Bölüm 25 : " Ne de Olsa"

39.2K 1.2K 10
                                    

Yolculuklarına devam ediyorlardı. Hava iyiden iyiye kararmış az bir yolları kalmıştı. Zeynep tabelalardan kaç km kaldığını takip ediyordu.Artık son 30 küsür km idi. Biraz sonra koca İstanbul'da bir başına kalacaktı. Düşünüyordu ancak hala bir şey bulamamıştı. Abisinin yanına gitmek iyi fikir gibi gelse de burada da sokağa atılacak ise eğer bir kere daha kaldiramaya gücü yoktu artık. Bulacağım bir yolunu dedi içinden bir İstanbul'a atayım da kendimi. Ali'nin ise iyiden iyiye uykusu gelmişti. Zeynep'e gözünün ucuyla baktı uyuyordu Zeynep kafası sol omzunun üzerine düşmüştü. Güzel kız dedi tekrar içinden ama banane. İstanbul'a yaklaştıkça trafik artıyordu. Zeynep sıçrayarak uyandı. Ali de şaşırmıştı. Sonra telaşla Zeynep :
- Arabayı durdurur musun çok kötüyüm. dedi.Panikle durdu Ali arabadan hızlıca indi Zeynep koşarak lavaboya gitti.Ali nolduğunu anlayamadı Zeynep'in peşinden gitti. Kadınlar lavabosunun tam önünde durdu.Ama Zeynep'i de merak etmişti. İçeri giren bir teyzeden Zeynep'e yardimci olmasını rica etti. Kadın afallamıştı ama kabul etti ve Zeynep'in yanına girdi. Zeynep çok istifra etmiş ve bayağı da sersemlemişti. Kadın yanına gelip:
- Kızım iyi misin ? Diye sorduğunda konuşacak hali kalmamış sadece başını salllamisti. Kadın ise hemen onun koluna girerek elini yüzünü yıkamasına yardım etmiş ve eklemişti:
- Dışarıdaki Bey kocan mı?
Zeynep ise şaşıracak yarı bitkin halde :
-Ali mi? Demiş kadın ise :
- İsmi Ali'dir demekki. Çok paniklemisti. Kocan mı? Diye yineledi kadın. Zeynep ise başını salladı. Kapıya kadar Zeynep'e eşlik eden teyze kapıda bekleyen Ali'ye:
-Ali gel oğlum buraya. Gel gir karıcığının koluna da düşmesin kızcağız.dedi ve ekledi.
-Ayy benimde ilk hamileliğim bu kadar zor geçmişti.Allah yardımcın olsun kızım. Sağlıkla kucağına al İnşallah.
Ali de Zeynep de birbirine bakakalmış Zeynep'in yine her zamanki gibi yanakları kızarmıştı. Ali Zeynep'in arabaya kadar yürümesine yardım etti. Onu koltuğa otutturdu. Hemen yerine geçti sonra da Zeynep'in emniyet kemerini bağlamak için Zeynep'e doğru eğildi. Bu sırada yine burnuna Zeynep'in o müthiş kokusu geldi. Hızlıca kemeri bağlayıp son bir derin nefes alıp geri çekildi. Yavaş yavaş nefesini verirken Zeynep'e dönerek:
- Daha iyi misin? Diye sordu . Zeynep başını sallayarak ve hafif iniltiyle cevap verdi.
- Araba tuttuğunu bana söyleyebilirdin.Zeynep bitkin bir sesle :
- Ben de bilmiyordum.
- Nasıl yani daha önce hiç uzun yola çıkmadın mı?
- Hayır.
-Sen İstanbul'a da ilk defa geliyorsun o zaman.
-Hı hı.
Derin bir iç çekti Ali :
- Peki şimdi napacaksın? Yani Nerede kalacaksın?
Zeynep Ali'nin kendisine daha fazla acımasını istemediği için kendini biraz toparlayarak net bir sesle tıpkı Ali gibi cevap verdi:
- Bu benim problemim. Bırak da bunu ben düşüneyim.
Ali hala anlam veremiyordu. Bu kız ne yapmak istiyordu Allah aşkına. Biraz ona benziyordu dik başlılığı aklına eseni yapması. O da onun gibi çıkıp gelmemiş miydi İstanbul'a.
