Maceramızın sonuna geldik sayılır, bir sonraki bölüm veda edeceğiz. Görmeyenler olmuş, ama 47. Bölüm sonunda belirtmiştim 60 civarı final yapacağımızı. Ani bir final değil yani. :)
Bu bölüme 400 yıldız gelse sevinirim. Finali sizler için uzun tutmaya çalışıcam, ilham dileyin bana.
Buraya bölümde bahsi geçen DeŞıl tarzlı Defne bırakayım. Bölüm arasında da başka fotolar var:
Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.
Sakin geçen bir hafta sonunun ardından yeni haftaya başlamak üzereydik. Sabahımı Sarp ile geçirmiş, sonra görevimin son detaylarını da raporlamak adına merkeze geçmiştim. Anıl Bulut elimizden kaçmıştı ve şimdi Sarp'ın güvenliğini sağlamanın yanı sıra, o adamı da bulmamız gerekiyordu.
Bunun için harekete de geçmiştik. Dayımın benden ricası üzerine arkadaşlarımdan Bade'yi önermiştim. Bade de tıpkı benim gibi gizli bir görev kapsamında Anıl Bulut'un şirketine girecek, hem daha fazla delil arayacak, hem de oradakilerden Anıl'ın yerini öğrenmeye çalışacaktı. Şanslı şey, benim aksime bir asistan olarak değil de, daha yüksek bir pozisyonda girecekti işe!
Bade'yi merkezde yakalamış ve Çisem ile bir olup onun evine getirmiştik. Sevgili arkadaşım kesinlikle kendi görevim esnasında edindiğim tecrübelerden yararlanmalıydı.
''Kızlar gerçekten gerek var mıydı ya?'' diye sordu Bade, Çisem ve bana tereddütlü gözlerle bakarken.
''Gerek olmasa niye getirelim seni buraya?'' diyerek sorusuna soruyla karşılık verdim. Sözlerini kabul etmediğimi belli eden bir bakış attım ve, ''İşsiz miyiz biz?'' diye ekledim.
Bade bu sözlerimle hafifçe omuz silkerek oyuncu bir tavırla dudak büzdü. ''Bilemedim,'' dedi üzerindeki hırkayı bedeninden sıyırırken. ''Alt tarafı gideceğim delil toplayacağım, o adamı deliğinden çıkaracağım.''
İşittiğim sözlerle sesli bir iç çektim. Aylar önce ben de buna benzer düşünceler tarafından çevrelenmiştim. Ama sonuç ne olmuştu?
Sonuç olarak parmağına yüzük geçecek bir iki güne.
Sesli bir iç çektim ve Bade'ye dönerek, ''Ben de alt tarafı gidip adam koruyacağım diyordum,'' diye hatırlattım. ''Ama başıma neler geldi.''
Kendimi yanlış ifade etmiş olacağım ki, Çisem bana anlam veremeyen gözlerle baktı. Kaşları soru sorarcasına çatılırken, ''Ne geldi sanki, Defne?'' diye sordu.
Evet, haklı sayılırdı. Sonuçta başıma kötü bir şey gelmemişti. Sarp'ın yanında geçirdiğim aylar boyunca birçok macera yaşamıştım, ama sonuç olarak her şey tatlıya bağlanmış gibiydi. Bundan sonra tek yapmam gereken Sarp'ın iyi olduğundan emin olmaya devam etmek ve Bade'nin Anıl denilen o adamı bir an önce bulması için dua etmekti.
