🌼3.Bölüm🌼

26.5K 1.1K 127
                                    

Sınır : 20 oy

Yazar'ın Anlatımından. Korgul Ailesi

Efe'nin söylediği cümle evde adeta bir bomba etkisi yaratmıştı. Herkes Efenin başka bir şey daha söylemesini beklerken Efe daha önce farketmediği ayrıntıyı şimdi annesine bakınca fark etmişti. O kız hem Emir abisine hem de annesine çok benziyordu.

"Şimdi fark ediyorumda Emir abimle sana çok benziyordu." Emir ise bu Duyduklarıyla şoktan ilk çıkan olmuş koştur koştur kardeşinin yanına varmış ellerini tutarak önünde diz çökmüştü. "Kardeşim... Efem emin misin ha? Bir daha umutlanıp bir daha yıkılmak çok zor bir şey." diyerek gözlerinden akan damlalar eşiğinde bakışlarını kardeşine dikmişti.

Efe abisinin göz yaşlarını silerken şoktan ikinci çıkan ise Semih olmuş "Abicim nerede karşılaştığınızı hatırlıyor musun?" diye umutla sormuştu. Efe ise bir süre düşündükten sonra karşılaştıkları salonun Buğra Abisinin İşlettiği Kafes Dövüşü salonuna çok yakın bir yerde olduğunu hatırlamıştı iyi de o kızın öyle bir yerde ne işi vardı ki.

"Buğra abinin işlettiği salona yakın bir yerdeydi abi..." Demesiyle Korgul erkeklerinin kaşları çatılırken aralarından ilk konuşan ise Asil olmuştu. "Bir kızın öyle bir yerde ne işi olur ki." Sorusunu ise herkes merak ediyordu Salih bey ise hızla oturduğu yerden kalkınca bütün bakışlar ona dönmüştü. Telefonunda birkaç şey yapıp kulağına koyunca ise herkesin merakı daha çok artmıştı.

Aradan bir kaç saniye geçmişken karşı taraf açmış olacak ki Salih Bey konuşmaya başladı...

Salih Korgul'un anlatımından

Birden bire ayağı kalkınca herkesin meraklı bakışları beni bulmuştu ben ise onları umursamadan telefondan Buğranın Telefon numarasını bulup kulağıma dayamıştım. Bir kaç çalıştan sonra açılmış olup Buğra'nın "Alo?" Diyen sesi kulağıma dolunca hemen konuşmaya başlamıştım.

"Buğra oğlum?"
-Salih amca buyur. Bir şey mi istemiştin?
"Oğlum sana bir şey soracaktım müsait miydin?"
-Estağfurullah amca o nasıl söz. Senin için her zaman vaktim var.
"Sağol evladım. Mira diye birini tanıyor musun?" diye sorduktan sonra bir kaç saniye düşünüp tekrar konuşmaya başladı. "Mira mı? Mira Karan mı?"
"Soyadını bilmiyorum sadece adı var elimde. Efe senin Salonun oralarda bir yerde tanışmış."
-Vallahi Salih amcacığım benim tek bildiğim Mira bizim Mira..."
"Sizin Mira mı? Nasıl yani?"
-Benim bildiğim tek Mira. Benim üvey kardeşim ayrı zamanda da Benim en iyi dövüşçüm olan Mira. Kafes dövüşçülerinin birincisi lakabı da Alfa...

Duyduklarımla büyük bir şok olmuştum. Tamam Buğra'nın üvey bir kardeşi olduğunu biliyorduk elbet ama bunun Mira olabileceği aklıma hiç gelmezdi. Ayrıca dövüşçü demişti.

Yüzüm şaşkınlıktan artık ne hale geldiyse Benim bu halimi gören ailem ise kaşlarını çatmış bana bakıyordu bir gariplik olduğunu anlamışlardı. Karım bile tek kaşını kaldırmış gözlerini bana dikmişti. Bu şekilde ne kadar tatlı göründüğünü biliyor muydu acaba? Telefondan gelen seslerle tekrar Buğra ya Döndüm. "Alo alo Salih amca orada mısın?"

"Burdayım oğlum... Senden bir şey istesem olur mu?"
-Tabiki ne olursa.
"Bize Mira'nın bilgilerini gönderebilir misin?" Sorumla biraz kararsız kalmış olacak ki suspus kesilmişti ben de ikna etmek için hemen konuştum. "Lütfen oğlum bizim için çok önemli."
-Mira öğrenirse hiç hoş karşılamayacağına eminim ama madem bu kadar önemli... Hallederim.
"Çok Sağol Buğra oğlum... Yalnız senden bir isteyim daha olacak."
-Tabiki... Dinliyorum?
"Mira ile tanışma... tanışmasak bile onu görme şansımız var mı?" Sorumla ailem heyecan ile bana bakmaya başlamıştı ben onların bu haline bir gülümseme sunup Buğranın Diyeceği cümleyi beklemeye başladım.
-İki gün sonra akşam sekizde maçı var gelebilirseniz o zaman görebilirsiniz? Duyduklarımla görmeyeceğini bildiğim halde heyecanla kafamı aşşağı yukarı sallayıp "Orda olacağız." demiş ardından teşekkür ederek telefonu kapatmıştım. Bana heyecanla bakan aileme döndüğümde ise derin bir nefes alarak kalktığım yere geri oturdum. Ve konuştuklarımızı aileme anlatmaya başladım.

Yazarın Anlatımından...

Salih Bey Buğra ile konuştuklarını herkese anlatmıştı. Evde herkes bir o kadar şaşkınken Semihin içinde şaşkınlıktan ziyade ağrılı bir acı vardı. Gözünden düşen damlalara engel olamazken fısıltı gibi çıkan ama herkesin duyduğu cümleyle tüm Bakışlar evin büyük oğluna dönmüştü... "Bizim yüzümüzden..."

Herkes Semih'in ne demek istediğini anlamaya çalışırken Korel ise bir elini kuzeninin omzuna atıp hafifçe sıkarak destek olmaya çalıştı. Olayların başından beri sessizliğini koruyan Murat Bey ise "Ne demek istiyorsun yeğenim?"

Semih duyduğu bu sözlerle ıslanmış gözlerini silmeye gerek duymadan kafasını yerden kaldırıp bakışlarını kendisine bakan ailesine çevirdi. "Eğer kardeşimiz oysa bizim yüzümüzden bu halde. Biz onu koruyabilseydik şu an bu durumda olmazdı. Ailesinin yanında bizim prensesimiz olarak büyürdü. Bir savaşçı olarak değil." demişti.

Evdeki herkes Semihin dediklerinde harfi harfine haklı olduğunu bildiği için hiçbir şey söyleyememişti. Ve aralarında kısa bir sessizlik oluştu. Bir süre sonraysa çalan kapı sesi bu sessizliği bozmuştu.

Herkes kapıyı duymuştu fakat kimsenin kalkıp açacak gücü yoktu. En sonunda Barın daha fazla dayanamayarak ayağa kalkıp kapıya bakmaya gitti. Diğerleri nereye gittiğini bildiğinden hiç bir soru sormamışlardı.

Barın kapıyı açtığında korumalarına benzer bir adamla karşılaşmıştı. Tek kaşını kaldırarak adama bakmaya başladı ardından konuştu. "Buyrun kime bakmıştınız?"

Ben geldim. Umarım bölümü beğenmişsinizdir.

Sizce kim geldi?

sinemm_122 benim instagram hesabım kitapla ilgili orada da bir şeyler paylaşabiliyorum. Oraya da bakabilirsiniz.

realfamily_bir : kitabın instagramı.

Ailem Derken?Where stories live. Discover now