35~Tanışma

8.5K 301 102
                                    

~

Güzel bir kadın; mücevher,

iyi bir kadın; bir hazinedir..

~

Duyduklarım düşüncelerimi ıslanmış tuz gibi eritiyor, onları bir araya getirmemi olanaksız kılıyordu. Bana her şeyi kapsıyormuş gibi gelen bir an boyunca kulaklarımı tırmalayan kelimeler bir sandığım yolumu binden fazla yöne ayırarak içime sızıyordu.

Bu ay düğünü yapmak istiyor.

Kaçan uykum, üstüme çöken yorgunluğum ve düğümlenmiş boğazımla anneme baktım. Yine aynı şeyi yapıyordu Esved, ilk bana söylemesi gereken şeyleri benim kabul etmeyeceğimi bilerek bir şekilde bana kabul ettirmeye çalışıyordu.

"Neden şaşırdın? Haberin yok muydu senin?" Annem aramızdaki bakışmayı kesip içimi acıtan bir soruyu daha sorduğunda dişlerimi sıktım. Bir soru ancak bu kadar anlamsız ama içinde bir çok anlam barındırabilirdi.

"Vardı." dedim pürüzlü sesimi yok etmek adına boğazımı temizledikten sonra. Annemin suratında birbirini kovalamaya başlayan bir iki sual yakaladığımda,

"Vardı ama bunu sana söyleyeceğini tahmin etmemiştim." dedim, hemen ardından dilimi ısırdım. Kendimi bu kadar dibe batırabilirdim diye geçirdim içimden. Kurtulmak isterken topu Esvedin ayağına atıyor, golü ona bırakıyordum ama tüm bunları yaparken de boş bıraktığım kalemi düşünmüyordum. Annem,

"Neden bu kadar acele ediyorsunuz?" diye sordu sol kaşını kaldırarak. Şüphelenmeye başlıyordu ve bunun iyi mi yoksa kötü mü olduğunu kestiremiyordum. Onca zaman varken şimdi mi şüphelenmeye başlıyordu gerçekten?

Kendi içimdeki serzenişlerimi bir kenara bırakıp ona verebileceğim bir cevap aradım. Düğün meselesinin acısını bile doğru düzgün hissedemiyordum anneme uydurmam gereken cevaplardan ötürü. Haberim vardı demiştim çünkü o an, hatta şu an bile en mantıklı cevap oydu. Yoktu deseydim Esvedle aramızdaki iletişimsizlik devreye girecekti ve o mevzuya bir yalan uydurabilmem daha zordu.

"Esved beklemek istemiyor, sadece beni biliyorsun işte önce okulumu bitirmek istiyorum." Annem cevabımın ardından havada olan kaşını indirerek suratımı incelemeye başladı. Acaba bir açık mı vermiştim? Neden bu kadar dikkatli bakıyordu ki?

"Bunu ona söyledin mi peki?"

"Söyledim."

"Söylemene rağmen niye ısrar ediyor o zaman?"

"Beklemek ist.."

"Hamile misin Gaye?" Annemin sorusu pare pare yer etti zihnimde. Sıkışan göğsüm tüm bedenimin sözcüsü misali ağrımaya başladığında düşüncesi bile içimi titretmeye yetti. Bu soru duymayı beklediğim en son soru bile olamazken nasıl olurdu da annem böyle şeyler düşünebiliyordu? Bir çocuk taşımayı geçtim Esvedin çocuğunu taşımak mı?

"Tabii ki hayır." dedim. Sesim gardını almışcasına güçlü çıktı. Bu soru beni kırmaktan ya da incitmekten ziyade öfkelendirmişti. İki dakikanın ve annemin sessizliğinin ardından,

"Anne," dedim sakinleştikten sonra annemin ellerine uzanıp avuçlarıma alarak. O benim annemdi. Sorduğu veya düşündüğü bir şey yüzünden ona tavır yapacak değildim. Benim anlık öfkem anneme değil, söylediği şeyin düşüncesineydi sadece. Şu an için olan şeylerin düşüncesi beni bir hayli yoruyor ve incitiyorken bir de olmayan ve gerçekleşmeyen şeylere aklımı zorlamayacaktım.

"Dışarıdan nasıl gözüküyor biliyorum ama yok öyle bir şey. Esved sabırsız biri hemen her şey olsun istiyor. Yanlış şeyler düşünme lütfen."

MerdümWhere stories live. Discover now