Bölüm 18

56K 3.6K 615
                                    

Hayırlı kandiller efendim 170 yıldız gördük hemen geldik, yeni bölüm getirdik <3

Hedefimiz 180 yıldız olsun artık ha? Hadi göreyim sizi. Sıradaki bölüm kısmen hazır bile ve içime sinecek gibi, hemencik okumaksa size kalmış *_*

Şuraya Defne/ Işıl başkanı koyayım:

Şuraya Defne/ Işıl başkanı koyayım:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli okumalar :)

*

''Önemli olan empati arkadaşlar. Kendinizi karşınızdakinin yerine koymalı, ben onun durumunda olsam nasıl hissederdim diye sormalısınız kendinize.''

Karşımdakinin ne hissettiğini bilmem, ama bizde durum şu an buydu. Şirketin küçük konferans salonlarından birinde toplanmış, sayımız normalinde daha büyük olsa da beş patron-asistan çiftinden oluşan onar kişilik bir grup oluşturmuştuk. Bu seçilmiş on kişi, Ferit Bey'in arkadaşı Adnan Bey'in kurbanları olmaya hak kazanmıştı.

Adnan Bey bir psikologdu ve Ferit Bey'in isteği üzerine bugün buraya gelmiş, iş yerindeki atmosferi yumuşatmak adına bir şeyler anlatıyordu. Anladığım kadarıyla Adnan Bey bunu bir süre önce kendine görev edinmiş ve Ferit Bey'e de yardımlarını teklif etmişti. Ferit Bey bugüne kadar böyle bir şeye gerek duymasa da Sarp ile aramızdaki çekişme ona böyle bir şeyin faydalı olabileceği hissini vermiş olacaktı ki, arkadaşının teklifini kabul etmiş ve bize yardımcı olmasını rica etmişti.

Bu Ferit Bey de rica ede ede gelmiş herhalde bu günlere.

Bu odaya tıkıldığımızdan beri iç sesimi dinlemeye bile oldukça razı olan yanım ona hemen hak verdi. Sonuçta ben de Ferit Bey'in dayıma olan ricası sonucunda burada bulunuyordum. Bu adam rica etmeyi cidden seviyor olmalıydı.

''Tüm gün boyunca siz de yoruluyorsunuz evet,'' dedi Adnan Bey gülümseyerek. Konuşmasına uzun sayılacak bir ara verdi ve yüzündeki tebessümle gözlerini sıra sıra, kimseyi atlamadan üzerimizde gezdirdi. ''Ama karşınızdaki de en az sizin kadar yoruluyor.''

İçerideki küçük kalabalıktan birkaç onaylayıcı mırıltı yükselirken hemen yanımda oturan Sarp bıkkın bir nefes aldı. Bu davranışı karşısında ne hissedeceğimi bilemeyerek başımı ona doğru çevirdim. Yerinde rahatsızca oturuyor, anlatılanlara odaklanmakta muhtemelen zorluk çekiyordu. İşkolik bir adam olarak işten kaytarmış olmak hiç ama hiç hoşuna gitmiyor olmalıydı.

Sarp, üzerinde gezinen bakışlarımın farkına varmış olacak ki, gözlerini bana doğru çevirdi. Bakışlarımız çarpıştığında koyu harelerindeki belirsizliği gördüm. Kendi gözlerimin de onunkilerin bir yansıması olduğunu tahmin edebiliyordum. Karşımdaki adam bana nasıl bakacağını bilmiyordu sanki. Gözlerindeki ifade bir an sakin bir hal alsa da, saniyeler sonra gizlediği öfkeyi gün yüzüne çıkardı. Altta kalmaktan kaçınan yanım kendini belli ederek Sarp'a aynı şekilde karşılık verirken, ''Ne hallere düşürdün bizi,'' diye söylendi patronum olacak hassas.

Sahte Bela (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin