41-) "Eziyet." +18

2.7K 129 98
                                    

! Bu bölümde ekstra rahatsız edici içerik bulunmaktadır.

Bölüm Kırk Bir

"Eziyet."

.
.

"Bana kızgın mısın?"

Radyodan duyulan yavaş bir müzik ikimizin arasındaki sessizliği bastırsa da bir süre, en sonunda sessizlik yeminini bozan Eren olunca müzik arka plana itildi, az önceki kadar net ve yüksek bir sesle kulağımda çalmamaya başladı.

"Evet." dedim net bir şekilde. Ondan yana bakmayıp yalnızca dışarıyı seyrediyordum. Bu sırada yine küçük bir ara verdik, bir şey söylemeden öylece bekledik. Müziğin sesi dönen tekerleklerin toprak yolda çıkarttığı gürültüyü de bastırmaktaydı. Saat oldukça geçti. Belki de gece yarısını bile geçmişti. Günün hiçbir saatinde dolu olmayan yollar, elbette ki yine ıssızdı. Arabanın fenerlerinin aydınlattığı yolu tozları kaldırarak hızla arşınlarken, kenarlardaki ağaçlar film şeritleri gibi akıp gidiyorlardı gözlerimin önünden.

"Üzgünüm ama böylesi daha iyi." dedi yine sessizliği bozan o olurken. "Seni düşündüğüm için beni suçlayamazsın." Birkaç saniyeliğine yoldan ayırdığı gözleri beni buldu tepkimi görmek üzere fakat cevap vermemiş, öylece yolu izlemeyi sürdürmüştüm. "İrem ile iki gün geçirdiğin için mi bu kadar asabisin? Haksız sayılmazsın."

Çünkü İrem ile beraber vakit geçirmek herhangi başka bir ana okulluyla uğraşmaya benziyordu. Aynı frekans aralığındaki tiz ses, şımarık tavırlar ve sözler, asla bitmek bilmeyen bir enerji ve en saçma şeylere gösterilen gereksiz ilgi. Tam olarak 5 yaşındaki bir kız çocuğundan farksızdı İrem.

"Konuşmayacak mısın?" diye sordu tekrardan bana doğru çevirirken başını.

"Ne söylememi istiyorsun?" diye yanıtladım ilgisizce.

"Bilmem. Orada neler yaptığından bahsedebilirsin mesela. Yeter ki konuş."

"Hiçbir şey."

Yanıtım hoşuna gitmemiş gibi derin bir nefes aldı ve suskunlaştı. Bir süre daha yalnızca karanlığı yararak yol aldık bozuk yollarda. Gittikçe yaklaştığımızın işareti olan bazı tanıdık dönemeçleri ve arazileri geçtikten sonra tekrardan konuşmaya başladı fakat bu sefer sesi ciddi geliyordu. "Eylül." dedi aslında ondan zerre çekmediğim dikkatimi tekrardan üzerine çekmek isterken. "Aklıma takılan bir konu var. Kayıp bir kızsın sen fakat benimle kalmak istiyorsun. O halde neden ailenin yanına gidip hakkındaki aramaları düşürmüyorsun? Böylece istediğin gibi benimle gezebilirsin. Gizlenmemiz gereken polisler olmaz etrafta. Yani..." Duraksadı, yandan kısa bir bakış attı bana doğru. "Elbette bunu düşüneceğini biliyordum fakat buna rağmen neden yapmadığını veya söylemediğini merak ediyorum."

Derin bir nefes alıp gözlerimin önüne gelmek için uygun zamanı bulduğunu zanneden karmaşık anıları savurdum bir çırpıda. Tek bir sözün bile tetikleyebildiği zihnimin bu karanlıklara gömülü tarafın toprak altında kalmasını tercih ederdim. Eren'in bunu öğrenmesini, beni tanımasını, aslında nasıl bir insan olduğumu bilmesini istemiyordum.

"Ailemle görüşmek istemiyorum." diye yanıtladım düz bir sesle. Rahatsız olduğumu belli etmemeye çalışıyordum.

Masum CinayetlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin