44. Burası Piknik

438 111 103
                                    

Burası (Lise) Piknik
44. Bölüm

Büyüklerin neden bu kadar önemli işleri olduğunu anlamak çocuklar için çok zordur. Hiçbir çocuk bunu anlamaz. Ama ne zaman anlamaktan vazgeçip kabul etseler onlarda yetişkin olduklarını sanırlar.

Onlara göre bazı şeyler sadece yetişkin olunca sorgulanmaz. Kabullenilir, öncekiler ne yapıyorsa, nasıl yaşıyorsa öyle yaşamaya başlanılır.

Onlar için yetişkinler düşünüp kendi kararlarını verdiklerini zanneden oysa bir öncekiler gibi yaşıyanlardır.

Ama saf çocukluğun içinde bunlar yoktur. Koca bir hayat vardır ve araştırılmalı düşünülmeli, başkasını açtığı yoldan değil kendi izinden gitmeli...

Cesur çocuklar bunun için hep en önde yürürler oysa kırılmış çocuklar hep yetişkinlerin elinden tutarlar.

Daha fazla kırılmamak için yetişkinlerden ayrılmaz onlara hak vermese de onların söylediklerine uyarlar.

Onları anlamaya çalışmazlar, bu da yetişkinlerin cezasıdır. Asla anlaşılmayacak olmaları...

Ufuk ve Güneş piknik parkına girip ilerlediler. Bugün kankiloştoşko pikniği yapılacaktı. Onu buraya kadar getirip göz kulak olan Güneş bu aralar onun üstüne düşüyordu. Oturacak yer bulmaya çalışırlarken yine aynı konu hakkında Ufuk sitem ediyordu.

"Onları anlayamıyorum. Neden bu o kadar önemli ki? Buradaki yaşantımızdan nasıl önemli olur?"

Güneş elindeki piknik sepetini daha sıkı tutup kolunu Ufuk'un omzuna attı. Onun ailesi ile empati kurup anlaşmasını istiyordu.

"Herkesin bir hayali vardır. Anne babanda doktorlukta yükselmek istiyor olabilirler. Daha fazla ünvanın sahibi olmak istemeleri kötü değil."

Ufuk kaşlarını çattı yeni huy edindiği suratını yaptı: huysuz yaşadığı hayattan memnun olmayan ihtiyar suratı.

"Bence onlar sadece açgözlülük yapıyorlar. Doktorlar işte, daha fazla ne olabilirler."

Güneş onun bu söylediğine katılıyordu ama anne babasının yaşam standartlarını yükseltmek için çalışmalarını da anlıyordu.

Güneş piknik sepetini yere koyup güzel bir yer olduğuna karar vermek için etrafa baktı. Açıkta bir yerdi, her ne kadar iki küçük dostu yalnız bırakmak istese de içindeki koruma iç güdüsü ile onlardan gözünü ayıramazdı. Uzakta durup burayı rahatça görebilirdi.

Sepetten piknik örtüsünü çıkarıp sermeye başladığında Aslı'nın sesi duyuldu. Heyecanla el sallayıp "Kankiloştoşkom!" diye bağırarak koşuyordu.

Ufuk'ta kollarını açık izledikleri dizilerdeki o malûm kavuşma sahnesi için bedenine duygu yükledi. Yıllardır görüşmeyip gurbet elde yalnız kalan dostların abartılmış kavuşma sahnesiydi.

Aslı ona yakınlaştığında sahne kısa zamanda bitmesin diye kendini yavaş moduna aldı. Ufuk rolden çıkarak gülmedi, sahnede arkadaşına sadıktı. Ama bu sahne yıllar sonra onların gerçek hâli olabilirdi.

Nede olsa Ufuk buradan taşınınca görüşemeyecek ve birbirlerini özleyecektiler.

Sonunda yavaşça bile olsa sahne Aslı'nın kankiloştoşkosuna sarılması ile bitti. Bitmek zorunda kaldı. Çünkü Ufuk onu kaldırıp etrafında döndürmek istediğinde birlikte yere düştü.

İkiside düşmenin şaşkınlığını atınca güldüler. Ufuk "Bunun için fazla göbüşlüsün." dediğinde Aslı'da ona katıldı. Büyük bir iştahla bahsetti.

BURASI LİSEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin