26~Vesvese

9.1K 322 46
                                    

Multimedya Esved.

Ben gülüşüne öldüm,

o ölüşüme güldü.

~

Takvim değişiyor, günler geçiyor.

Değişen şey sadece takvim midir yoksa günlerin farklı olmasına pestemkerani güneş ile ay da uyuyor mudur?

Ya birbirinin aynı olan günlere bekçilik eden bir vasıtaysa sadece?

Yoksa gökyüzünün gebe kaldığı onlarca güneşten ve aydan sadece bir tanesi midir?

Tüm bunların cevabını verecek tek bir ten vardı; o da teni yanık gökyüzü.

Her ne kadar uyumaya çalışsam da gece boyunca beş dakikada bir uyanarak rahatsız edici uykuya secde etmiştim. Gün ağarmış, ben ise günü seyre dalmışdım.

Gökyüzü iki çocuklu bir anneydi. Ay ile güneşin annesi. Ay gece ile müteehhil ilişkisine girerken, güneş bu duruma seyirci kalamadan gündüz ile anlaşmasını imzalamıştı.

Ay ile güneş ikizdiler. Biri olmadan diğeri yaşayamazdı.

Gel vakit git vakit gökyüzünün birbirinden güzel torunları sevgilerini ebedileştirerek geçen günleri farklı kılmaya ant içmişlerdi. Torunları arasında ayrımcılık yapmayan gökyüzü sırayla her biriyle tenini buluştururken onlara kucak açmıştı.

Bu kucaklaşmadan nasibini alansa insanoğlunun geldiği ve gideceği yer; topraktı.

Gökyüzünün akıttığı soğuğa daha fazla dayanamadan açık pencereyi kapatıp dolabıma yöneldim. Bugün akrepin zehrini akıttığı ocağına gidecektim. Yorgun, feri sönen göz kapaklarımı yukarıya kaldırarak dolaptan elime kalın bir kazakla bir pantolon alıp giyindim çabucak. Akşam duş aldığım için duş almama gerek olmadan banyoya geçip elimi yüzümü yıkayarak dişlerimi fırçaladım. Rutin işlerimi halledip odadan çıkarken sessiz olmaya özen gösteriyordum. Annem ne kadar çok uyursa o kadar iyiydi.

Sessiz adımlarla salonun önünden geçerken göz ucuyla süzerek mutfağa geçtim ve etrafıma bakındım. Saat daha erken olduğu için Pınar teyze gelmemişti.

Atıştırmalık bir şeyler hazırlayıp kendime bir kahve yaparak ne yapacağımı bir kez daha düşündüm. Yatağımın içinde uyuyamadığım anlarda kendimce bir plan hazırlamıştım.

Karakola gidip babamla ilgili bir bilgi alacak ve avukatla bir kez daha konuşacaktım. Galip bey hala dün söylediklerini tekrar etmeye başlarsa kendim bu işe bir çözüm bulmaya çalışacaktım.

Önce Esvedin nerede olduğunu bir şekilde öğrendikten sonra nerede değilse oraya bakmaya gidecektim. Bulana kadar durmayacaktım, o durana kadar vazgeçmeyecektim.

Mutfak evin dış kapısına yakın olduğu için açılıp kapandığı zaman çıkan ses hemen duyuluyordu. Pınar teyze gelmiş olmalıydı, şimdi gelirse aynı şeyleri bir kez daha soracaktı ve boş, çaresiz kelimelerle kendimi zorlamak istemiyordum. Kahvemi içemeden tezgaha bırakıp mutfaktan çıkmak için ilerlemeye başlarken içeri giren kadınla durmadan ilerlemeye devam ettim.

"Günaydın kızım baban nasıl?" dedi.

"Nasıl olsun Pınar teyze, ben şimdi annemi uyandırmaya gidiyorum geldiğinde açma konuyu tamam mı? Bir şeyler atıştırsın çıkarız zaten." deyip cevap vermesine fırsat tanımadan çıktım hemen.

Merdivenleri ağır adımlarla aşıp annemlerin odalarının önüne gelince ses çıkarmamaya özen göstererek içeri girdim. Ses çıkarmamamdaki amacım uyanması değildi zaten uyandırmak için gelmiştim, sadece irkilmesini istemiyordum. Annemin uykusu çok yüzeyseldi ve dünden dolayı rahatsız bir uyku çektiğinden emindim.

MerdümDove le storie prendono vita. Scoprilo ora