Bölüm 30

55.6K 3.2K 398
                                    


Keyifli pazarlaaar, size yeni bölüm getirdim!

Bir sonraki bölümün erkenden gelmesi için hedefimiz +280 yıldız olsun. 30. Bölüm şerefine daha da fazla olabilir elbette. Asla hayır demem pgwjpw :D

Bölüm sonunda bir şey sorucam, okuyup cevaplarsanız sevinirim. :)

Bölüm joblessatesla'ya gelsin, keyifli okumalar dilerim herkese. <3

*

Sinsi bakışlarını yüzüme dikmiş olan bu  yüze kaç saniyedir bakıyordum bilmiyordum. Ama istemediği bir şeyi yapan insana yapmakta olduğu eylem asırlar gibi gelirdi ya hani? Ben de Ebru'nun boya kazanına düşmüş yüzüne yıllardır bakıyordum sanki.

Buna artık bir son vermem gerektiğini kendime hatırlatarak bozuntuya vermekten kaçındım ve yüzüme yapmacık bir gülümseme yerleştirerek o nadiren başvurduğum üslubu takındım.

''Ebrucuğum, sen de mi mutfağı kullanacaktın?''

Ebru bu sorumla en az ben kadar sahte bir şekilde gülümsedi. Başını olumlu anlamda salladı ve, ''Evet, canım,'' diye yanıtladı sorumu.

Canın çıksın.

Çıksın.

''Ben yapayım o halde Sarp Bey'in kahvesini. Sen de sonra bakarsın işine.''

Tekliften ziyade itiraz istemeyen bir tonda dudaklarımdan dökülen sözlere karşılık gülümsemesini kaybetmeden başını salladı. Ben de sözlü bir karşılık vermeden kahveleri yapmaya koyuldum. Ebru şu an için sessiz kalmış olsa bile, bu dahi beni geriyordu. Bu kız işini cidden biliyor olmalıydı. Belki de bir şeyler sakladığımı sezmişti ve susmayı tercih ederek beni huzursuz etmeyi seçiyordu.

Cadı işte. Ne olacak?

İç sesime hak verdim. Ama Ebru'nun yanında kendimi kaybetmeyerek dilimin ucuna kadar gelen destekleyici sözleri geri yuttum. Bir de iç sesime sesli bir cevap vererek bu kızın diline düşmeyecektim. Hoş, diline düşsem ben de onu pencereden düşürürdüm!

Ebru bir şey söylememeye devam etti. Ama göz ucuyla ellerini tezgaha yaslayarak öne doğru eğildiğini görebiliyordum. Aldırmamaya çalışarak işime devam ediyordum ki, ''Bir operasyondan bahsediyordun,'' dedi Ebru endişe ettiğim gibi. ''Nedir o?''

Yutkunacak gibi oldum, ama bunu sakladım. Kaan da burada bulunmamın gerçek amacını öğrenmişti. Ona da yakalanmıştım. Ama Kaan ve Ebru'yu kesinlikle bir tutamazdım. Kaan, kuzeninin iyiliği için susmayı seçmişti. Ama Ebru, ona hiçbir zararım dokunmamış olsa bile sırf benim kötülüğüm için kimliğimi açık etme potansiyeline sahipti. Önyargı değildi bu. Biliyordum.

Bir yandan kahveyle ilgilenirken bedenimi de hafifçe Ebru'ya doğru çevirdim. Gülümsememi korudum ve zaman kazanmak adına, ''Aa,'' dedim işi şakaya vurarcasına. ''Beni mi dinledin?''

Anında ortaya attığın yalanlarına ne oldu, Pinokyo Defne?

Ebru yapmacık bir kahkaha attı. Sonra dudaklarını büzerek başını belli belirsiz salladı ve, ''Kulak misafiri oldum diyelim,'' dedi.

Kulak misafiri olmadığını, bal gibi de beni dinlediğini biliyordum. Açığımı aradığının farkındaydım. Yine de kontrolü kaybetmedim ve hızla beynimi çalıştırmaya çalıştım, ''Yakın arkadaşımla konuşuyordum,'' diye açıklamaya koyuldum kahveyle ilglenmeyi sürdürürken. Bir şekilde de umursamaz görünmeye gayret ediyordum. ''Biraz dertli bir dönemden geçtik de, şöyle bir stres atma operasyonu yapalım diye düşündük,'' diye uydurdum aklıma gelen ilk şeylere tutunarak.

Sahte Bela (Tamamlandı)Where stories live. Discover now