Bölüm 71 : Çift Çizgi

24.4K 847 71
                                    

Zeynep bu düşünceyi aklından sildi ve telefonunu bir kenara bırakıp kendisi için hazırladığı yatağa girdi. Ancak uyuyamıyordu. Sonuçta Ali dışarıdaydı ve gece soğuk oluyordu. Zeynep bu düşünceyi beyninden silmek ister gibi başını her iki yana sallayıp gözlerini sıkı sıkıya kapattı.
***
Sabah olduğunda ise Sıdıka Hanım evine geldiği sırada arabanın içerisinde uyumakta olan Ali'yi farketti. Cama tıklayıp onu uyandırdı ve :
- Oğlum sen ne yapıyorsun burada ?
- Ben Zeynep'i bekliyorum.
- Alii. Sen beni hiç anlamamışsın.
Arabadan indi ve Sıdıka Hanımın karşısına geçip :
- Ben sizi gayet iyi anladım Sıdıka Hanım ama daha başka türlüsü elimden de yüreğimden de gelmiyor. Ben kararımı verdim o beni affedene kadar kapının önünde onu bekleyeceğim.
- Bu şekilde istediğin sonucu elde edemezsin Ali. Zeynep'in seni özlemesine fırsat vermelisin. Özlem aşkın mayasıdır. Hadi lütfen şimdi evine git.
-Sıdıka Hanım. .
- Ali evine hadi. Ben Zeynep'e  seni zorla yolladığımı söyleyeceğim.
Ali çaresiz gitmişti. Nedense bu kadını dinlemek istiyordu. Sanki Zeynep'in anahtarı bu kadındaydı.  Evin önüne geldiğinde ise yine yarım hissetmişti. Böyle hayal etmiyordu çünkü yanında Zeynebiyle gelecekti bu eve. İçini inceden bir umutsuzluk kaplamıştı. Alinin en sevmediği histi bu. En son bu hisse kapıldığında annesinin naaşının önünde olduğunu hatırladı. O zaman da çok ısrar etmişti annesinin ölmediği konusunda. Ta ki rengi atmış suratını ve normalde nar gibi koyu renkli dudaklarının mor renge döndüğünü gördüğü o ana kadar. Arabadan bir hışımla inip kapıyı sertçe örttü ve elini alnına götürdü. Biraz böyle kaldıktan sonra derin bir nefes alıp "Olacak bu sefer benim istediğim gibi olacak." Dedi. Gayet yavaş adımlarla evin yolunu tuttu.
***
Zeynep erken saatlerde yine telefonuna gelen mesaj sesiyle uyandı . Bu sefer yazan Ali değildi. Tanımadığı bir numaraydı ve şöyle diyordu mesajda :
Selam Zeynep,
Biliyorum şimdi söyleyeceklerim senin canını çok yakacak ama söylemek zorundayım. Bunu  bilmek senin en doğal hakkın.Bir kaç kere yüzyüze konuşmak istedim ama başarısız oldum. O yüzden yazmak zorunda kaldım.
Sizin evliliğinizin sahte olduğunu en başından beri biliyordum. Daha doğrusu Ali söylemişti. Ve tabi bu evliliği istemediğini de. Bu süre zarfında çok kez buluştuk birlikte kaldık. Düşündüğünden daha fazlası bile oldu çoğu buluşmamızda. Diyeceğim şu ki şimdi söyleyeceklerimi ben de yeni öğrendim. Zeynep,ben hamileyim. Bunu duymak senin de canını çok yakacak ama inan bende bilmiyordum. Bu saatten sonra ne yapman gerektiğini sen daha iyi bilirsin. Karnında Ali'nin bebeğini taşıyan bir kadın olarak yazıyorum sana. Lütfen Ali'ye geri dönme. Benim için değil onun için.
Zeynep mesajın sonuna doğru hıçkırıklara boğuldu. Yukarı Adnan Beyin yanina cikmak istedi ama Ali disaridaydi bunu gorurse olay cikarirdi o yuzden aradi Adnan Beyi. Telefonundaki aramanin alt katta kalmakta olan Zeynepten gelmesine şasirmisti Adnan Bey kuskulu bir sekilde :
-Zeynep Hanim, bir problem yok umarim.
-Hayir hayir Adnan Bey hiçbir problem yok. Sizden bir sey rica edecektim.
-Buyrun tabi dinliyorum.
-Boşanma davasiyla ilgili tebligatı en hızlı şekilde  Ali'ye gönderebilir misiniz?
-Zeynep Hanim ben bu isi daha once yaptim ve tebligat teslim alinmis dun kontrol de ettirdim. Ama sizin icin tekrar gonderecegim.
-Cok teşekkur ederim adresi size mesaj atacagim. He bir de Adnan Bey tam olarak ne zamandi duruşma?
- Cok emin olmamakla birlikte bu Carsamba diye hatirliyorum.
-Peki cok tesekkur ederim.
-Rica ederim iyi gunler.
Demek bu Carsamba günü her sey bitecekti öyle mi?''Ahhh Ali, sen bunu bize nasıl yapabildin''diye söylene söylene tekrar yatmıştı Zeynep ve derin bir uykuya dalmıştı.
***
Zeynep kapının kapanma sesiyle tekrar  uyandı ve Sıdıka Hanımı karşılamak için ayağa kalktı.Sıdıka Hanım ayakkabılarını çıkarırken :
- Naber Zeynep nasılsın?
- İyiyim siz?
- Ben de iyiyim. Seninki kapıdaydı.
- Gitti mi?
- Gitmesin miydi?
- Gitsin gitsin tabi de gitsin yani. Gitti demek.
- Tamam tamam zorla gönderdim. Hiç niyeti yoktu.
-Nasıl yani Ali sizin sözünüzü  dinledi öyle mi?
- Dinleyecek tabi. Ne sandın. Ben Ali'yi bile yola getiririm. Hadi gel biraz seninle konuşalım.
Zeynep başını sallamıştı. Orta holdeki masaya oturdular. Zeynep Sıdıka Hanımın kendisine söyleyeceklerini dinlemek için hazır görünüyordu. Sıdıka Hanım :
- Zeynep, bence bu olayda senin yanlış anladığın ya da atladığın meseleler var. Bu çocuk aldatmış bir adama benzemiyor. Gözlerinden okunuyor sana nasıl bağlı olduğu. Heleki sen onu dün görseydin.
- Sizin yanınıza geldi demek. Ben de burayı nasıl bulduğunu merak ediyordum. ( Sanki biraz bozulmuştu. )
-E kızım ben de taş değilim. Acıdım çocuğun o haline. Zeyneep, bak bu çocuk seni, senin benim tahmin ettiğimizden daha çok seviyor. Su gibi hava gibi muhtaç sana. O kadar belli ki. Adın geçince gözlerinin içi parlıyor. Ben onu bir dinlemen taraftarıyım. Böyle sebepsiz bir terkedişi haketmiyor. 
Zeynep Sıdıka Hanım nefes almak için duraksadığında Özür dileyip doğru lavaboya koştu. Bir müddet içerde meşgul olduktan sonra rengi atmış bir biçimde çıkmıştı oradan.
Sıdıka Hanım gözlerini fal taşı gibi açmış Zeynep'e bakıyordu. Zeynep mahçup bir şekilde:
- Kusura bakmayın. Üşüttüm heralde.  Bir süredir sabahları böyle oluyorum.
- Kızım bu hiç üşütmüşlük gibi değil.
-....
- Yoksa senn..
- Yoksa ne ben?
-Hamile olabilir misin?
