13. Burası Çocukluk Kafası

2K 284 283
                                    

Bu bölüm Uzay'ın ve Yağız Efe'nin kafası... Ayrı gezegenlerin yörünge hareketleri gibi. İyi okumalar.

Burası (Lise)
Çocukluk Kafası

Gözlerini sıkıca yumup açtı, omuzlarını oynattı. Saatler önce uyanıp okula gelmişti ama onu tekrar uyku ve uyanıklık ara dönemine iten Yağız Efe'nin konuşmalarıydı. Her cümlesine müteakiben kendini övüp duruyordu.

Karam gün sonunda kavuşacağı imzalı kitapları düşünerek kendini rahatlatmaya çalıştı. Ama giderek artan bademcik şişkinliği gibiydi bu... Daha da artıyordu, katlanmak zor geliyordu.

"Sen arada susabiliyor musun?"

Yağız Efe bir kaç saniye durup beyin kablolarını yokladı. Böyle bir fonksiyon ona eklenmemişti.

"Uyurken bile konuşabiliyorum ben."

Bu abartı ifadeye göz deviren Karam "Bir insan uyurken nasıl konuşabilir acaba, sen bi' onu bana desene?" diye sordu. Yefe elindeki simiti yemeyi bırakıp bilgilendirdi.

"Uyuyana kadar kötü rüya görmeyeyim diye, uyurken de şeytan üzerime işemesin diye sürekli dua okuyorum. Nenem öğrettiydi. Uyuyunca da rüyamda konuşuyorum. Ben özel bir insanım bunun gibi eşsiz yeteneklerim var."

Sonunu tekrar övgüyle bitirip Karam'ı ego zehirlenmesine doğru yuvarladı. "Hakikaten susmuyor."

"Ne dedin?" Yefe simiti ağzına sokuşturup korumasına odaklanmak için kendini zorladı. Oysa Karam aklına flaşların ardı ardına çakmasıyla aydınlanma yaşadı. Bu aydınlanmanın, karanlık çağdan aydınlık çağa götüreceği kesin gözüyle görülebilirdi.

"Bir dakika yerken konuşamıyorsun! Ne istersin söyle önüne yığayım."

"Memnuniyetle söylerim. Bir tane daha tost, karam ama senden değil..." sonu gelmeyen listenin önünü Karam'ın bütçesi kesti. Yoksa Yağız Efe bedava yiyecekten faydalanabildiği kadar yararlanacaktı.

Karam dakikalar sonra kolları arasındaki abur cuburu önüne yığdı ve yerini alırken "Al şimdi bunları ye de sus." dedi. Tüm ilgisini yiyeceklere verip paketleri parçalayarak açan Yağız Efe hızla ağzını doldurdu.

"En son nerede kalmıştım, ne anlatıyordum?"

İrkilen Karam duyduğu sesle korkuya kapıldı. Sandalyede tedirgin bir şekilde oturup karşısında ağzındakileri yavaşça çiğneyen Yağız Efe'ye baktı. Az önce onun konuştuğunu duymuştu ama karşısındaki oğlanın ağzı doluydu, dudakları da kıpırdamamıştı. Fazla çeneye maruz kalmaktan dolayı zehirlendiğini hissetti.

"İyice sıyırdım. Ne oluyor? Artık kafamın içinde de onun sesini duyuyorum."

Yağız Efe tepkisiz bakışlarını ona kaldırıp ağzındakileri çiğnerken baktı. "Ağzım doluyken de konuşabileyim diye böyle bir yetenek keşfettim kendimde. Zihinlere girebiliyorum, telepati yapabiliyorum."

Karam teslim olurcasına ellerini kaldırdı gözü hâlâ daha hiç hareket etmemiş dudaklardaydı. "Pes artık ben daha ne diyeyim ki?"

"Nerede kalmıştım... Hah! Sana ne kadar mükemmel olduğumun spoisini vermiştim, reyting arttığına göre şimdi bahsedebilirim."

Karam hayretler içinde aklından geçenleri belirtmekten kendini alamadı. "Gerçekten dünyada eşin benzerin yok vallahi."

"Dur sana azıcık ben olmayı öğreteyim."

Kural bir dert edilecekler listesi en başta gelir. 

Dert edilmesi gerekenler: 

-Aç kalmak.

BURASI LİSEWhere stories live. Discover now