Bölüm 40

53.3K 3.3K 368
                                    

En yeni bölüm (41.) gün içerisinde gelecek. Henüz okumayanlara keyifli okumalar. ♥️

Biiiz geldiiik!

Bana göre çok bomba bir şey oldu bu bölümde. Buna dayanaraktan bol yıldız beklerim. Hedefimiz +400 yıldız olsun. Bolca da yorum isterim.

Uzatmadan sizi yeni bölümle başbaşa bırakıyorum. Keyifli okumalar <3

*

Sarp'ın eden ailemle tanışmak istediğine kafa yormayı sonraya erteleyerek onu kapıya doğru yönlendirdim. Evime girmesi, onu hakkımda bir şeyler öğrenmesine yaklaştırırdı, ama gözlerinde dikkatimi çeken o şüphe, diretmeme engel olmuş, zihnimin içinde harekete geçmiş olan tehlike çanları itiraz etmeme mani olmuştu. Eve girmesine engel olarak dikkatini üzerime toplamayacaktım.

Ya çoktan toplamışsan?

İç sesimin fısıldadığı olasılığa ihtimal vermek istemiyordum. Sarp'ın iddia ettiği gibi aileme kendini tanıtmak istediği için benimle geldiğine inanmak istesem de, her ihtimali göz önünde bulundurup hiçbirinin üzerini çizmemem gerektiğinin de farkındaydım.

Çantamdan anahtarlarımı çıkardım ve evin kapısını araladım. Kenara geçerek sırtımı pervaza yasladıktan sonra elimle içeriyi işaret ederek bir adım gerimdeki adamlara döndüm.

''Buyurun.''

''Buyuralım,'' diyerek içeri doğru birkaç adım attı Sarp. Hemen ardından onu takip eden Kaan ise bana doğru endişe dolu bir bakış yollayarak, ''Ne olacak şimdi?'' diye sordu fısıldayan bir tonda.

Aynı sesle mırıldandım. ''Yapacağız bir şeyler.''

Kapıyı ardımızdan hafif gürültülü bir şekilde kapattım ve annemlerin ilk dakikada farkına varmadan beni ele vermemeleri adına, ''Ben geldim anne, Işıl,'' diye seslendim salona doğru. Bir soru almama rağmen bu şekilde seslenmiş olmam Sarp'ın bana bakmasına neden olurken, Pinokyo halime bürünerek açıkladım:

''Seslenmezsem anneannem korkar. Yaşlılık işte.''

Sarp başını salladı. Kaan ise onun bir adım gerisinde gözlerini kısmış bir vaziyette bakıyordu bana. Sarp bana ya gerçekten inanıyordu, ya da inanıyormuş gibi yapıyordu. Kaan ise hiçbir sözüme kanmıyor, bunu da açıkça belli ederek benimle eğlenmekten asla geri durmuyordu.

''Hayırlı günler,'' diyerek salona giriş yaptım. Annem beni ve ardımdaki iki adamı görmesiyle elindeki dergiyi bırakarak oturduğu yerden kalktı. Yüzüne o güzel gülümsemesi yerleşirken eve girdiğimde sergilediğim hareketi de anlamışa benziyordu.

''Hayırlı günler,'' diyerek başını Sarp ve Kaan'a çevirdi. ''Hoş geldiniz.''

Sarp ve Kaan'dan birer, ''Hoş bulduk,'' yükselirken, anneannem de beyleri aynı şekilde karşıladı. Bu sırada annemin gözleri çoktan sargılı kolumu bulmuştu. Gülümsemesi yerini anında endişeli bir hale bıraktı. ''Kızım koluna ne oldu?''

Gülümsedim ve, ''Küçük bir kıza anneciğim,'' diyerek geçiştirmeye çalıştım. Kaş göz işaretleriyle fazla üstelememesi gerektiğini mesajını vermeye uğraşırken, başıma ara sıra bu tür şelerin gelmesine alışkın olan annemin fazla diretmemesini umuyordum. Söylemek istediğim şeyi anlamış gibi başını salladı, yine de endişesi sönmemişti.

Konuyu değiştirmek adına tekrar gülümsedim ve, ''Bu anneannem Zahide,'' diye şakıyarak anneannemi tanıttım. Sarp bu sözlerimle anneanneme doğru ilerlerken, ''Anneannciğim,'' diye devam ettim. ''Bu da patronum Sarp Bey.''

Sahte Bela (Tamamlandı)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora