Bölüm 22

58.6K 3.6K 666
                                    

Biz geldik! Ama yine ben kazandım, önceden bitmişti bölüm. Daha hızlı olmanızı beklerdim, üzdünüz :(

Hedefimiz yine 200 yıldız olsun ama bu kez daha iyi bir performans bekliyorum sizden (daha iyi = daha hızlı) hihihi :D

Bölüm tubikodono'ya gelsin <3

Şuraya Defne kızımızı bırakayım. Keyifli okumalar :)

Davetin düzenleneceği otele geldiğimizde yavaş yavaş huzursuz bir şekilde kıpırdanmalarım başlamıştı

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.


Davetin düzenleneceği otele geldiğimizde yavaş yavaş huzursuz bir şekilde kıpırdanmalarım başlamıştı. Böyle ortamları pek sevmez, mümkün mertebe uzak durmaya özen gösterirdim. Şimdiyse bundan sıyrılma şansım olmadan kendimi büyük ve ihtişamlı otelin önünde bulmuştum.

Sarp ile beraber ağır ağır girişe doğru ilerlerken aramızda oluşan sessizliğin farkında olmamak mümkün değildi. Sarp zaten çok konuşan biri sayılmazdı, ama aynısı benim için de geçerli sayılmazdı. Ben bile sessizken Sarp'ın sükunetine şaşmamak lazımdı. Buna rağmen aramızdaki sessizliğin daha sancılı olduğunu hissediyor, aslında konuşmak isteyip de ne konuşacağımızı bilmediğimizi seziyordum.

Bu rahatsız edici sessizliği bozmak adına aklıma düşen ilk sözlerin dilimden akmasına izin vererek, ''Ben yanımda not defteri falan getirmedim,'' dedim. ''Not etmem gereken bir şey olursa aklıma yazmama ses çıkarmazsınız umarım.''

Sarp bu sözlerimle dilediğim gibi bana doğru döndü. Dudakları hafifçe yukarı doğru kıvrılırken gözlerinde de aynı şekilde varla yok arası alaylı bir parıltı vardı. Nasıl bir karşılık vereceğini merakla beklediğim sırada, ''Böyle bir ortama not defterinle girmeni bekleyemem herhalde değil mi?'' diye sordu.

İşittiklerimle gülümseyecek gibi oldum. Yine de ciddiyetimi korumaya gayret ettim ve, ''Bence de yani,'' diye mırıldandım ve bilmiş bir ifade takınarak ekledim. ''Ama işte ben belirteyim dedim. Biraz şeysiniz diye...''

Sözümü tamamlamamış olmam onun da merakını körüklerken tek kaşını soru sorarcasına havalandırdı. ''Neyim diye?''

Sözlerimi devam ettirmiş olsaydım, söyleyeceğim şey kesinlikle Sarp'ın dengesiz olduğu olurdu. Ama o an bunu seslice dillendirmek istemedim. Zira sayılı iyi anlaştığımız anlardan birindeydik ve nadiren kendini belli eden olgun Defne dilime sahip çıkmam için üstün bir çaba sarf ediyor ve bu kez başarılı da oluyordu. Bu yüzden yüzüme bir gülümseme yerleştirmekten başka bir çarem kalmadı ve, ''Önemli değil,'' dedim geçiştirebilmeyi umarak. ''Boşverin.''

Ama Sarp ikna olmadı. Bana otoriter bir bakış yolladı ve, ''Söyle,'' dedi buyurgan ama yumuşak bir tonda.

Başımı sağa sola sallayarak direttim. ''Gerçekten boşverin.''

Yanımdaki adam inadımla gözlerini tekar bana çevirdi. Bakışlarına katı bir ifade yerleştirmeye çalıştığı her halinden belli olurken, ''Kızayım mı?'' diye sordu zoraki bir ciddiyetle.

Sahte Bela (Tamamlandı)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora