33-) "Yeni Plan."

1.5K 146 19
                                    

Bölüm Otuz Üç 

"Yeni Plan."

.

.

Eren bana kardeşinin odasını verdiğinden itibaren neredeyse hep orada yatmıştım fakat kısa bir sürenin ardından geri geldiğim için, sanırım salondaki camdan görünen manzaranın tadını çıkarmak istemiştim. Bu yüzden dün geceki minik kutlamamızın ardından ince bir battaniye alarak cam kenarındaki koltuğuma kıvrılmış, üzerine dolunayın parlak renklerinin yağdığı ormanlık alanın nefis manzarasıyla karşı karşıya uyumaya yeltenmiştim fakat düşündüğüm kadar da keyifli olmamıştı. Bunun asıl sebebi sarhoş İrem'in peşimi asla ama asla bırakmaması ve benimle birlikte yatmakta diretmesiydi. Hayatımda hiçbir insana yatağımda katlanamazdım küçüklüğümden itibaren, kendi ailemle bile yatamazdım fakat cırlak ve inatçı şapşal İrem'e her nasıl ise karşı gelememiş, mecburen koltuğun kenarına kıvrılması ve bana değmemesi şartı ile kabul etmiştim. Elbette gece boyunca rahat durmamış, bir kolunu, bir bacağını üstüme atmış, bana yapışıp kalmıştı. Bütün gecem Arslan onu, arabaya kusar diye geri götürmek istemeyip kendisi firarda olduğu için bu şekilde geçmişti.

Sabah ise, sanki bütün gece bana eziyet etmemiş gibi bir vaziyette, her şeyden habersiz uyanmış, koca koca gözleriyle bana uykulu bakışlar atmıştı. Sarı saçları darmadağınıktı ve rimeli hafiften akmıştı. Esneyip ayağa kalktı. ''Ah... Her yerim tutulmuş. Ne diye ısrar ediyorsun ki şurada yatalım diye?''

Ona öldürücü bakışlar atıp ben de ayağa kalktım. Yüzümden uyku akıyor olmalıydı. Zaten Tunç'un evinde de doğru düzgün uyuyabilmiş değildim. Üstüne içki içmek ve bir diğer rahatsız edici gece derken, şimdi kendimi bir zombi gibi hissediyordum.

''Yine heyheylerin tepende Eylülcüğüm.'' diye mırıldandı. ''Dün gece seni gülerken gördüm galiba. Sarhoştum diye hayal mı gördüm acaba? Şimdi bu nursuz yüzünü görünce fazla gerçek dışı geldi gülebildiğin gerçeği.'' 

Beni kızdırmak için inadına sarf ettiği cümleleri karşısında bir şey söylemeyip yaramazlık çabalarını görmezden geldim ve yanından geçip mutfağa yöneldim. İçki içtikten sonra çok susuyordum, koca iki bardak suyu kafama diktim. Merdivenden takırtı sesleri geliyordu. Eren'in aşağıya indiğini düşünerek salona geri girdim. Ona soracak epey bir sorum vardı. Dün İrem olduğu için baş başa konuşacak vakti pek bulamamıştım. Bugün belki de bulabilirdim düşüncesiyle beraber gözlerim onu aradı.

Klasik bir eşofman ve kısa kolluyla aşağıya inmişti. Saçları dağınıktı ve yüzünde uykulu bir ifade vardı. Önce, saçlarını gelişigüzel toplamakla uğraşan İrem'e bakmış, ardından da başını bana çevirmişti. Tam olarak nasıl anladım hatırlayamasam da, yüzündeki anlık bir ifade, küçük bir ipucu gibi geldi ve Eren değil de Asem olduğunu anladım o konuşmadan hemen birkaç saniye öncesinde. ''Geri gelmişsin.'' derken gözleri aşağılara kaymıştı. ''Bunlar kimin?'' 

Hâlâ daha Tunç'un kıyafetlerini giyiyordum. Dün yemekti içmekti derken, yorgun düşüp üstümü değiştirmekle falan hiç uğraşamamıştım. ''Arkadaşımın.''

''Kendi kıyafetlerini giy. Odada duruyorlar hâlâ.'' diye mırıldandı ve yanımdan geçip mutfağa girdi. İrem de bu sırada üst kata muhtemelen lavabo için çıkmaktaydı. Her ne kadar Eren olmasa da, gün boyunca İrem yanımdan ayrılmayacağından ötürü, bu fırsatı kaçırmamam gerektiğini düşünüp ben de Asem'in peşinden mutfağa girmiştim. Daha demin bıraktığım bardağı alıp su koymuş ve tek dikişte içmişti hepsini. 

Masum CinayetlerWhere stories live. Discover now