Şimdi Zeynep afallamıştı. Olabilir miydi? Eğer öyleyse şimdi ne olacaktı?Sıdıka Hanım kalktı ve Zeynep'e sarıldı:
- Bak bir işaret bekleyip duruyordun gördün mü ? Ali bunu duyunca sevinçten havalara uçacak. Ya da yok yok o asık suratını normale çevirir zaten havalara uçmasıyla eşdeğer.
Zeynep öylece kalakalmıştı. Gerçekten hamile miydi? Boş boş baktığını farkeden Sıdıka Hanım onu otutturdu. Biraz durduktan sonra:
- Şuan emin olmak istiyorsun seni anlıyorum. Ben şimdi hemen eczaneden bir test alıp geliyorum ve kafanda netleştiriyoruz bu işi.
Zeynep hala şoktaydı. Başını salladı ve elini karnının üzerine koydu:
-Sen olabilir misin gerçekten? Dedi.
***
Sıdıka Hanım eczaneye yarı merakla girdi. Bu eczane yıllardır tanıdığı Sami Beyin eczanesiydi. Bir an durdu ve nasıl isteyeceğini şaşırdı. Daha demin ki coşkusu azalmıştı. Her zamanki dominant tavırla :
- Sami Bey kolay gelsin.
- Sağoluun efendim buyrun ne arzu etmiştiniz?
- Ben şey alacaktım.
- Ney efendim?
- Şey işte uff hamilelik testi.
Sami Beyin gözleri kocaman olmuştu:
-Nasıl efenim anlayamadım?
- Hamilelik testi işte . Veriyor musun başka bir yere mi gideyim.
Baştan aşağı Sıdıka Hanımı süzmüştü. 20 yıldır bu mahallede esnaftı ve Sıdıka Hanım ve ailesini de iyi bilirdi.Bu suzmeden iyice daralan Sıdıka Hanım :
- Bana lazım değil tabiki Sami Bey. Ay valla catlayivericem şurada. Ver işte şunu.  Deyip elindeki testi alıp cüzdanından çıkardığı parayi tezgahın üzerine koyduktan sonra hışımla çıktı dükkandan.
- Sersem heriff. Bir de eczacı olacak. Sanki ben o yaşlardayımda. .
Diye söylene söylene evinin yolunu tuttu.
Evin kapısı tekrar açıldığında Sıdıka Hanım Zeynep'in bıraktığı yerde hala oturur vaziyette buldu. Hemen yanına gidip testi masaya bıraktı:
- Hadi bakalım.. Bir emin olalım sonra da harekete geçelim.
Zeynep çekindi bir an. Sonuç ya pozitif çıkarsa  diye içinden geçirdi. Yavaş yavaş ayağa kalkıp testi aldı ve lavaboya geçti.
****
Bir müddet içeri de kalmıştı Zeynep.  Sıdıka Hanım telaşlandı.  Kapının ağzına gelip seslendi:
- Zeynep iyi misin canım?
Zeynep ses vermedi:
- Ama bak endişeleniyorum çık artık içeriden. 
Usulca kapı açıldı. Zeynep sapsarıydı. Sıdıka Hanım :
- Eee sonuç?
Zeynep testi gösterdi. Sıdıka Hanım sesli bir nefes alarak :
- Hamileesiiin ! !
Zeynep'in gözlerinden yaşlar akıyordu. Şaşkınlıktan mutlu olmak aklına bile gelmiyordu. Sıdıka Hanım tekrar sarıldı Zeynep'e.  Bir müddet böyle kaldılar . Sonra yavaş yavaş toparlandılar.  Zeynep elinin tersiyle gözlerinin yaşını kurularken çatal bir sesle :
- Peki şimdi ne olacak?
-  Ne demek ne olacak yavrum?
- Ben ben ne yapacağım?
- Zeynep, kızım önce bir sakinleş. Tam da Aliden bahsediyorken hamile olduğunu öğrenmemiz tesadüf olamaz değil mi?
-Ben bunu şimdi söylemek istemiyorum galiba Ali'ye.
Sıdıka Hanım afallamıştı:
- Neden, saçmalama Zeynep bu Alinin en doğal hakkı. Tabiki Ali'ye söyleyeceksin.
