Bölüm 9

60.1K 3.6K 509
                                    

Biz geldik!

Yorumları düşürdünüz geçen bölüm, o biraz üzdü. Ama yıldızlarla dengelediniz, biz de geldik *-*

Yeni bölüm için hedefimiz 110 yıldız olsun bu kez. Yorum konusunda da alıverin gönlümü <3

Bu bölüm simalorduluoglu'na gelsin :)

Keyifli okumalar.

Şarkı: Little Mix - You Gotta Not

*

Şu toplantılarla yıldızımın uyuşmayacağı belliydi.

Sarp'ın yanındaki sandalyeye bacak bacak üstüne atarak oturmuş, ellerimi dizlerimin üzerinde tutma konusunda oldukça zorlanıyordum. Bakışlarım karşımdaki slayt gösterisi haricinde her yerde geziniyor, konuşan mıymıntı kızın sinir bozucu ses tonu düşüncelerimle arama giriyordu. Oysa bu olmamalıydı.

Otoparkta işittiklerimden sonra müstakbel ortaklarımız Cahit Bey ile oğlu Cenk'i karşılamış, onlara eşlik eden, adının Berkay olduğunu öğrendiğim üçüncü kişiyle birlikte Sarp'ın odasına çıkarmıştım. Kısa bir karşılamadan sonra toplantı odasına geçmiştik ve ne yazık ki bu süreçte çektiğim fotoğrafı dayıma yollama fırsatım olmamıştı.

Yapmam gereken şey belliydi. Fotoğrafı, Ferit Beye göstermesi için dayıma yollamalıydım. Zira Ferit Bey bugün şirkette olmadığı için kendim yanına gidemiyordum. Ayrıca sakin bir nefes almalı ve yaklaşık yarım saat önce otoparkta işittiklerimi kendimce yorumlamalıydım. Burnuma gelen tehlike kokusunu da görmezden gelemiyordum. Bir şeyler dönüyordu.

Ay amin!

Derin bir nefes aldım. Sarp ile yan yana oturuyorduk, ama bakışlarımız yan taraftaki duvarda olduğu için o, benim arkamda oturuyor sayılırdı. Telefonumu çıkarıp mesajlaşsam görecekti. Gerçi kim korkardı ki Sarp'dan? Alt tarafı gözlerini belertir, telefonumla meşgul olmamam konusunda uyarırdı. Ekranın aydınlığını da azalttığım taktirde telefonuma eğilmedikçe kime ne yolladığımı görmezdi. Telefonuma doğru da eğilmeyeceğine göre...

Umursamaz yanıma tutundum ve telefonumu cebimden çıkararak planladığım gibi ilk olarak ekranı kararttım. Hızla dayımla olan konuşmamıza girdim ve parmaklarımı aceleyle çalıştırarak çektiğim fotoğrafı dayıma yolladım ve altına da not düşmeyi ihmal etmedim.

Şüphemi uyandırdı. Kim olduğunu öğrenelim.

''Ne yapıyorsun sen?''

Kulağımın dibinde işittiğim sesle telefonumu tekrar cebime attım ve bakışlarımı sesin sahibi olan Sarp'ın yüzüne çevirdim. Tahmin ettiğim gibi çattığı kaşlarının altındaki koyu gözleriyle bakıyordu bana. Yüzüne doğru oflamamak için zor tuttum kendimi ve ifadesiz kalmayı deneyerek, ''Hiç,'' diye fısıldadım tıpkı onun gibi. Başımı geriye doğru çevirmemle birbirine gereğinden fazla yanaşan yüzlerimiziyse görmezden gelmeye çalışıyordum.

Sarp'ın gözleri bir süre yüzümde gezindi. Ona bu yakınlıktan hoşlanmadığımı belli eden, garipseyici bir bakış attım ve kendimi hafifçe geri çektim. O da aynını yaptığında, ''Emin misin?'' diye sordu. Yanıt olarak sadece başımı olumlu anlamda salladım. Karşımdaki adam ise misafirlerimize birer bakış attı ve sonra diğer yanındaki Kaan'a bir şeyler fısıldayarak tekrar bana döndü.

''Gel benimle.''

O ayaklanınca ben de ayaklandım ve onu takip ederek toplantı odasından çıktım. Onu önemli toplantıdan koparan neydi? Çeşitli büyüklükteki toplantı odalarının bulunduğu kat tenhaydı. Bakışlarımı Sarp'a çevirdiğimde ellerini ceplerine daldırarak karşımda dik bir duruş sergiledi. İçeride tavrını zaten yeterince belli etmişken, şimdi beni bir de neden dışarı çıkarttığına anlam veremiyordum. Yine de onun kendinden emin duruşu karşısında ezilmedim ve ben de omuzlarımı kaldırarak dik bir duruşa büründüm. Gözlerim direkt olarak gözlerine bakarken, ''Bir sorun mu var?'' diye sordum neden dışarı çıkmış olduğumuzu merak ettiğimi belli ederek.

Sahte Bela (Tamamlandı)حيث تعيش القصص. اكتشف الآن