BURASI LİSE

40. Burası Kırık Düşler

Kitabın güzel yerlere gelmesi ve güzel okuyucu kitlesine ulaşması için paylaşıp okuma listenize eklerseniz çok mutlu olurum. Oy ve yorum yapmayı unutmayın, iyi okumalar dilerim...

Burası Lise
Kırık Düşler
40. Bölüm

Her şey sarmaşıkların birbirine ve sonra her şeye tutkuyla dolanmasıyla olmuş. Sonra tüm sevenlerde bunun bir güç olduğunu sanıp sarılmışlar. Birbirlerini boğarak öldürmüşler.

Kitap mağazasında her biri bir tarafa dağılmış kendi alemlerinde katılıyorlardı. Uzay, Maya’nın kitap seçmesine yardım edip ona daha başka önerilerle de geliyor.

Ufuk yeni çıkan kitaplara eleştirmen edasıyla yaklaşıp derin bir inceleme başlatmıştı. Sürekli başka kitapları da sorduğu için yanında bir çalışanı hazır olda bekletiyordu. Merak ettiği bir şey vardı. Eğer çalışan bu kadar kitabı incelemesine rağmen hiçbir şey almayacağını bilse ne tepki verirdi.

Karam kitap seçmeye ve yenilerini keşfetmeye çalışsa da Yağız Efe tarafından rahatsız ediliyordu. Kapağında bir kadın ve erkeğin ateşli görsellerini bulup ona gösteriyordu. Sonra da onunla birlikte bunu ayıplamasını istiyordu.

“Edepsizlere bak, resmen öpüştü öpüşecekler. Bu adam çıplak kesin kitap erotizmle doludur, sakın bunu okuma Karam. Valla küçük yaşta kocaya kaçarsın sonra.”

Meriç çizgi romanları incelerken raflar arasında manasızca dolanan Aslı onu fark etti. Alay ederek onun yanına gitti. “Resimlerine bakıp geçiyorsun değil mi?”

Meriç gözlerini devirip onun şakası ile ilgilenmediğini belirtti. Daha sonra onu rahatsız edip durmasında diye raftan herhangi bir çizgi romanı eline tutuşturdu. “Al sende buna bak Ufaklık.”

Aslı tüm sayfaları elinde çevirip üstün körü baktıktan sonra onun yanından ayrıldı. Kankiloştoşkosunun yanına gidip entelektüel bir tavırla kitabını okuyormuş gibi yaptı. Ufuk onu fark edince gülerek taklit etti. İkisi de elindeki kitapları göz hizasının altında tutup, burun kıvırıp benimsememiş gibi yapıyorlardı. Onların eğlencesini merak eden Uzay yanlarına geldi. Aslı'nın elindeki Batman çizgi romanın görünce yüzü düştü.

“Sen Batman’i mi seviyorsun?”

Aslı kafasını iki yana sallayıp ötede duran Meriç’i gösterdi. “Bunu bana Meriç verdi.”  Uzay kaşlarını çatıp onun elinden çizgi romanı aldı.

“Sen Batman’i sevme, tamam mı?” diye tembihleyip elinden tutarak çizgi roman raflarına doğru çekti. Yanına geldikleri Meriç’i sözde yanlışlıkla gibi köşeye itti.

“Sen Superman’i sev, Aslı.”

“Onun neyi sevdiğine karışmazsın Uzay Bey.” Meriç sözleriyle baskı yaratarak varlığını ortaya koydu. Böyle baskılar Aslı’nın benliğini yok ederdi. Her ne kadar kendide bilmeden kızın üzerinde böyle bir etki yaratsa da Uzay yaptınca görebiliyordu.

Aslı, onların birbirlerini yemelerinden sıkılmıştı, fark ettirmeden uzaklaştı. O giderken Meriç “Belki Batman’ı seviyor sen ne karışıyorsun.” diyordu.

Aslı, artık onların çekişmesine bile aldırmıyordu. Konu ne olursa olsun iki keçi gibi inatlaşacaklardı. Rafta ilgisini çeken kitap kapağını incelerken yanına Maya geldi. “Uzay nereye kayboldu?” diye sordu.

“Meriç’le benim hangi çizgi romanı sevmem gerektiği konusunda tartışıyorlar.”

Maya samimiyeti tartışılır bir şekilde gülümsedi. “Bilirsin erkekler bir şeyler için kavga etmez, onlar için mesele kavga etmektir. Yani senin için değilde, birbirlerine üstünlük taslamak için yapıyorlardır.”