🌼29.Bölüm🌼

9.4K 522 82
                                    

Deniz kalptir dil de kıyı denizden gelen her neyse mutlaka kıyıya vurur... [Bölüme güzel bir sözle başlayalım.]

🌞İstediğiniz bir sözü siz de buraya bırakabilirsiniz.☺️

Sınır : 280 oy

Yazar'ın Anlatımından

Mira karşılaşacağı tepkiyi Beklerken Ona doğru koşan ikizini görünce yüzüne büyük bir gülümseme kondurup iki yana açmıştı kollarını. Sonra ise burnuna dolan koku ile mest oldu. Kendi de fark etmişti artık. O, bu aileye aitti. İşte bunu fark ettiği gibi de kendine kızmaya başladı. Her ne kadar bu olanların kendi suçu olmadığının bilincinde olsa da o bunu kabullenemiyordu. Mantığını kaybetmiş ve Keşke demekten alıkoyamıyordu kendini.

İşte şimdi bir kez daha kullandı o kelimeyi. Ve bir kez daha. Keşke... Keşke daha önceden Korkaklık etmeseydim de araştırsaydım ailemi. Belki de benim yüzümden bu kadar uzun ayrı kaldık diye düşünmeye başladı. Biliyordu kendini Sonuçta. Eli her yere rahatlıkla uzanıyordu ve ailesini bulması bir saatini bile almazdı. Ama bunu yapmamıştı, daha doğrusu yapamamıştı. Ve Bunu bilmek içindeki yangını, kendine olan öfkesini daha da körüklüyordu.

Emir'den ayrıldıktan sonra önce Efeye daha sonra da Diğerlerine sarılmıştı Mira. Sanırım en uzun sarılı kaldığı Efeydi. O onun küçük kardeşiydi sonuçta. Ve bunu belki de en çok o hak ediyordu.

Ardından anne ve babasının kollarının arasına girdi. Normalde dik başlı asi kız gitmiş. Huzur dolu kollarda yavru bir kediye dönmüştü şimdi sanki.

Emel Hanım kızı Mira'nın saçlarını okşayarak "Kuzum." Dedi sondaki "m" harfini uzatıp. Mira ise yüzüne kondurduğu bir gülümseme ile aynı şekilde annesini taklit ederek "m" harfini uzatmış ve "Annem." demişti.

Onlar bu şekilde sarılırken Akın abisinin gülen yüzü Mira'nın ellerini görmesi ile yavaş yavaş solup sert olmamasına özen gösterdiği bir ses ile sorarcasına kardeşine döndü. "Mira?" kulağına dolan sesle gözlerini sesin sahibine çevirip "Efendim abi?" Diyerek alacağı cevabı beklemeye başladı.

"Bu ellerinin hali ne senin?" Sorusu kızın tüm gözlerin hedefi olmasına sebep olmuştu. Annesinin ağzından bir hıçkırık kaçınca ise Mira kızdı kendine düşüncesizlik ettiğinin farkındaydı. Sinirini çıkarmak için hem kendine zarar vermişti hem de ailesini üzmüştü. Ama o bu zamana kadar tek tabanca olmaya alışmıştı bunlar onun için sorun olmuyordu. Fakat şimdi hayatına ailesi girmişti.

Mira abisinin sorusunu Es geçerek annesine dönüp gözyaşlarını silip "Ağlama anneciğim iyiyim ben." Dedi. Sonra "Ne sulu gözsün kız sen de." Diye devam edip annesini güldürmeyi başarmıştı. Sadece onlar değil diğerleri de katılmıştı bu gülüşmeye tek kişi haricinde... O da Akındı. Zira o, kardeşinin ellerine takmış durumdaydı ve bir cevap istiyordu.

Akın'ın tekrar konuşması ile Oflayarak geri ona döndü Mira. "Bir şey sordum güzelim." Bu söz ile Mira ağzını açamadan sinirli bir ses doldurdu kulakları. "Kafesten gelmiş..." Bu cümle ile bir kişi hariç herkesin kaşları çatılmıştı. O da Semihti... Çünkü o az çok tahmin edebiliyordu nedenini.

Kuzey merakla "Neden gittin abicim?" diye sordu.

"Mezarlıktan her döndüğümde yaptığım şeydir." demiş ardından "Kaldı ki ister kabul edin ister etmeyin o kafes ve Buğra abi benim hayatım." Diye tamamladı Cümlesini. Tamam ailesi olabilirlerdi ama 19 yılına anlam katan şeyleri de sırf ailesi geldi diye bir çırpıda silip atacak biri değildi Mira. Olamazdı da...

Ailem Derken?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin