42. Burası Hiç Anlaşılmamışlar

376 107 89
                                    

Burası Lise
Hiç Anlaşılmamışlar
42. Bölüm


Her sabah; doğmaktır ya da  düne devam etmektir. Nereden baktığına mı bağlı diye sorarsınız? Nereden değil nereye baktığına göre... Mutluluğuna mı yoksa mutsuzluğuna mı baktığına bağlı...

Gözlerini açıp yanındakilere baktı. Aslı neredeyse tüm bedeni uyuşmasına rağmen ruhunu dinç hissediyordu. Dertlerinden kaçmak onu yormuyor aksine saklanıp dinleniyordu. Üçü de onu beklerken sıkılmış ve kendilerine meşgale bulmuşlardı.

Yağız Efe ve Uzay telefonları ile oynuyordu. Ufuk’ta bulduğu kitabı karıştırıyordu. Aslı, bu kitabın Maya’nın kitabı olduğunu fark edince endişelendi. Tedirginlike hemen doğrulmaya çalıştı. Sesindeki güçsüzlükle bedenin ağrıları yüzünden mırıldandı.

Diğerleri onun uyandığını böyle anladılar. Ufuk kitabı bir köşeye atıp onun yanına koştu ve yatağın kenarına oturdu. “Uyandın mı?”

Yağız Efe, neredeyse Ufuk'un üstüne çıkar gibi sırtından yüklenip Aslı’yı inceledi. “Kayınço kış uykunda mola mı verdin, yoksa uyandın mı?”

Uzay sorulması gereken soruların bunlar olduğunu düşünmüyordu. “İyi misin?”

Aslı utanarak başını eğdi. Onları başına toplamak istemezdi. Daha önceden depresyon uykusuna yattığında onu merak eden arkadaşları olmamıştı. Bu hem iyi hissettirdi hemde açıklama yapması gerekeceği için kötü oldu.

Yağız Efe onunla en çok ilgilenen kişinin olmak istedi. Hemen duruma el atıp ona iyi gelecek şeyleri düşündü. “Kayınço iyi olmayı falan boş ver. Aç mısın? Bizim gibiler için tek iyilik sağlık yemek yemektir. Sana Yefe Malı sandviçi yapayım mı? Zaten sizin evdeyiz tüm masrafları size kitleyeceğim.”

Yağız Efe bunu  iyi bir fikir olduğu kanaatine varıp cevap almadan işe koyulmak için koştu. Onun çıkması ile sessizleşen oda sinir bozucuydu. Ufuk yanaklarını ellerinin arasına alıp sevimli bir şekilde gülümsedi.

“Bence tüm ihtiyacın, böyle bir sevimli yüze bakmak olur kankiloştoşkom.”

Aslı kafasını kaldırıp tebessüm etti onun azda olsa güldüğünü gören Uzay’da aynı şeyi yaptı. Yanaklarını ellerinin arasın alıp sevimli olmak için gözlerini kırpıştırdı.

“Belki böyle bir sevimlilikte işinize yarar.”

Ufuk burnunu kırıştırdı ellerini kendi yanaklarından çekip Aslı’nın yanaklarına koydu. İkili yüz yüze gelsin diye kankiloştoşkosunun yüzünü Uzay’a çevirdi.

“Böyle bir sevimlilik senin gibi kazulet surattan etkilenir mi?”

Uzay bozularak ellerini çeksede buna katıldığını belli etti. Aslı’nın  başını okşadı. “Bu şirinlik tüm parkurlarda bir numara.”

Aslı ilk kez böyle hissediyordu. Arkadaşları olduktan sonra hayatının değiştiğinin farkındaydı. Ama onlarla sadece eğlenirken fark ettiği dostluk şimdi mutsuzluğunda da aynı sıcaklığı veriyordu. İyi olup olmadığını sormaları, iyi olduğuna emin olmak için elinden gelenleri yapmaya çalışmaları çok iyi hissettirdi.

Ufuk'un  ellerinin üstüne kendilerininkini koydu. Gözleri dolmaya başlarken kendini tutamadı, ağlamaya başladı.

“Beni bırakmayın olur mu? Siz benim ilk ve tek arkadaşlarımsınız. Ben sizi çok seviyorum.”

Ufuk onu avutmak için geç kaldı. Aklına anne ve babasının şehirden ayrılma planları geldi. Ellerinde arkadaşının sıcaklığını hissettiği gibi onun gözyaşlarının ıslaklığını da hissediyordu. Eğer bu şehirden gider ve ayrılırsa hep ağlayacaktı.

BURASI LİSEWhere stories live. Discover now