50.Burası Çiçek Bahçesi

480 70 62
                                    

iyi okumalar🌻

Burası (Lise)

Çiçek Bahçesi
50.Bölüm

Masallar hikayeler ya da tüm kurgular. Onlar boşa değildir, aslında yaralarımızın bize sakince anlatılmasıdır.

Gecenin ortasında renkli bir gökkuşağının içinde dolandılar. Aslı dönme dolabın içinde etrafı biraz seyretti. Binaları, binalardan uzak yerleri, şehir yüzünden yıldızsın gökyüzünü seyretti.

Binlerce insan, kendi hayatı içinde önemle yaşarken ona sadece birer figür gibi göründüler. İkinci ve üçüncu tur içinde ısrar etmişti.

İstediği olmuştu ama istediği gibi olmamıştı; uykusu gelmişti.

Göz kapaklarının üzerine oturup tüm ağırlığını veren uyku istediğini başarmıştı. Başı Meriç’in omzuna düştüğünde inme vaktinin geldiğini bildirmişti. Dönme dolap durduğunda Meriç onu hafif tonda tuttuğu sesi ile kaldırmak istedi.

“Ufaklık hadi uyan.”

Sadece seslenerek uyanmayınca avucunu onun yanağına koydu ve hafifçe sarstı. Aslı bunu hissettiğinde hemen gözlerini açtı etrafa şaşkın gözlerle baktı.

“Ne oldu döndük mü?” Tam olarak nerede olduklarını bile unutmuş sayılırdı. Birkaç saniyeye kendine gelip geçirdiği vakitleri hatırlarken Meriç ona yürümesinden yardım ediyordu ve dönme dolaptan indiriyordu.

“Evet çok döndük.” diyerekte onu ikna ediyordu.

Aslı etrafa bakınırken gözlerindeki uyku bile neşesini durdurmuyordu. “Dönme dolabı sevdim.” Sarsak adımlarla kafasının estiği tarafa ilerlerken “Bir daha gelelim buraya?” diyordu. Aslında uyku ve uyanıklığın arasında dolanan zihninin rüyada olduğunu düşünüyordu.

Meriç onu durdurdu ve önüne geçti. Dizlerini kırarak hafif çöktüğünde Aslı ona çatık kaşları ile bakıyordu. Ne yaptığını anlayamamıştı. Meriç omzunun üstünden ona baktı ve sırtına binmesini işaret etti.

“Sırtıma bin.”

Aslı bunu teklif edecek kadar iyiliksever olmasına şaşırdı. Ama fazla sorgulamadan onun sırtına çıktı. Sanki bunu bekliyormuş ve garipsemeden kabul edebileceği bir durumdaymış gibi rahattı. Kollarının onun boynuna sararken yanağını omzuna yasladı. Gözlerini tekrar kapatıp derin bir nefes aldı. Uyumaya hazırlanırken söylendi.

“Elma şekeri almamışsın. Niye yalan söyledin?”

Meriç bu uykulu halinde bile aklında kalan elma şekerine güldü. Onun sırtında kolaylıkla taşıyordu. Beklediği gibi zorlanmamıştı. Adımlarını hızlı atmasına gerek bile yoktu. Durağa kadar yavaşça gidebilirdi.

“Bir sonrakine alırım. Bu arada göbüşlü birine göre çok ağır değilmişsin.”

Aslı onun iltifat mı ettiğini bilmiyordu fakat onu taşıdığı için kendisinin etmesi gekiyor gibi hissetti. İyiliğine tatlı dille karşılık vermeliydi. O kadar uykusu vardı ki onu nasıl övse bilmiyordu.

“Sende kaslı birine göre daha güçlüsün.”

Meriç onun söylediklerini kahkaha atarken Aslı söylenerek başını iyice onun boynuna yasladı ve uyumaya koyuldu. Sadece bir cadde geçmişlerdi ki sokak lambasının arkasına gizlenmeye çalışan birini fark etti. Metal sokak lambasının arkasında bedeninin çoğu açıkta kalmıştı. Fakat bunu bilmiyormuş gibi saklandığı konusunda kendinden emin davranıyordu.

BURASI LİSEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin