40~ Ahde-vefa

12.7K 573 217
                                    


~
Bir gün her şey yoluna girerse,
umarım hala hevesim ve isteğim kalmıştır...
~

Kirpiklerim birbirinden ayrılmayı deneyip hafiften aralandığında aradaki o kısacık santimden gördüklerime beynimde bir açıklama bulamadım.

Esvede yaslı Kılıç kendinden geçmişken ikisininde üzerinde kime ait olduğunu bilmediğim bir kan vardı. Kulaklarım ince bir tınıyla çınladığında Esvedin ardında kalan Dinçer ve Dinçerin hemen yanında çığıran Valerianın sesi, kapı gıcırtısını anımsatan rahatsız edici tınıyla zihnimde yankılanıyordu.

"Ağabeyim nerede?" Valeria bilmem kaçıncı kez cevabını alamadığı o soruyu sorduğunda Esvedin bakışları gözlerimden çekildi ve bedenini harekete geçirerek,

"Arabayı park ediyor." diye cevap verdi. Bunu o kadar rahat bir biçimde dile getirmişti ki sanki kollarında bir yaralı yokmuşta şu an onların tek dertleri arabanın park edilmesiymiş gibi rahat davranıyordu. Sadece iki, belki de üç adım attıktan sonra sıkılmış gibi başını arkaya çevirerek,

"Dinçer al şunu." dedi umursamaz bir ifadeyle. Dinçer anında harekete geçip onun yanına ulaştığında Kılıçı Esvedin omzundan ayırdı ve kendine yasladı onun iradesiz bedenini.

"Oğlum bu kim lan? Ne yaptın adama?" Dikkatli davrandığı her halinden belliyken Kılıçı yavaşça koltuğa yatırdı. Elini onun kanla dolu gömleğine götürdüğünde,

"Allah kahretsin, kirli bu gömlek. İltihap kapacak yarası." dedi gömleği süzmeye başladığında. Kılıç günlerdir ellerindeydi. Gömleğin kirli olmasının sebebi bundan kaynaklıydı. Esved Dinçere bakıp ona bir cevap vermediğinde ellerini kendi gömleğine götürdü fakat aklına bir şeyler gelmiş olacak ki düğmesini çözmeden geri indirdi.

Derin bir uyku çekmiş kadar uyuşuktum. Ne kadar uyusam da o güzelliğin tadına varamamış gibi yorgun hissediyordum kendimi. Ben hala aynı yerde durmaya devam ederken Esved arkasını döndü ve Valeriaya baktı. Az önce bağıran o değilmiş gibi öylece zemine bakıyordu sessizce.

"Valeria?" Esved adımlarını ona doğru atmaya başladığında tam önünde durdu ve,

"Sakin ol, Hilmi iyi." dedi. Ses tonundan bana kadar yayılan sıcaklığın içimi kapladığını hissettim. Yatıştırıcı bir ninni gibi ağzından çıkanlar Valerianın başını kaldırmasını sağladığında her şey yolunda der gibi başını aşağı yukarı salladı.

Valerianın tepkisi onu tatmin etmiş olacak ki yanından geçip salonun çıkışına ilerlemeye başladı. Bakışlarımı koltuğa değdirmemeye özen göstererek onu takip etmek için hemen kıpırdadığımda aklım yalnızca gördüklerimdeydi. Neler olmuştu öğrenmem gerekiyordu.

Salondan çıkıp peşi sıra yürüdüm bilinçsizce. Bana karşı yokmuşum gibi davranıyordu. Bunun sebebi neden kaynaklanıyordu bilmiyordum ama bu sinirlerime dokunuyordu. Burada olma sebebim, bunları yaşama sebebim ve onunla aynı hayatı paylaşma sebebim hepsi onun yüzündenken beni görmezden gelemezdi. Gelecekse de beni bıraktıktan sonra yapmalıydı bunu.
Birden elektrik şoku yemiş gibi bedenimin ayıldığını hissedince düşüncelerime inanamadım. Önceleri yaptıklarım, aklımdan geçenler zihnimde parça görüntüler halinde flaşları patlattı.

Esved bir odaya doğru ilerleyip kapıyı açarak içeri geçti ama durdum öylece yerimde. Geçmeye cesaret edemedim bir an. Önceleri benimle muhattap olmaması için elimden geleni yapar, hatta sorularına bile cevap vermezdim. Beni görmezlikten gelmesi için ondan kaçmaya çalışırdım fakat şimdi de ondan kaçmama rağmen bana karşı umursamaz olması sinirlerime değiniyordu. Tüm bunların bir sebebi olmalıydı. Bu düşüncelerimin ve Esvedin davranışlarının hepsinin mantıklı bir açıklaması olmalıydı. Dün ve sabah yaşanan olayların ardından kendimi istemesem bile balayı sabahı yalnız bırakılan bir kadın gibi hissediyordum. Kahretsin içeride yaralı bir adam varken neler düşünüyordum ben böyle? Neler olduğunu nasıl öğreneceğimi düşünmem gerekiyordu ama ben görünmezliğimi mi sorguluyordum?

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 24, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

MerdümWhere stories live. Discover now