- Sıdıka Hanım bilmediğiniz şeyler var.
- Neymiş onlar?
Zeynep ayağa kalkıp İçeriden telefonunu getirdi ve sabah Pelinin attığı mesajı gösterdi Sıdıka Hanıma.
Sıdıka Hanim:
- Ama bu, bu nasıl olur ?
Zeynep ağlıyordu:
- İşte bu yüzden söyleyemem.
Sıdıka Hanım ahlayarak tekrar Zeynep'e sarıldı :
- Demek bu yüzden sevinemedin he. Ahh güzel yavrum... dedi.
***
Ali evine girip ılık bir duş aldı. Üzerini giyindiği  sırada kapı çaldı. Zeyneptir diye umutla gittiği kapıda postacıyı görünce sinirlendi. Hemen imzasını atıp hiç bakmadan zarfı eline aldı. Biraz sonra kapıyı örttü ve elinde duran kağıt parçasına göz gezdirdiğinde dehşete düştü:
-Boşanma davası mı?
Çok sinirlenmişti. Duvarları yumruklayarak bağırmaya başladı :
- Allah kahretsin. Allah kahretsin. Nasıl unuturum nasıl unuturum bu davayı iptal ettirmeyi.
Hemen Adnan Beyi aradı:
- Merhaba Adnan Bey.
-Merhaba Ali Bey.
-Elime bir tebligat ulaştı şimdi bu davayı iptal ettirme şansınız var mı?  Ben bunu iptal ettirmeyi tamamen unutmuşum biz vazgeçtik boşanmak falan yok.
-Allah Allah Ali Bey siz benimle dalga mi geçiyorsunuz. Bu tebligatı bir kopyasini o gün bana yazdirdiginiz adrese zaten aylar önce gönderttim ve teslim alındı zarf. Şimdide bu sabah Zeynep Hanım rica etti tekrar gonderttirmemi size. Ben de öyle yaptım.
- Adnan Bey onu bunu bırakın. Siz bu duruşmayı iptal ettirebilir misiniz ettiremez misiniz bana bunu söyleyin.
- Malesef. Ancak duruşmaya çıktığınızda her iki tarafta boşanmanın olmaması yönünde talepte bulunursa duruşma düşer.  Daha önceden söyleseydiniz yazılı olarak beyan edip davayı düşürürdük ama şimdi böyle bir şansımız yok.
Ali telefonu kapatıp fırlatmıştı. Hemen arabanın anahtarlarını alıp yola koyuldu.
***
Sıdıka Hanım zor da olsa Zeynep'e bir kaç lokma bir şey yedirmeyi başarmıştı. Kendisiyle birlikte evin islerini görmeye çalışan Zeynep'e şimdi daha da acımış onu bağrına basası gelmişti. Aliye olan öfkesi ise çok büyüktü.  Bundan sonra Aliyi asla Zeynep'in yanına yaklaştırmayacaktı. Birlikte mutfaktaki işlerini halletmişlerdi. Sıdıka Hanım çay demlemiş Zeynep'in havası değişsin diye dışarı verandayı hazırlamıştı yine mide bulantısı ile lavaboya girmiş olan Zeynepe seslendi :
- Kızım çay yaptım dışarıda seni bekliyorum. Dedi.
Biraz sonra Zeynep benzi atmış bir şekilde bahçeye çıktı. Sıdıka Hanım Zeynep'in kafası dağılsın diye oradan buradan konuşmaya başladı. Sohbet sırasında yüzünü güldürmeyi de başarmıştı. Aradan bir müddet geçtikten sonra bahçe kapısının vurulması sesiyle irkildiler. Biraz sonra Ali sinirle gelerek elindeki celp kağıdı masaya fırlatarak kükredi:
- Zeynep bu neee?

HUYSUZ ADAM #wattysМесто, где живут истории. Откройте их для себя