12

5.1K 469 94
                                    

"Tam olarak ne oldu?" diye sordu Chanyeol arabasına bindiğimde. Sorusuyla bir an afalladım ve benden bahsettiğini düşündüm, kendime gelip cevap vermem birkaç saniyemi aldı.

"İki ay önce bir ihaleyle okulun yemekhanesi özel bir kuruma satıldı, malzemelerin farklı bir firmadan geldiğini duydum. Okul konusunda tek sorun bu değil şüphesiz, öğrenci servislerinin bakımı yapılmadığı için birkaç kez yolda kaldığı olmuş. Rektör ve belediye başkanının ilişkisi biraz şüpheli, okulun parasını cebe indirdiğini düşünüyorum. Belediye başkanı da belediyenin parasını okula harcadığını gösteriyormuş, anlayacağın resmen bizimle alay ediyorlar." Sinirle bir nefes alıp kemerimi taktım, yola çıkmıştık. "Yemek yüzünden Kris beni hastaneye getirdi, 150 kişi zehirlenmiş."

"Ciddi bir şey yok, değil mi?"

Direksiyonu tutarken bana göz attığında normal görünebilmek için sırtımı dikleştirdim, ortada hamile olmam kadar ciddi bir durum olamazdı herhalde. Ona ne zaman söyleyeceğimi bilmiyordum ama o an kesinlikle doğru bir an değildi.

"Hayır, sadece biraz mide bulantısı. Jongin birkaç güne iyi olacağımı söyledi."

"Emin misin?" diye sordu tekrar bana bakıp, inanması için gülümsemeye çalıştım. "Beni daha önce aramalıydın."

"O an hiçbir şey düşünemedim, yanımda Kris vardı üstelik. Acil tıklım tıklımdı, orada olmak istemezdin."

"Yine de aramalıydın, böyle bir durumda yanında olmayı tercih ederim."

"Kendimi iyi hissetmiyordum, Chanyeol. İnan yarım saatte bir kusuyor olsaydın aklına gelecek ilk şey beni aramak olmazdı."

Sesim olması gerekenden daha tavırlı çıktı birden, sinirden ellerim titriyordu. Kaşlarımı çatarak yola baktım, onunla göz göze geldiğim anda her şeyi ele vermekten korkuyordum. Nedendi bu sinirim, beni hamile bıraktığı için mi? Hayır, bu onun suçu değildi. Buna ikimiz sebep olmuştuk.

"Sadece sana Kris kadar yakın olabilmek istiyorum, neden bu kadar sinirlendin?"

Kurduğu cümlede "Kris"in adı geçtiği için ona sert bir bakış attım. "Neden durup dururken Kris'ten bahsediyorsun şimdi? O benim arkadaşım, büyükannem dışında yıllardır yanımda olan tek kişi."

Chanyeol derin bir nefes aldı, direksiyonu sıktığını beyazlamış parmaklarından anlayabiliyordum. Bir şeyler söylememek için kendini zor tutuyordu.

"Yanlış bir şey söylediğimi düşünmüyorum, sadece sana onun kadar yakın olmak istediğimi söyledim. Yıllardır yanında olduğunu biliyorum, inan ki ben de seni daha önce bulabilmeyi dilerdim ama olmadı işte. Ne diye durup dururken bu kadar sinirlendiysen zaten..." İç çekerek yola odaklandı. "Kris konusunda bir problem yaratmak isteseydim emin ol mevzu bu olmazdı."

"Ne demek istiyorsun?"

"Ne demek istediğimi biliyorsun," dedi sertçe, konuşmanın başından beri ilk kez öfkesini gösteriyordu.

"Kris ve benim çıkmamdan mı bahsediyorsun? Aylar önceydi, Chanyeol, kaç ay oldu bilmiyorum bile. Sadece iki hafta sürdü, iki hafta bile değil, on gün belki."

"Yine de aranızda bir şeyler oldu ve birbirinize karşı farklı bir şekilde baktınız."

"Durdur arabayı," dedim öfkeyle, burnumdan soluyordum. Chanyeol beni duymamış gibi sürmeye devam ettiğinde emniyet kemerimi çıkardım hızlıca.

"Ne yapıyorsun?"

"Durdur arabayı!"

Kapıyı açmaya yeltenince sağa çekip sert bir fren yaptı, arkamızdan gelen korna seslerini görmezden gelip arabadan indim ve koşar adım uzaklaştım. Birdenbire ağlamaya başlamıştım, çok aptalca bir tartışmaydı bu. Belki de onunla tartışmak ve bana kötü davranabileceğini de görmek istemiştim.

The Robin Hood Project (mpreg)Where stories live. Discover now