Özel Bölüm 3/4

3.2K 264 204
                                    

Bu bölümü yazarken çok heyecanlandım fhdskhfksdf


"Bugün evdesin, değil mi?"

"Evet, dersim de yok." Chanyeol sormadan cevapladım, o sırada kahvaltı için kâselere pilav dolduruyordum. Chanyeol masaya birkaç meze eklerken etrafımda dört döndüğü için gülümsememe engel olamadım. Son zamanlarda gerçekten yoğundum ve sakin dursam da onu ne kadar özlemiş olabileceğim hakkında en ufak bir fikri bile yoktu.

"Yani..." dedi uzatarak, belime sarılıp bir çiçeği koklar gibi kokumu içine çektiğinde titredim. Ensemdeki dudakları nazikçe tenimi okşarken sakin kalmaya devam edebilmek için büyük çaba sarf ediyordum, geçen yıllara rağmen ona karşı koymak hâlâ çok güçtü. "Bu akşam seni yemeğe çıkarabilirim?"

Fısıldayarak konuştum, neredeyse gülecektim. "Öğrencim olarak mı?"

"Öyle olmasını mı istersin?"

Öpücükleri ensemden boynuma kadar sürerken kıkırdadım. "Yoonyeong bundan hiç hoşlanmayacak."

"Bugün Sehun'la kalacak ya."

Bu tamamen aklımdan çıkmıştı, elimdeki kâseleri masaya bırakırken kapı zili çaldığında benden önce davrandı. Sehun gelmiş olmalıydı, bugün onun izin günüydü. Ben mutfağın kapısından onlara göz atarken Chanyeol oğlumuza seslendi. "Yoonyeong, patenlerini Leo'ya giydiremezsin!"

"Ciddi misin?" İnanamayarak salona yürüdüm, Leo iki ön ayağındaki patenleriyle dengede durmaya çalışıyordu. Gülecek gibi oldum, Yoonyeong'un bana benzediği konusunda hepimiz yanılmıştık. Hiçbir zaman onun kadar enerjik olmamıştım ben.

"Sehun amca!" Yoonyeong onu görür görmez zavallı köpeği öylece bırakıp Sehun'a koştu, favori amcası tartışılmaz oydu, polis olduğu için onu "havalı" buluyordu. Sehun bol beyaz bir tişört giydiği halde altındaki omuzları ve göğsü oldukça geniş görünüyordu, altında ise sıradan bir kot pantolon vardı. Yedi yıl hiçbirimizi birkaç küçük şey dışında pek değiştirmemişti, yaşlanmak dışında yani.

Sehun eğilip Yoonyeong'a kucağını açtı, ona sıkıca sarılırken bana bakıyordu. "Yeongie, şu patenleri çıkarmazsan annen beni öldürecek şimdi."

"Ama Leo paten yapmayı seviyor."

"Çok rahatsız görünüyor, baksana. Sen bacaklarının bir kuyruk olmasını ister miydin, bakalım?" Sehun şakalaştığında güldüm, masayı kurmaya devam etmek üzere mutfağa yönelmiştim ama hâlâ onları duyuyordum.

"Evet, kuyruğumun olmasını çok isterdim! Düşünsene amca, balıklarla birlikte yüzerdim."

Yoonyeong heyecanla kurduğu hayalleri anlatırken "Kahvaltı!" diye bağırdım, bu daha çok bir feryat gibiydi. Tatilimiz olduğu halde hepimiz erkenciydik, saat sabahın onuydu ve bu bir Pazar günü için oldukça erken bir saatti, en azından benim için. Zavallı tatil günüm, diye iç geçirdim. Öğlene kadar uyuyacağımı hayal etmiştim.

"Anne kurt sofraya çağırıyor," dedi Sehun, Yoonyeong onu arkasından takip edip hemen masaya geldi ve bitişiğine oturdu. Ardından Chanyeol koluna girdiği büyükannemle mutfağa girdi, hepsine çorba kâselerini dağıtıp hemen bir sandalyeye yerleştim. Açlıktan ölüyordum.

"Bugün ne yapacaksınız?" diye sordum lokmamı yuttuktan sonra, hepimiz yemeklerimize gömülmüştük. Yoonyeong yaşıtlarına göre oldukça iştahlı olduğu için bu konuda bizi hiç uğraştırmamıştı, tabii bu neden diğerlerine göre birkaç santim daha uzun olduğunu da açıklıyordu.

The Robin Hood Project (mpreg)Where stories live. Discover now