Bölüm 21

57.9K 3.1K 561
                                    

Huhuuu biz geldik. Günaydınlar <3

Artık cesaretimizi topluyor, biraz daha açılıyoruz efendim. Var mısınız 200 yıldıza? Yeni hedefimiz 200 yıldız olsun, ben de o zamana kadar inşallah yeni bölümü hemencik hazır edeyim. Güveniyorum bize *_*

Bölüm The_Syllable'a gelsin :)

Keyifli okumalar <3

*

''Işıl bana eşlik edecek.''

Kulaklarımı dolduran kelimeleri neye yoracağımı bilemediğim bir andaydım. Duyuyor ama idrak edemiyordum sanki. Ortada bir davet vardı ve ben birine eşlik edecektim. İyiydi güzeldi de, bundan benim neden haberim yoktu?

Hafifçe çatılan kaşlarımla ağır bir şekilde hemen ardımda duran Sarp'a doğru döndüm. Bakışlarını net bir şekilde Doruk'a dikmiş, adeta gözleriyle karşısındaki adamı delip geçiyordu. Doruk'a doğru da kaçamak bir bakış attığımda, kendisinin gerçekten delik deşik olmuş gibi bir hali vardı. Garibim, Sarp'ın bakışlarının altında kalmaktansa yerin dibine girmeyi tercih ediyor olmalıydı.

''Sarp Bey?'' diye mırıldandım soru sorarcasına. Akşam davete katılasım elbette yoktu, ama bu işle alakalı bir organizasyondu ve bu da Sarp için tehlike anlamına geliyor olabilirdi. Yani itiraz ederek kendimi yormayacak, usluca o davete katılacaktım.

Sesim Sarp'ın gözlerini bana çevirmesine neden oldu. Bu kez gözlerimiz çatıştığında kendisi de ne diyeceğini bilemezmiş gibi, ''Işıl,'' diye karşılık verdi sadece.

Tekrar kaşlarımı çatacak gibi oldum. Öyle ki, bu akşam kendisine eşlik etmem sanki aklında olan bir şey değildi de, daha az önce karar vermişti.

Seni Doruk'un eline bırakmak istemedi.

İçimden yükselen bu sese tepkisiz kalamadım. Sarp'ın davranışlarını analiz ettiğimde ortada bir şeyler döndüğünü anlamakta zorlanmıyordum. Bakışlarımı karşımdaki adamdan ayırmadım ve, ''Ben akşam size eşlik mi edeceğim?'' diye sordum sanki az evvelki sözlerini duymamışım gibi.

Sarp bu sorumla duruşunu dikleştirdi. Omuzları birden havalanırken ellerini pantolonunun ceplerine attı ve vücudunu iyice bana doğru çevirdi. Bakışlarına itiraz kabul etmeyen bir ifade yerleşirken, ''Evet,'' dedi sanki aksi mümkün değilmiş gibi. ''Asistanım değil misin?''

''Öyleyim.''

''O zaman ben gideyim,'' diye mırıldandı varlığını neredeyse unuttuğum Doruk.

Kendimi ona karşı mahcup hissetsem de gözlerimi Sarp'ın gözlerinden alamıyor, orada bir yanıt arıyordum. Oysa bu kadar takılmama lüzum yoktu belki de. Ben kendisinin asistanıydım ve akşamki davet işle alakalı olduğuna göre bana ihtiyacı olabilirdi.

Kandır kendini böyle.

Sarp da bakışlarımızın arasındaki köprüyü yıkmadı. Doruk'a tek bir bakış bile atmadı ve, ''Git,'' dedi sadece.

Göz ucuyla gördüğüm kıpırtının ardından saniyeler önce Doruk'un bulunduğu yeri bir boşluk karşıladı. Derin bir nefes aldım. Sarp ise daha fazla konuşmaya gerek duymamış olacak ki, daha fazla konuşmadan asansöre doğru adımlamaya başladı. Onun aksine benim aklımda daha cevaplanmamış sorular vardı. Arkasından ilerlemeye koyulurken, ''Sarp Bey,'' dedim farkıma varmasını umarak.

Başını hafifçe bana doğru çevirerek, ''Efendim,'' dedi.

''Akşam ben de mi geleceğim sizinle?'' diye sordum onun büyük adımlarına ayak uydurmaya çalışırken. Oysa neden sorduğumu da bilmiyordum. Adam az evvel zaten cevaplamıştı bu soruyu.

Sahte Bela (Tamamlandı)حيث تعيش القصص. اكتشف الآن