🌼20.Bölüm🌼

12K 710 28
                                    

Sınır : 135 oy

Mira'nın Anlatımından

Başımda çalan alarm sesi ile gözlerimi direk açmıştım. Alarmı kapatıp saate baktım. 10'a geliyordu. Hızlıca yataktan kalkarak Elimi yüzümü yıkayıp hemen sonra giyebileceğim bir şey bakınmaya başladım. Şirkete gideceğim için biraz resmi bir şey olsun istiyordum.

Giyindikten hemen sonra telefonumu elime alarak aşağı inmeye başladım

Oops! Această imagine nu respectă Ghidul de Conținut. Pentru a continua publicarea, te rugăm să înlături imaginea sau să încarci o altă imagine.

Giyindikten hemen sonra telefonumu elime alarak aşağı inmeye başladım. Kahvaltı hazırlamaya üşendiğim için sadece bir tost yapmaya karar verdim.

Kahvaltımı ettikten sonraysa aklıma dün Alp ve Cihan ile konuştuklarımız gelmişti. Ortaklık kurmak için ortak bir karar almıştık. Bu yüzden onları arayarak Bugün için bir toplantı ayarlamalıydım. Fakat ben de hiç birinin telefon numarası yoktu. O yüzden Buğra abi ile konuşmam gerekiyordu.

Telefonumdan Buğra'nın numarasını bulup kulağıma götürdüm. Bir kaç çalıştan sonra açılmıştı. "Alo?"
"Alo? Buğra abi..."
-Mira? Efendim Güzelim bir şey mi oldu. Şimdi güzelin miyim gerçekten klişesini ne kadar yapmak istesem de şu an için buna vakit yoktu.

"Mira? Bebeğim orda mısın? Bir şey mi oldu? Korkutuyorsun beni."

Çıkan telaşlı sesi ile gülümsedim. Adam da haklıydı tabi şu güne kadar hiç bir zaman bu kadar erken bir saatte aramamıştım.

"Yok abi merak etme. Ben sadece Semih abinin numarası sende var mı diye aramıştım." Sözlerimle bir kaç saniye sessizliğini korumuştu. Sanırım ondan böyle bir şey isteyeceğimi beklemiyordu. "Nasıl yani onlarla görüşmeye mi karar verdin?" Heyecanlı çıkan sesi ile görmeyeceğini bilsem de gülümseyerek cevap verdim. "Bizim şirkete ortaklık teklifinde bulunmuşlardı. Cihan ve Alple konuştuk kabul etmeyi düşünüyoruz. O yüzden herhangi birinin telefon numarası lazım. Ama Semih içlerinde en yetkilisi sanırım... O yüzden aradım." Sözlerimle sıkıntılı bir nefes vermişti telefondan kulağıma çok net şekilde ulaşmıştı. "Tamam atarım ben sana şimdi Semih'in numarasını. Ama Mira..." Deyip duraksadığında merakla sordum. "Efendim abi?"

"Onlara bir şansı çok görme dile kolay on dokuz yıldır sana kavuşacakları günü bekliyorlar."

-Biliyorum. Merak etme. Bu ortaklık işini de bir yerden başlamak amacıyla kabul ettim aslında.

"Bunu duyduğuma çok sevindim. Eminim her şey çok güzel olacak abicim." Dediğinde umarım cevabını vermiştim.

"Mira benim şimdi kapatmam gerekiyor öğrenciler geldi. Ben numarayı yolluyorum şimdi sana. Dediklerimi unutma."

-Tamam görüşürüz. Vedalaşıp telefonu kapattık. Bir iki dakika sonra da dediği gibi numarayı göndermişti. Numarayı Hemen rehberime ekleyerek adını "1 numara abi." yaptım. Hem abimdi hem de evin birinci çocuğuydu. Bence gayet uymuştu. Derin bir nefes alıp adının yanındaki telefon simgesine tıklayarak telefonu kulağıma dayadım.

Bir kaç çalışan sonra sert sesi kulaklarımı doldurdu. "Kimsiniz?" numaramı tanımadığından bu kadar soğuk bir şekilde konuştuğu anlaşılıyordu.

Konuşmam gerektiğine kanaat getirip dudaklarımı araladım. "Benim Mira..." karşı taraftan bir süre ses gelmeyince şaşkınlığa uğradığını anlamıştım. O yüzden sindirmesi açısından bir süre bekledim.

Heyecan veya Şaşkınlıktan olduğunu düşündüğüm normalden daha yüksek çıkan "Mira??" sesi ile fark etmeden bir gülümsemeyi yüzüme kondurmuştum.

"Evet şey müsait misin?"

-Senin için her zaman müsaitim abicim. Abicim... sanırım bunu duymaya alışmalıydım. Her ne kadar Buğra abimden bir çok kere duysam da öz abimden duymak daha güzel hissettiriyordu bana kendimi.

-Bir şey mi oldu? Diyen sesi ile kendime bir kez kızdım. Onlara fazla soğuk davranmış olmalıyım ki arayabileceğimi hiç düşünmemişti. Galiba. Gerçi nerdeyse hepsiyle sarılmış iletişim kurmuştum...

Fazla suskun kaldığımı fark ederek konuşmaya başladım. Bir an evvel asıl konuya gelmeliydim. "Yok bir şey olduğundan değil de... Ben şu ortaklık meselesi için aramıştım." Dediklerimi başta anlamamış olacak ki sorarcasına konuştu. "Ortaklık?"

"Evet hani ilk karşılaştığımızda bahsetmiştik."

-Haa evet hatırladım.

"Eğer müsaitseniz bugün diğer yöneticilerinizle bizim şirkete gelebilirseniz bu konuyu konuşabiliriz." Sözlerime hiç beklemediğim bir şekilde karşılık vermişti. Koskoca Semih Korgul benimle konuşmanın heyecanıyla kekeliyordu resmen. Bu kadar mı çok değerliydim onlar için. "Ta tabi geliriz."

"Çok güzel. O zaman saat 16.00 gibi burada olursanız diğer patronlarla da tanışabilirsiniz."

-orda olacağız abicim. Duyduklarımla daha fazla oyalanmayarak "Tamam o zaman benim kapatmam lazım. Saat dört de görüşürüz." Diyerek konuşmayı sonlandırmış ardından heyecandan terlemiş olan ellerimi pantolonuma silmiştim. Kendime her ne kadar itiraf edemesem de onlara değer vermeye başlıyordum...

Merhabalar efenim bölümümüze hoşgeldiniz.

Bölümün biraz sıradan ve çok kısa kaldığını biliyorum fakat Miranın ağzından da olayı anlatmak istedim. Geçiş bölümü olarak düşünebilirsiniz bunu.

Umarım güzel bir bölüm çıkartabilmişimdir size...

Gelecek bölümü daha uzun yazmaya çalışacağım.

Ailem Derken?Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum