Diğerleri ona hüzünle bakarken Semih kardeşinin duyacağından emin olduğu bir ses tonuyla sadece onun ve belki de Mira'nın bildiği bir şarkıyı mırıldanmaya başladı. Kızın gidişini de durduran buydu ya zaten.
Mira'nın durduğunu gören aile bir Semih'e...
Karşımda ağzı yüzü dağılmış herifin erkekliğine son bir tekme atıp yere yapışmasını sağlayınca yüzüme kazanmanın zevkle bir gülümseme kondurmuştum. Bana dediği sürtük kelimesinin karşılığı olarak görseydi bunu pezevenk. Kimse bana sürtük diyemezdi. Olmadığım bir şey için beni yargılayamazdı. İnsanların diline bulaşmıştı artık bu kelime. Sanki günaydın dermiş gibi gelene geçene bunu söylemek kolay geliyordu.
Size ne kardeşim bir kız biriyle birlikte oldu diye hemen sürtük lakabını almak zorunda mıydı. İki bacak arasına girmiş artık namus. Erkek yaparken iyi kız yapınca böyle böyle. Sen onun tercihlerine laf edemezsin. Böyle bir hakkın yok senin. İster bir kişiyle birlikte olur ister 10 ister etek giyer ister pantolon. İster şort giyer ister çıplak gezer. Kimse onu yargılayacak hakkı kendinde bulamaz. Önce kendine bakmalı insan.
Bu düşüncelerden kurtulup gelen hakemin birinciliğimi ilan etmesiyle adama bile bakmadan kendimi temizlemek adına buradaki odama geri dönmüştüm.
Odamdaki aynanın karşısına geçince bir süzdüm kendimi her ne kadar kazanmış olsam da benim de kaşımla dudağım patlamış karnımda da ağrısından belli olan bir iz kaldığına emin olmuştum.
Üstümdeki kıyafetler den kurtulup kısa bir duş alıp temiz şeyleri geçirmiştim üstüme.
Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.
Tahmin ettiğim gibi karnımda hafif bir iz kalmıştı. Ağrısı kadar kötü değildi. Sıcak su ile aldığım duş da ağrısını azaltmıştı. Elime aldığım bir fondötenle de az da olsa görünen kızarıklığı kapatmış saatime bakmıştım. Alp ve Cihan gelmiş olmalıydı. Telefonum kapalı olduğundan bana ulaşamayacaklardı hızla telefonumu cebime koyup açmadan odadan dışarı çıkıp Alp ve Cihanı bulmak üzere gözlerimle etrafı taradığımda girişin çaprazında bir masada oturduklarını görünce oraya doğru adımladım.
Beni ilk gören Alp kaşlarını çatmış Cihanı dürtükleyerek bana bakmasını sağlamıştı. O da aynı şekilde kaşlarını çatıp merakla bana bakarken yanlarına varmıştım. Yumruk yaptığımız elleri birbirine vurarak selamlarken Alpin konuşmasıyla ona döndüm. "Hayırdır bebek ne be hal." diyip gözleriyle yüzümü gösterince. Cihanda ardından "Bu pezoyla aynı fikirde olmak ne kadar can sıksada harbiden bu hal ne?"
Alp " Hah götüm. Kurban ol sen bana."
"Ne kurban olcam be. Gider kurban keserim senden kurtulunca daha iyi."
Diye atışmaya başlayıp kısa süre sonunda aynı anda bana dönüp aynı anda "Ne oldu?" diye sormalarıyla onların bu haline Küçükçe sırıtıp "Siz gelmeden bir tur oynadım diyelim." Dediğimde ikisinden bir haa nidası çıkmış anladıklarını belirtirce konuşmuşlardı. Cihan bir kolunu omzuma atıp beni yanındaki sandalyeye oturtarak bir yandan saçlarımla oynuyordu. Küçüklükten gelme bir alışkanlık olmuştu bu onda ve beni çok rahatlatıyordu.
