıyla. Ali biraz sonra yanında Zeynep'in yatmıyor oluşunu fark edip uyanmıştı ve aşağıya indi mutfaktan gelen tıkırtıları takip ederek Zeynep'i buldu. Ali, kapıya yaslanmış ellerini göğsünde kavuşturmuş Zeynebini izliyordu. Onun her hareketi Ali için izlemeye değer bir sanat gösterisiydi adeta. Zeynep ocağın başında yaptığı krepleri çeviriyordu. Hafif arkası dönük kaldığından Aliyi görmemişti henüz. Tam bu sırada elini krepi çevirdiği tavaya değdirdi ve yaktı. Ali koşarak Zeynep'in elini avucunun içine aldı ve üflemeye başladı. Zeynep canının yanmasını neredeyse unutmuş kendisi için endişelenmekte olan kocasına mütebessüm bir şekilde baktı ve onu sakinleştirmek için:

-Tamam Ali sakin ol o kadar acımadı geçer şimdi.

Ali'nin mimikleri her zamanki gibi sert bir hal almıştı. Sanki Zeynep'i duymuyormuşcasına buzluktan aldığı ice pack'i Zeynep'in yanan eline bastırdı. Ve: 

-Şimdi nasıl acıyor mu hala? 

Zeynep, Ali'yle göz kontağı kurmak için biraz sessiz kaldı. Ali kendine baktığı sırada tıpkı Ali gibi kaşlarını çatarak ve biraz da tiye alarak:

-Hayır acımıyor.  dedi ve kendini tutamayıp gülmeye başladı.

Ali kafasını hafif havaya kaldırıp:

-Artık dalga da geçiyoruz yani? dedi. 

Zeynep'in tam bu sırada Ali'nin arkasındaki ocaktan çıkan duman dikkatini çekti ve telaşla Ali'yi uzaklaştırarak tavada unutmuş ve yakmış olduğu krepini alırken Ali'ye:

-Uff Alii. Yaktık bunu. Seninle uğraşayım derken yandı işte. Tüh! 

Ali ada mutfağın üzerinde duran ve henüz hazırlanmış salata tabağından bir salatalığı ağzına atarken keyifle:

- Yaa benimle dalga geçersen öyle olursun işte. dedi.

Zeynep kötü kötü Ali'ye bakmıştı. Ali ise Zeynep'i sinirlenmiş olmanın keyfiyle biraz daha oralarda oyalandı. Zeynep :

-İçeri gitsene Ali. Burada dikkatimi dağıtıyorsun. 

-N'apayım içeride Zeynep tek başıma. Hem seni izliyorum fena mı. (Şimdi ayağa kalkmış Zeynep'in belini kollarıyla sararak) Hem senin dikkatin neden dağılıyor ki beni görünce? demişti muzur muzur. 

Zeynep ise kıkırdayarak:

-Yaahah Ali. Bak Valla yine yanacak bunlarda. Aç kalacaksın.

-Yoo ben aç kalmam. İllaki doyarım.

-Nasıl doyacaksınız beyefendi?

-Karnımı doyuramazsanız gönlümü doyurursunuz Zeynep Hanım.

Zeynep Ali'ye kısa bir bakış attı ve onunla daha fazla laf yarışına gereksinim duymadı.Ali de daha da keyifli bir biçimde Zeynep'in işinin bitmesini bekliyordu. Tam o sırada telefonu çaldı. İçeriye girip telefonu eline aldı. Arayan Aziz Bey değildi bu sefer. Arkadaşı Ahmet'ti. Açtı Ali :

-Günaydıın Ali Beyy. Nasılsınız? Nerelerdesiniz yahu?

-Günaydın kardeşim. Evdeyim kahvaltı edicem şimdi sen napıyosun?

HUYSUZ ADAM #wattysWhere stories live. Discover now