🌼40.Bölüm🌼

4.2K 262 16
                                    

Mira'nın anlatımından

Yaşadığımız o şehvet dolu andan sonra. Sanki her gün yaptığımız bir şey gibi umursamayarak Arabadan inmiş kapıları kilitkedikten sonra ellerimizi birleştirip uzun zamandır gelmeyip özlediğim eve doğru yürümeye başladık. Kapının önüne geldiğimizde anahtarı deliğe sokarak iki defa çevirmiş ilk onun girmesini beklemiş hemen ardından da ben girip kapıyı kapatmıştım.

Nereye geçeceğiz sorusunu soran Pamir'e salona geçebileceğimizi söylemiş yolu bilmediğinden önden salona doğru ilerlemiştim hemen ardımdan geldiğini kulağıma dolan ayak seslerinden anlamıştım zaten.

Salona geçince büyük üç kişilik kanepeye kendimi atınca da yanıma oturan Pamir'e bakıp gülümsemiştim. O da bana gülerken beni kendine doğru çekip dizine uzanmamı sağlamış oldu. Bir yandan saçlarımı okşarken bir yandan da konuşmaya başlamıştı.

"Her şey rüya gibi biliyor musun?"

-Neden öyle söyledin.

Diyerek dizindeki kafamı gözlerine bakacak kadar geriye ittirdiğimde yüzüne bir gülücük kondurup dudaklarını anlıma bastırmış bir kaç saniye sonra geri çekilmişti.

"Ben üç yıl boyunca hayalet gibiydim Mira. Gizli gizli sevdim seni. Yanındaydım ama görmüyordun beni. Bu yaşananlar dudaklarına dokunmam şu an saçlarında olan elim inanması gerçekten zor."

Ona anlayışlı bir gülümseme verip elimin birini yanağına getirerek yüzündeki hafif çıkmış sakalları okşadım. Ardından dizinden kalkıp dizlerimin üstünde oturduğumda bir anda beni kucağına çekmesiyle boşluğuma gelmesiyle ağzımdan küçük bir çığlık kaçınca Kaşlarımı çatarak ona baktığımda parmağını kaşlarıma getirip düzeltmiş ardından burnumun ucuna küçük bir öpücük kondurmuştu. Ben de yanağına bir öpücük kondurup bulunduğum konumu bozmadan kollarımı boynuna doladım onun da hemen elleri belindeki yerini bulmuştu. Burnumu boynuna getirip kokusunu derince içime çekmiştim. Çok güzel kokuyordu. Bir süre öyle kalıp geri çekilip gözlerine diktim gözlerimi yanağını okşayan elimi indirmemiştim.

Az önceki konuya geri dönerek konuşmak üzere araladı dudaklarımı. "İnan Pamir. İnan aşkım. Artık acı çekmeni istemiyorum. Yanındayım. Yanımdasın. Bulduk birbirimizi. Seni seviyorum. Beni seviyorsun lütfen bundan başka bir şey düşünme hayatım." diyerek sözlerimi bitirip çenesine bir öpücük kondurmuştum.

"Keşke daha önce çıksaydım karşına Mira." Söylediğiyle sinirlenip dudaklarını dişlerim arasına alıp sertçe ısırdım. O inlerken geri çekilmiş ardından dudağına acısını almak istercesine saliselik bir öpücük kondurmuştum. Pamir bana şaşkın bakışlarla bakarken konuşmaya başladı.
" Bu da ne içindi. "

Cevabını geciktirmeden verdim. "Artık hayatımızda keşkelere yer yok. İyi kilere yer var. İyi ki geldin hayatıma kalbi güzel adam."

"İyi ki sevmişim seni Asi güzelim." Bana taktığı lakaba kıkırdayarak yanağına bir öpücük kondurup kucağından kalktığımda merakla bana bakmaya başlamıştı. "Aç mısın?"

Dediğimle kıkırdayarak elini karnına götürüp ovuşturmuş "Deli gibi hem de." demişti. Onun bu dediğine gülmüş ardından "Sana rahat kıyafetler verelim. Sen giyinirken ben de bir şeyler hazırlarım." diyip Alp ve Cihanın buraya geldiğinde kaldığı odaya yürümeye başlarken arkamdan sesini duymuştum. "Güzelim senin kıyafetlerinin bana geleceğini hiç sanmıyorum." Duyduğumla omzumun üstünden ona bakıp "Kıyafetlerin benim olduğunu kim söyledi." diyip kaldığım yeri yürüyüp tam odaya girdiğimde kendimi duvarla Pamirin arasında bulmuştum. Şaşkın gözlerle ona bakarken o sinsice sırıtıp burnunu boyun grintime sokmuş beni huylandıracak hareketler yaparken bir yandan da konuşuyordu. "Kimin o kıyafetler bebeğim." Aklım burnunun olduğu yere giderken cümlem istemsizce kekeleyerek çıkmıştı ağzımdan "Sö söylemesem." dediğimde geri çekilmiş ben tam rahat bir nefes alacakken bu sefer dudaklarımı dudaklarıma sürtmüş "olmaz." demişti. Ben onun etkisinden çıkamazken sanki ağzımdan çıkanları kontrol edemiyordum. Dudaklarını tekrar dudaklarıma sürdüğünde "Kimin o kıyafetler güzelim." diyerek devam ettirmişti cümlesini bu sefer ağzımdan çıkan cümle "Cihan ve Alp ikizlerin." olmuştu. O bu dediğime memnunca sırıtırken dudağıma son kez küçük bir öpücük bırakıp "Aferin benim meleğime." diyip gardolaba ilerlediğinde şaşkınca ona bakmış sonra olayı kavrayınca yerimde tepinip "Domuz." diye bağırarak odadan çıkmıştım. O arkamdan kahkaha atarken ben yemek yapmak için söylenerek mutfağa gidiyordum.

Ailem Derken?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin