18~Lafü-güzaf

9K 300 91
                                    

Her ölen susmuş sevgili dost

Bu doğru da,

Sordun mu o mezarlığa

Her susan da ölmüş mü?

~

Bir aileyi ayakta tutan, fedakarlık gösteren hep annenin ılıman şefkati değil midir?

Daha önce hiç anne sevgisi yaşamamış bir insan hayata bir sıfır yenik başlamış insanken, insanın en temel ihtiyacı "güvende" olmaktır. Sevgi de "güvenlik" ihtiyacını karşılamanın en sağlıklı yöntemidir.

Sevgi görmeyen insanlar için asıl olan sevgi midir zannediyorsunuz?

Hayır.

Sevgi görmeyen insanlar değersiz hisseder ve değer görmenin yollarını ararlar. Bunun için güç, ün, liderlik, şöhret, aşırı özgüven, duygusuzluk, mevki gibi dış etkenlerin peşinden koşarlar. Bireysel sevgi bağı kuramadıkları için de gerçek sevgiye ulaşamazlar.

Ve siz;

Ne kadar severseniz sevin onun yaralarına asla kabuk bağlayamazsınız.

~

Cezvedeki kahveyi fincana döktükten sonra yanına su da alarak tepsiye yerleştirip mutfaktan çıktım. Esvedin "ne bu haliniz" sorusuna ben öylece durup bakarken Hatice teyze,

"Öylesine konuşuyorduk oğlum, bitti mi işlerin?" diye sorarak konuyu değiştirmişti. Bu konu hakkında aralarında bahsinin bile geçmediğini anlamış oldum böylece. Esved bizim karşımızdaki koltuğa ilerleyip otururarak,

"Evet." deyip kısaca cevapladı. Bu tavrına gözlerimi devirip yaşlı kadına döndüm ama harelerinin odağında olduğumu ona bakmasam bile biliyordum.

"Bana da kahve yap." Emir içerikli cümlesini duyar duymaz kafamı hızla ona çevirip gözlerimdeki hınçla ona baktım. Tırnaklarım avuçlarımdaki yerlerini almıştılar bile.

Allah aşkına bir de bu adama üzülüyor muydum ben az önce?

Başka zaman olsa asla ama asla yapmazdım fakat anneannesinin önünde arıza çıkarmak gibi niyetim olmadığı için ona bakmadan kalkıp mutfağa ilerleyerek yapmaya başlamıştım.

Şimdiyse elimdeki tepsiyle salona giriş yaparak onun önündeki sehpaya bırakıyordum. Toprakları beni merceği altına almış kıstırıyordu ama umursamamayı öğrenmiştim iki yıldır. Önceleri birisinin size dikkatli bir şekilde baktığını hissettiğiniz zaman ne yapacağınızı bilemezken, bu durum gittikçe sinirlerinize dokunurdu ya, artık onu bile umursamıyordum.

Az önceki yerime yeniden otururken, Esved yerinde doğrulup yaptığım sade kahvesini aldı. Nasıl içtiğini sormamıştım ama bu bildiğimden değildi, aslında bize geldiği zamanlarda Pınar teyze ona,

"Nasıl içersiniz?" diye sorarken duymuş, cevabına dikkat etmediğim için hatırlamıyordum. Hatırlamak için kendimi zorlamamıştım bile.

Yaptığıma şükretsin bir de kalkıp keyfine göre mi yapacaktım?

"Oğlum beni akşama evime götür." Hatice teyzenin sesiyle başımı hafif yana çevirip koltukta küçücük kalmış kadına baktım.

"Anneanne bugün geldin daha, kalsana."

"Yok evladım, senin de düzenini bozmayayım ben. Biliyorsun diğer evinde kalamıyorum havası temiz değil oraların, burası da uzak sana, hem beni yalnız bırakıp gitmezsin de sen şimdi. İşlerine bak rahat rahat." dedi arada bir duraksayarak konuşurken.

MerdümWhere stories live. Discover now