Bölüm 52

39.8K 2.6K 195
                                    

330 yıldızda hemen yazıp atarım bölümü. Keyifli okumalar <3

Ertesi gün sorumluluğumu daha fazla görmezden gelmeye bir son vererek günlerdir saklandığım Çisem'in evinden çıktım ve kendisine eşlik ederek dayımın yanına gittim

Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.


Ertesi gün sorumluluğumu daha fazla görmezden gelmeye bir son vererek günlerdir saklandığım Çisem'in evinden çıktım ve kendisine eşlik ederek dayımın yanına gittim. Şimdiyse yaklaşık beş dakikadır karşısında oturuyor, ne söyleyeceğini ve ne söyleyeceğimi düşünüyordum. Yer yer ona bakıyor kimi zaman bakışlarımı kaçırıyordum. Aramızda dakikalardır devam eden bu durumdan rahatsız olmuş olacak ki, ''Seni dinliyorum,'' dedi dayım.

Odasının her köşesinde oyalanarak gezdirdiğim koyu harelerimi ağır bir şekilde ondan tarafa çevirdim. Beni germemek için olsa gerek, koltuğuna yanaşmamış, karşıma geçerek masasına yaslanmıştı. Bu şekilde otoritesi en azından biraz olsun azalıyordu.

Ah ne büyük teselli.

Sesli bir nefes aldım. Oturduğum yerde öne doğru eğildim ve ellerimi iki yana açarak bakışlarımı sol tarafımdaki uzun cama doğru çevirdim. ''Ne anlatayım ki?'' dedim sorarcasına. Çisem zaten tüm önemli bilgileri aktarmıştı. Ben daha ne söyleyebilirdim. ''Her şeyi biliyorsun zaten.''

Dayım sözlerime katılırcasına başını salladı. Sonra kollarını önünde bağlayarak, ''Bir de sen anlat,'' dedi.

Alayla gülümsedim. ''Acı çekeyim diye mi yapıyorsun?'' diye sordum bakışlarımı yüzüne çevirerek ve başımı sağa sola salladım. ''Acımaz.''

Bu kez dayım da yan bir şekilde gülümsedi. Derin bir nefes alarak o da oturduğu yerde öne doğru eğildi ve gözlerini gözlerime kenetledi. Bunu yapmasının altında bir neden arayarak bakışlarımı kaçırmadım ve onu dikkatlice dinledim.

''Alt tarafı ifşa oldun,'' diye hatırlattı dayım rahat bir tavırla. Sarp'ın korunması adına çoktan bir yedek plan hazırlamış olmalıydı. ''Bunun sana acı vermeyeceğini biliyorum.''

Bakışlarım kısıldı. Gözlerimi gözlerinden ayrılmazken hem sözlerini hem bakışlarını tarttım. Dayımı iyi tanıyordum bu yüzden durumu anlamam uzun sürmedi. Sanırım çevremdeki insanlar sandığım kadar kör değillerdi. Dayım Sarp ile aramızdakileri biliyordu.

''Nereden anladın?''

Sorum dayımın gülümsemesine neden oldu. Duruşunu tekrar dikleştirdi ve, ''Artık sabahları gülümseyerek çıkıyordun evden,'' diye cevapladı sorumu. Başımı sallayarak arkama yaslandım. Demek ne kadar belli etmemek için uğraşırsam uğraşayım gülüşümü gizleyememiş, bakışlarımı saklayamamıştım.

Başımı belli belirsiz salladım ve, ''Aramızda duygusal bir ilişkinin oluşmasını ben de istemezdim,'' dedim. Bu hem bir özürdü, hem de değildi. Aşık olduğum için özür dileyemezdim, ama olmadık zamanda olmadık bir kişiye kaymıştı gönlüm. ''Ama oldu. Engel olunmuyor işte.''

''Bu senin özelin, bir şey deme hakkım yok.''

Dayımdan ne tür bir tepki beklediğimi bilmiyordum, ama sanırım bunu beklemiyordum. Kime ilgi duyduğuma elbette karışacak değildi, ama görevimin bir parçası olan birine ilgi duymamı profesyonllik dışı bulacağına inanmış, bunu dayıma nasıl anlatacağımı çözene kadar gizlemeyi seçmiştim.

Sahte Bela (Tamamlandı)Kde žijí příběhy. Začni objevovat