1~ Şurim-Şine

44.4K 779 151
                                    

Hikayeye başladığınız tarih ve saati buraya bıraka bilirsiniz.

"Dediler ki: Gözden ırak olan gönülden de ırak olur.

Dedim ki: Gönüle giren gözden ırak olsa ne olur."

Mevlana

~

Gözlerimi açmış tavanı seyrederken düşünüyordum son iki yıldır olduğu gibi. Hayatım, yaşadıklarım, yaşayacaklarım. Sözde benim gibi dursada aslında elimden kayıp giden hayatım.

Düşünmek nedir sizce?

Düşünmek bir süreçtir, bitmez. Uzar da uzar. Eyleme geçemeyen insanlar için bir kaçış yoludur bazen. Düşünmek var olandan yola çıkıp bunun için çabalamaktır.

Yatağımdan kalkıp banyoya giderken telefonumun sesini duymamla geri döndüm ve ekranda gördüğüm isimle gülümsedim.

"Günaydın kuşum." Arkadaşımın neşeli sesini duymamla moralim azacıkta olsa yerine gelirken,

"Sanada canım." dedim.

"Diyorum ki, acaba ilk derse girmesek, onun yerine şöyle güzel bir film mi..." Lalenin cümlesini bitirmesine izin vermeden,

"Bak ben de istiyorum seninle dışarda vakit geçirmek, eğlenmek ama Esvedi biliyorsun işte." diye ruhsuz bir şekilde böldüm.

Derin bir nefes aldı. On belkide on beş saniye ses gelmedi, kapattığını sanıp ekrana baktım ama hala açıktı.

"Lale? Orada mısın?" diye üzgün çıkan sesimle, beni anlamasını umarak sordum.

"Gaye Allah aşkına şu adamdan ve zorba hallerinden ne zaman kurtulmayı düşünüyorsun? Sevmiyorsun işte, daha elinden tutmasına bile katlanamıyorsun, peki neden ya bu ısrar? Söyle diyorum babana. Bak böyle giderse ben söyleyip kurtulacağım senin yerine. Ondan da, onun tehditlerinden de korkan yok."

Yine başlıyorduk aynı şeyleri tekrar etmeye. "Lalem bak biliyorsun olanları. Mecburum işte. Hadi civcivim okula geleyim orada konuşuruz hazırlanmam lazım şimdi."

Cevap vermesini beklemeden, telefonu kapatıp yere çöker çökmez başımı ellerimin arasına aldım. Laleye çaktırmamaya çalışıyordum ama olmuyordu işte kurtulamıyordum 2 yıldır bu adamdan. Lalenin bu korkusuz tavırları ona herşeyi anlatmamı engelliyordu. Birini anlatsam üçünü saklıyordum. Onun da başını belaya sokamazdım.

Telefonun melodisini yeniden duymamla ekrana baktım. Numarasını bile kaydetmiyordum 2 yıldır. Ondan da, ona ait herşeyden de nefret ediyordum. Telefonu kulağıma koyar koymaz ruhsuz sesini duymam bir oldu.

"Kiminle konuşuyordun?" Gözlerimi kapattım. Dolan gözlerimi engellemek için baş ve işaret parmağımı gözlerime bastırdım. Bir kaç saniye cevap vermedim. Tam cevap verecekken, hırçın dalgaları andıran sesini duydum.

"Sana kaç kere daha sözümü ikiletmemen gerektiğini söylemem lazım?"

"Laleyle konuşuyordum."

"İyi. Benim bugün işlerim var. Seni Hilmi bırakacak. Dersin bittiği zaman bekle beni gelip alacağım ben." Tam itiraz ediyordum ki telefonu yüzüme kapattı. En kısa sürede kurtulmalıydım. Artık katlanamıyordum. Oturduğum yerden kalkıp banyoya girdim. Küçük bir duşun ardından banyodaki havluyu bedenime sarıp odama geçtim. Dolapdan elime geçen bir kazak ve pantolonu alıp giyinmeye başladım. Saçlarımı yıkamadığım için onları kurutmaya ihtiyacım yoktu. Çantamı alacağım sırada dışarıdan korna sesinin gelmesiyle odadan çıktım. Hilmi gelmiş olmalıydı.

MerdümWhere stories live. Discover now