Ali bunları düşünürken Zeynep klimadan sıkılıp biraz camını açtı. Dışarıdan gelen serin hava ona kendini daha iyi hissettirmisti.Birsz gözleri kapalı bu yüzüne çarpan havayı içine çekti. Sonra bu esinti zamanla durdu. Gözlerini usulca açıp sağa sola baktı. Bir sürü araba vardı etrafında kendini biraz geri çekip dışarıyı izlemeye devam etti. İstanbul trafiği iyiden iyiye kendini göstermişti. Bu seferde yanından geçip giden arabaların plakalarına bakıyordu Zeynep. Onları ezberlemeye çalışıyor kısacası oyalanıyordu. Sonra yanlarına içinde bir dolu erkek olan beyaz bir araba geldi trafiğin yoğunlaşmasıyla. Zeynep de çocuklar da birbirlerini farketmemişti. Ta ki arkada oturan çocuk diğerlerine işmar edene kadar. Hepsi birden Zeynep' e bakıyorlar gülümsüyorlardı.Tam bu sırada işte Zeynep farketti çekinip arkasına yaslandı. Ama çocuklar Ali'yi göremiyor olacaklardı ki resmen arabadan sarkıp Zeynep'in dikkatini çekmeye çalışıyorlardı.Bir zaman sonra Zeynep'in huzursuzca kıpırdandığını gören Ali, Zeynep'e doğru döndü yine midesi bulandı sandı. Tam o sırada bu taşkın erkekleri farketti ve Zeynep'in huzursuzluğunu da anladı. Kendi kontrol panelinde bulunan düğmesinden Zeynep'in camını örttü. Zeynep bir an olsun rahatlamıştı. Yolculukları bu şekilde devam etti.
Biraz sonra İstanbul sınırını geçtiler az sonra da Zeynep hayatında ilk defa boğaz köprüsünün üzerinden geçiyordu. Zeynep şaşkınlıkla karışık mutluluğunu gizlemedi gülümseyerek hatta biraz kıkırdayarak tekrar camını açtı. Ali'nin sanki hoşuna gitmişti Zeynep'in bu hali o da bir yandan onu izledi. Boğaz Köprüsü keyfi bitince Zeynep de camını kapatıp asıl gerçek duygusu olan korkuyla yüzleşti birazdan arabadan inecekti. Ama ne yapacaktı? Ali ise kaşları her zaman ki çatık bir şekilde yoluna devam ediyordu.
Biraz sonra bir sokaktan girdi Ali ve sokağın sonundaki siteden içeri geçerken güvenlik Ali'ye selam verdi. Kapalı otoparka girdi Ali. Zeynep ise ne diyeceğini ne yapacağını şaşırmıştı. Arabayı stop ettiğinde Zeynep panikle arabadan indi. Ali de arkasından. Sonra bagajı açtıklarında ise Zeynep yine panikle valizini alarak Ali'ye:
- Her şey için teşekkür ederim. Ben artık gideyim dedi. Ali ise hafif alay geçerek:
- Nereye gidiyorsunuz Zeynep Hanım. Dedi.
-Dedim ya sana bu benim problemim sana ne .
- Yok öyle yağma. Unuttun heralde hala evliyiz biz. Boşanma davasını açmadan senin ortalıktan kaybolmana müsade edecek değilim herhalde. Yürü eve gidiyoruz. Şu davayı açalım sonra nereye istersen gidersin.
Ali'nin bu laflarindan sonra Zeynep ağlamaklı olmuştu ama en azından bir günlük de olsa yatacak bir yer bulmuş olmak onu rahatlamıştı.
Ali ise eğer bu şekilde konuşmazsam Zeynep'i durduramazdım diye içinden geçirerek asansöre doğru yürüdü. Eee dedi içinden ne de olsa az da olsa bana benziyor hani...

HUYSUZ ADAM #wattysWhere stories live. Discover now