Bölüm 52 "Şimdi Bir De Sen Varsın "

36.9K 1.3K 71
                                    

Nihayet yolculukları bitmişti. Hastanenin önüne geldiklerinde ikisinin de gözlerinin altındaki mor halkalar belirginleşmişti. Saat 21. 00'ı geçmişti. Hemen danışmadan odayı öğrendiler. İkisi de odanın önünde oturmakta olan Semiha Hanım ve Ayşe'nin yanında soluğu aldılar.  Ali hızlı nefes alıp verişinin arasında sordu:
- Durumu nasıl?
- Henüz çıktı yoğun bakımdan geldiğimizde çok kötüydü çok 8korktuk oğlum.
Ayşe Semiha Hanımın bileklerini ovuyordu diğer tarafına da Zeynep oturmuştu. Ali ayakta sorularını sormaya devam etti:
- Şuan neden odaya girmiyoruz?
- Dur oğlum. Doktorlar içeride. Daha biz de göremedik. Kafeteryaya inmiştik odaya alındı dediler koşa koşa geldik. İçeri de koymular meraktan ölücem burada Vallahi.
Biraz daha bekledikten sonra içeriden doktor çıktı. Hemen soru yağmuruna tutulmadan doktor açıklanmasını yaptı:
- Şuanda kritik süreci atlattık. Şimdilik hastamız iyi. Ancak herhangi  bir ağır stres onu komaya sokabilir. Bundan sonra çok dikkatli bir şekilde yaşamına devam etmeli.
Semiha Hanım telaşla:
- Peki doktor bey neden olmuş biliyor musunuz?
- Benim bunu bilmem mümkün değil. Kalp krizinin bir çok tetikleyici etkeni olabilir. Zaten takip altında aldık hastamızı. Dediğim gibi bundan sonra kalbi yoracak herhangi bir eylemden uzak duruyoruz.
- Doktor Bey yanına girebilir miyiz?
- Tabiki ancak bu kadar kalabalık şekilde içeride uzun müddet kalmayın. Biz bir kaç tetkik sonrasında Aziz Beyi dinlenmek üzere evine yolayacağız zaten.
Hepsi sevindiler doktora teşekkür edip odaya girdiler. Önden Semiha Hanım ve Ayşe. Arkasında Zeynep ve Ali.
Aziz Bey sararmış, bitkin görünüyordu. Zeynep ve Ali'yi görünce:
- Yahu siz de mi geldiniz çocuklar. Amma telaş etmişsiniz.
Zeynep ve Ali Aziz Beyin ellerini öperken hoşbeş faslında bitti. Hemen ardından Ali:
- Baba şimdi kendini nasıl hissediyorsun?
- Gayet iyiyim oğlum. Gördüğün gibi hiçbir şeycigim yok. Asıl siz söyleyin bakalım.  Siz nasılsınız, nasıl geçti yolculuğunuz?
- İyiyiz baba gördüğün gibi. Yolculukta her zamanki gibiydi.
-Zeynep kızım sen nasılsın bakalım?
- Ben iyiyim efendim. Çok korkuttunuz bizi. Tekrar geçmiş olsun.
-Korkmayın kızım. Eski toprağım ben EvvelAllah hiçbir şey olmaz bana. (Muzur bir sesle, Ali ve Zeynep'e bakarak) Hem daha torunumu görmeden ölmeye de hiç niyetim yok.
Herkes gülümsedi. Ali ve Zeynep de öyle. Sohbetten bir müddet sonra Aziz Bey Ayşe ,Ali ve Zeynep'in eve gitmesini istedi. Ama buna asla razı gelmeyen Ali ve Zeynep, Ayşe ve Semiha Hanımı zor da olsa eve göndermeyi başardılar. Ali yemek almaya gittiği sırada Zeynep Aziz Beyle sohbete devam ettiler.
- Okulun nasıl gidiyor kızım?
- İyi gidiyor efendim. Şimdilik bir sıkıntı yok.
-Nasıl bizim hayta üzüyor mu seni?
- Yok efendim gayet iyiyiz.
- Aman iyi olun. Herhangi bir sıkıntı sorun yok diyorsun öyle değil mi?
- Hayır efendim. Gerçekten gayet iyiyiz.
Bu sırada Ali de girdi içeri. Hemen gelen yemekleri servis etti ve Zeynep. Bir güzel karınlarını doyurdular.
Odada bir hasta yatağı hariç bir kanepe televizyon mini bir dolap bulunuyordu. Ali ve Zeynep Aziz Beyin isteği üzerine televizyonu açtılar. Televizyon seyrederken ilaçların da etkisiyle Aziz Bey uyuyakaldı. Ali Zeynep'e fısıltıyla:
- Zeynep hadi gel az bir şey hava alalım.
- Sen git. Ya babanın bir şeye ihtiyacı olursa.
- Ya gel işte iki dakikada iner geliriz.
- Peki o halde.
Odadan usulca çıktılar. Kafateryaya doğru ağır adımlarla yürürken Zeynep:
- Ahh! Çok şükür ki iyi. Ona bir şey olmasından çok korktum.
- Sen mi ben mi Zeynep. Babam bu hayatta son kalanım..(Biraz durduktan sonra)....dı. Gerçi şimdi bir de sen varsın. Deyip elini Zeynep'in omzuna atıp kendine çekti. İkisi de gülümsedi. Ali hemen sigarasını yaktı. Zeynep üşüyordu. Ali montunu çıkarıp Zeynep'e sararken:
- Babanız bana montunu da verdi demeyi unutmazsın artık ufaklıklara.
Zeynep gülümsedi. Hemen önüne bakıyordu. Dalmıştı. Ali ona sarılıp:
- Neden bu kadar daldın Zeynep?
- Hiiiç aklıma babam geldi. Daha doğrusu onu kaybedişim. Tekrar aynı şeyi yaşayacak olmak beni çok korkuttu.
Ali kollarını Zeynep'in göğsünde birleştirerek çenesini Zeynep'in omzuna koyup:
- Allah rahmet eylesin. Ama bak çok şükür ki babam iyi.
- Evet çok şükür. E hadi babanın yanına gidelim.
Tekrar odaya geldiklerinde Aziz Bey hala uyuyordu. Açık olan televizyonu kapattılar. Kanepenin üzerinde Zeynep başını Ali'nin omzuna koydu ve uyuyakaldılar.
Sabaha karşı Aziz Bey uyandı. Önündeki kanepe de sarmaş dolaş uyuyan oğlu ve gelinine bakıp iç geçirerek şöyle dedi mırıldanarak:
- Ah Be çocuklar, madem birbirinizin dayanağısınız. Bu boşanma davası da neyin nesi?

HUYSUZ ADAM #wattysحيث تعيش القصص. اكتشف الآن