Bölüm 48

46.8K 2.6K 261
                                    




Selam! Biz geldik! Keyifler nasıl?

Yeni bölüm hedefimiz +200 yıldız ve bol yorum olsun. Yorumlar azaldı üzmeyin beni motivasyon kaynaklarım benimmm :D

Bölüm şarkısı Serap Sapaz - Çok tatlısın. Defne'den Sarp'a gelsin :)

Keyifli okumalar <3

*

Yeni haftaya başlamak için oldukça hevesliydim. Dün Sarp ile özel bir şey yapmamış, sahilde öylece gezmiştik. Kulağa basit geliyordu belki, ama elimde olsa zamanı durdurur bir daha asla yanından ayrılmazdım.

Şu düşüncelere şahit oldum ya, artık sana sesimi sonsuza kadar duyuramasam bile gam yemem.

''Ah keşke!'' diye mırıldandım kendi kendime, asansörlere doğru ilerlerken. Sarp her an burada olmalıydı ve ben o gelene kadar odasını toparlamış, ama kahvesini henüz yapmamıştım.

O gelene kadar biraz olsun soğusa bile kıyamazsın, değil mi?

''O kadar da değil.''

Kendime hakim olamayıp iç sesime verdiğim sesli cevabın ardından açılan asansör kapılarıyla hızla toparlandım. Duruşum kendinden emin bir şekilde dikleşirken gördüğüm yüzle gülümsemeden de edemedim. Oysa kendimi gülüşümü abartmamak konusunda uyarıyordum, ama işe yaramıyordu. Sarp da bana böyle güzel gülümserken ben ona nasıl mesafeli bakabilirdim ki?

Bakamazsın.

''Hoş geldiniz, Sarp Bey,'' dedim uygun kelimeleri bularak. Zira az daha konuşmadan birbirimize baksak oldukça kalabalık olan kattaki insanların dikkatini çekecek ve anında dedikodu malzemesi olacaktık. Sarp'ı bilmezdim, ama bana birkaç yolacak saç mutlaka çıkardı.

Sarp'ın gülümsemesi ışıltısını kaybetmedi. Etrafa kısa bir bakış attı ve üzerimizde hissettiğim bakışlara aldırmadan mümkünmüş gibi daha geniş gülümsedi. ''Hoş buldum.''

Kısa bir an duraksadım. Gülüşünde kaybolup öylece onu izlemek istedim. Ama bunu yapmak için uygun ortamda olmadığımızın da farkındaydım. Bir kez daha kendimi toparlanmaya zorladım ve, ''Ben kahvenizi getiriyorum hemen,'' dedim.

''Tabii,'' diyerek hafif ciddi bir bakış takındı Sarp. ''Bekliyorum,'' diye ekledikten sonra, ''Fazla uzun sürmesin,'' dedi.

Buna bir anlam veremedim. ''Ha?'' dedim kabaca.

Sarp yine etrafa baktı ve sesini hafifçe kıstı. ''Yapımı fazla uzun sürmesin.''

Ondan daha fazla ayrı kalmadan katlanamıyor.

Sarp'ın sözlerinden tam da iç sesimin söylediklerini çıkardım ve kendimi kıkırdamamak için tuttum. Başımı olumlu anlamda sallayarak, ''Hemen geliyorum,'' dedim. Bu sözüm Sarp'ın tek kaşını kaldırmasına neden oldu, ama bu hareketi uyarıcı bir hava verse de, gülmemek için kendine hakim olmaya çalıştığını görebiliyordum.

''Getiriyorum,''diye düzelttim. ''Kahvenizi hemen getiriyorum ben.''

Bu sırada henüz önünden ayrılmadığımız asansör kapıları bir kez daha aralandı. Ama Kaan'ın, ''Günaydın,'' diyen sesini işitene kadar bakışlarımı Sarp'dan ayırma gereği duymadım. Nihayetinde Kaan'a baktım ve yakalanmış gibi mahcup bir şekilde, ''Günaydın, Kaan Bey,'' dedim. ''Sarp Bey de tam buyuruyordu bana. Siz de buyurmak ister misiniz?''

''Hayır!''

Sarp'ın dudaklarından firar eden tek kelimeyle gözlerim tekrar onu buldu. Ben saçmalamış olduğumdan ötürü daha çok kendime kızarken, Kaan, Sarp'ın bu ani çıkışına şaşırmamış gibi duruyordu. Yeni haftaya bize keyifli gülüşlerinden birini bahşederek başlayan Kaan koyu gözlerini Sarp'dan alarak benim üzerime çevirdi ve, ''Hayır, Işılcığım,'' dedi muzip bir tonda. ''Buyurmak Sarp'ın işi. Bu noktada anlaştık sanıyordum.''

Sahte Bela (Tamamlandı)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon