37~Canhıraş

10.5K 399 187
                                    




İnsanı en çok acıtan şey hayal kırıklıkları değil,

yaşanması mümkünken yaşayamadığı mutluluklardır.

~

Hayatta gördüklerimizin yanı sıra göremediğimiz bir çok şey vardır ve gördüklerimizin yanında göremediklerimiz daha önemlidir her zaman. Mesela göremediklerimizin hayatımıza etkisi görmenin de ötesindedir. Hep eksik parçalar vardır yerine oturmayan. Sen her şeyi doğru, eksiksiz yaptığını sanırsın ama yinede yerinde oynayan taşlar vardır. Bazen gözlerinin önünde olup biteni bile adlandıramazsın çünkü aklın o kadar bilenmiştir ki sana gören gözlerin değil beynindir.

Lale bana göremiyorsun diyordu lakin görmem gereken şeyler olduğunu zannetmiyordum ben. Esved beni bırak kimseden çekinecek bir adam değildi. Nasıl ki benim karısı olmamı istediğini söylediyse bana karşı hisleri olsaydı bunu da söylerdi. Kilit nokta tam şurasıydı işte. Siz, sizi sevmediğini söyleyen birinin hala size karşı bir şeyler hissettiğini söyleyebilir miydiniz?

Arkadaşımın dediklerini oturup dinlememin üzerinden tamı tamına bir saat geçmişti. Bu bir saat boyunca su içeceğim diye yerimden kalkmış, aşağıda oyalanmış, Fıratın yanına uğramış ve yapacak bir şey bulamadığımdan dolayı yeniden odama dönmüştüm ama Laleyi pencereye yaslanmış telefonla konuşurken bulmuştum bu seferde. Bu saatte muhtemelen Arslanla konuşuyordu. Onun dikkatinin benden çekilmesini fırsat bilerek yavaş adımlarla yatağa doğru ilerleyip yorganın altına girdim ama aklım hala konuştuklarımızdaydı.

"Tamam hayatım." Her ne kadar onları dinlemek istemesem de kulaktı bu da nihayetinde duyuyordu ve hayatım kelimesi benim kulaklarıma eğreti durduğu gibi Lalenin de dudaklarına emanet duruyordu. Hitap şekli beni oldukça yanıltmıştı. Bu konuyu ona soracağıma dair aklıma not ederken bir diğer konuyu düşünmemeye çalışıyordum.

"Okuldan sonra buluşalım mı?" Bu kız kesinlikle uslanmayacaktı. Daha iki üç saat önce birlikteyken her gün buluşmaya ne gerek vardı? Özlemiş miydi sahiden?

"Konuşuruz o zaman uyu sen de. Hadi öptüm, iyi geceler." Konuşmalarının sonlanmasını anladığım vakit komodinin üzerine bıraktığım telefonumu aldım ve saate baktıktan sonra yeniden yerine geri bıraktım. Saat gece bire gelmek üzereydi.

"Tamam hayatım." dedim onu taklit ederek. Maksat az önceki konuşmamızın tüm izlerini silmek ve konuyu başka yerlere çekmekti. Lale sırtını dayadığı pencereden ayırıp bana doğru adımlamaya başlayınca,

"Sen çok biliyorsun." diye cevap verdi, gülümsüyordu.

"Valla aşk kuşumdan sonra beni hiç tatmin etmedin haberin olsun."

"Aşk kuşum çok çocuksu kalıyor bir ilişki için. Daha olgun kelimeler seçiyorum onunla konuşurken." Lale kendini yatağa atıp yanıma ilişince kaşlarımı çattım düşündüklerine. Ne yani sırf bir ilişki yaşıyor diye kendinden ödün mü vermesi gerekiyordu? Çocuk ruhlu biriydi Lale, bunu değiştirmesine gerek yoktu.

"İçinden ne demek geliyorsa öyle seslenmelisin bence. Sırf onun düşünceleri için kendini sıkmana ya da farklı göstermene gerek yok ki." Lalenin bende olan bakışları benden çekilip tavana kayınca,

"Arslan biraz farklı. Nasıl desem, farketmişsindir zaten sen de nazik konuşuyor, kırıcı tek bir kelime bile söylemiyor ama garip bir otoritesi var. Çekiniyor insan yanında." dedi. Farketmiştim ama bence öyle abartılacak bir otoriteye sahip biri değildi, sadece aurası oldukça ağırdı. Tüm bunları bir kenara bırakıp Esvede aşk kuşum dediğimi düşündüm bir anlık. Garip kaçabilirdi ama ben Lale gibi düşünmüyordum bu konuyu. Her ne kadar o kelime Esvedle eşleşmese de eğer öyle demek istiyorsam kendimi frenlemezdim ben. Beğenmiyorsa kapı açıktı. Tüm bunları hep neden Esvedle kıyaslıyordum bilmesem bile hayatımda olan ilk erkek olduğu için düşündüm. İster istemez kafamda hep onun silüeti canlanıyordu.

MerdümМесто, где живут истории. Откройте их для себя