Bölüm 55 "V Yaka"

40.6K 1.2K 59
                                    

-Şu son kutuyu da koyun çocuklar arabaya.
- Yeter bu kadar Ayşe abla gören de savaşa gidiyoruz sanacak. Orada da yiyecek bulunuyor .
- Sen karışma Ali bunlar organik organik. Hem Zeynep alışıktır bunlara yavrumun canı ister belki oralarda.
- Teşekkür ederim Ayşe ablacım. Ama zahmet etme artık bu kadarı yeter bize bayağı bir.
- Tamam tamam daha başka bir şey yok.
Ali:
- İyi o zaman Ayşe Sultan bize müsade.
Kapıda onları geçiren herkesle tek tek vedalaşıp arabaya geçtiler. Yola çıktıklarında Zeynep'in İstanbul'a gelişi geldi aklına. Yol boyunca kaşları çatık bir şekilde araba kullanan Ali ve izlemekten kendini alamadığı yol boyu ağaçlar. Yine arabadaydi ve dışarıyı izliyordu. Ali ise yoldan ara ara gözlerini çevirip Zeynep'e bakıyordu. Ellerini göğsünde birleştirmiş mütemadiyen dışarıyı izliyordu Zeynep. Ali arabasını kullanmaya devam etti.
Bir müddet sadece şarkı çaldı arabada. İkisi de kulak veriyordu müziğin sesine. Bir zaman sonra bu derin sessizliği bozan Ali oldu:
- Piişşşttt!
Zeynep kafasını çevirmişti.Ali devam etti :
- Biraz da benimle mi ilgilensen?
- Araba kullanıyorsun Ali.
-Olsun. Konuş benimle bir şeyler anlat.
- Ne anlatayım?
- Sorayım mı?
- Bilmem istersen sor.
- Mesela Necip Beyle aran neden bozuk?
Zeynep oturduğu yerde daha dik oturmuştu.Bu beklemediği bir soruydu ama gerçeği bu şekilde Ali'ye anlatmak çok doğru olmaz diye düşündü ve devam etti:
- Sonuçta annemin yanında babamı görmek varken, onu görüyorum. İçki içiyor olmasından hoşlanmıyorum.
- Sadece bu kadar mı?
- Evet sen ne sanmıştın ki?
- Yoo,bir şey sandığımdan değil öylesine sordum.
- Pekii, sen. Senin Semiha Hanımla aran nasıl?
Ali kaşlarını çatmıştı. Önce bir konuşmak istemiyor gibiydi ama sonra söze başladı:
- Yani, normal bir insan benim için. Kötü olmamı gerektirecek bir durumum yok onunla.
- Hımmm. Anladım.
- Zeynep uykum geldi desem?
-İstersen biraz dinlen duralım bir yerde.
-Aynen öyle yapalım. Diyip tekrar yola daldı. Biraz sonra bir dinlenme tesisinde durdu. Her ikisi de arabadan inip biraz yürümek istediler.
Hava rüzgarlıydı. Zeynep'in üzerinde V derin yaka belden oturmalı elbisesi vardı. Üzerine de kalın pançosunu giymişti arabadan inerken. Yürüdükleri sırada yanından geçen erkeklerin Zeynep'e baktığını farkeden Ali, Zeynep'i diğer tarafına nazikçe geçirdi. Bu sırada Zeynep'e baktığında V yakasının normalden biraz daha açık olduğunu farketti. Yanından geçen her erkeğin buraya baktığını düşünerek sinirlendi. Zeynep'in pançosunun iki yakasını tutup önünü kapatmaya çalıştı. Zeynep bir hışımla:
- Napıyorsun Ali?
- Katil olmamaya çalışıyorum Zeynep Hanım, katil olmamaya.
Biraz Zeynep'e doğru eğilerek:
- Yanımızdan geçen herkes sana bakıyor. Önlem almam gerekir.
Zeynep de yakasının açılmış olduğunu farketti ve üzerini düzeltirken:
- Aaa hiç farketmemişim. Teşekkürler. Dedi.
Ali'nin hoşuna gitmişti. Dalgasına bile olsa bu konuda konuyu uzatmaması onu tasdiklemesi Ali'nin çok karşılaştığı bir hareket değildi. Gülümsedi hala önünde durmakta olduğu Zeynep'e. Zeynep, Ali'nin gözlerinin içine bakıyordu. Ne güzel gülüyor aslında diye geçirdi içinden. O da hafif gülümsedi. Sonra usulca Ali'ye:
- Böyle gülmen beni hala şaşırtıyor Ali.
-Beni de şaşırtan şeyler var.
- Ne gibi?
- Sen nasıl böyle bir insan olarak kaldın bu dünyada?
Biraz daha yakınlaşarak:
- Nasıl buldun beni?
Zeynep :
- Belkide aynı soruyu benim sormam gerekir Ali.
Zeynep soğuktan titreyerek:
- Ama birazdan ölücem burada soğuktan. Dedi şakayla karışık.
Ali ise ciddi bir ifadeyle:
- Ölüm kelimesini hiç ağımıza almasak Zeynep. Benim sevdiklerimi benden almaya çok alışık bir kelime çünkü o.
Zeynep kafasını kaldırıp Ali'ye baktı. Yüzündeki üzgün ifadeye baktı. Annesini kastettiğine adı gibi emindi Zeynep. Daha fazla bir şey demedi.
İçeriye girip yemeklerini yiyip birer kahve içtiler. Hava hafiften kararmaya başlamıştı tekrar arabaya bindiklerinde. Zeynep yediği ayazın etkisiyle uyuyakaldı. Ali ise yoluna devam etti.
******
Nihayet evlerine varabilmişlerdi. İçeri girdiklerinde ikisi de bitap haldeydi. Ali hemen duşa girdi. Zeynep de diğer misafir odasındaki duşa. Sıcak su ile birlikte ikisi de bir tık dinlenmişti sanki. Zeynep mutfağa su içmek için geçmek istiyordu. Hazır Ali de duştayken üzerini giyinmeden bornozuyla mutfağa indi. Mutfağa adımını atar atmaz saçları henüz ıslak ve dağınık, gözleri hafif kızarmış Ali 'yi buzdolabının önünde buldu. Ali kafasını kaldırıp Zeynep'e baktığında gözüne çok sevimli görünmüştü. Kokusu tüm odayı sarmıştı zaten. Zeynep:
- Sen burada mıydın? Duştasın zannediyordum.
Ali Zeynep'i süzmüş ve devam etmişti:
- Henüz çıktım bende.
- Anladım. Peki o zaman sana iyi geceler. Dedi ve mutfaktan çıkmaya yeltenmişti Zeynep ve Ali kapının önünde durup:
-Bir dakika ya, sen benimle uyumayacak mısın?
- Ali yol yorgunusun yat dinlen işte.
Ali memnuniyetsizliğini belirterek:
- Beraber uyumamızın yorgunluğuma bir etkisi yok Zeynep. Hala ayrı yatacaksan benden oooo.
- Ali dinlenmen için demiştim. Hemen bozulma lütfen.
Yüzüne baktığı sırada Alinin biraz önce yemiş olduğu sandiviçin kırıntılarının yüzünde kalmış olduğunu gördü Zeynep.Alinin dudağının tam bittiği yerleri usul usul silmeye başladı ve yüzünden düşen kırıntıları göğsünün üzerinden silkelediği sırada Ali Zeynep'in dokunuşlarıyla mest oluyordu. Zeynep hem bu silkelemeleri yapıyor hem de Ali'yi ikna etmeye çalışıyordu. Alinin gözüne o kadar güzel görünüyordu ki Zeynep. Bu anda donup kalmak isteği vardı içinde Ali'nin. Ona kızdığını bile unutmuştu. Zeynep'in elinden tutarak:
-Hadi odamıza gidelim. Dedi.
Zeynep Ali'ye baktı biraz sonra da ona eşlik etti. İkisi de birbirlerine dönük bir şekilde birbirlerini seyrediyorlardı. Hala ne olduklarını tam idrak edememiş ama içlerinde kopan fırtınalara artık hakim olamayan Ali ve Zeynep çok geçmeden uykuya dalmışlardı bile.

HUYSUZ ADAM #wattysWhere stories live. Discover now