15~Cerahat

9.5K 286 29
                                    

~

Beni öyle bir yalana inandır ki,

ömrümce sürsün doğruluğu...

~

Mutlu olup hayata tutunabilmek için insanlar hayatlarında küçük ayrıntılar ararlar her zaman. Hayata umutla bakıp, bir gün dileklerinin gerçekleşeceğine inanırlar. Böylelikle kendilerini güçlü hissederler.

Hayatınızda bir şeyleri değiştirme gücüne sahip olduğunuz zaman umutlu hissedersiniz, bunun tam tersi durumda, bir şeyi değiştirmeye gücünüz olmadığına inanırsanız umutsuz duygular ve ruh hali oluşur. Gerekirse hayal kırıklığına dayanma, kararlılık ve kendine inanç bu anlamda gücün ve umudun özüdür.

Esvedi yaralamıştım. Kendi mutsuzluğuma, umutsuzluğuma ve güçsüzlüğüme dayanarak, hiç düşünmeden belki de onun kalbini kırmıştım. Asıl olansa içimde pişmanlığın zerre olmayışıydı. Esvedi kimse kıramazdı. Çünkü kırılacak bir kalbe sahip değildi.

Mutfakta geçen tatsız konuşmamızın ardından hiçbir şey konuşmadan evden çıkıp arabaya doğru ilerlemiştik. Araca biner binmez arka koltukta gelişigüzel duran çantama uzanıp almış ve telefonumu çıkarıp bildirimlerimi gözden geçirmiştim. Lalenin mesajlarını açmadan Fırattan gelen mesaja dokunup okumaya başladım. Akşam yazmıştı.

"Abla Esved abiye söyle telefonumu açsın acil bir şey söylemem gerekiyor."

Telefonu kapatıp yeniden çantama geri koydum ve çantamı kucağımda tutarak sapıyla oynamaya başladım. Nedenini bilmiyordum ama gergindim. Bu gerginliğimin sebebi yanımda düşünceli oturan adamdan kaynaklanıyordu. Ona dönüp bakmak istemesem bile merakıma yenik düşerek göz ucuyla yokladım.

Üstündeki kısa kollu tişörtüyle üşüyüp üşümediğini merak ettim bir an. Arabanın ısıtıcısını biner binmez açmıştı ama bunu benim için yaptığını anlamıştım zira kendisi için olsa üzerine en azından bir hırka falan alırdı. Ben ona bakarak düşüncelere dalmışken, direksiyonda yerleşen bir düğmeye bastı ve kendi tarafındakı penceresini yarıya kadar indirdi. Dışarıdaki havaya inat içinde harlanan bir yangın vardı sanki. O yangına köz atansa bendim.

Elimi balıkçı yaka kazağıma götürüp çekiştirdim. Esvedin kasvetli ruh hali bana geçmiş gibiydi. Başımı pencereye doğru çevirip cama vuran yağmur tanelerini izlemeye koyuldum, ne de güzellerdi. İşaret parmağımı kaldırıp buğulanan pencereye yaklaştırdım, sonra ne çizeceğimi bilemeyip indirdim. Kalp mi çizegeçtim? Az önce kalbini kırdığım ve her fırsatta kalbimi kıran adamın arabasında oturmuştum ve hiçbir şey olmamış gibi bir şey çizmeyi mi düşünüyordum gerçekten?

Telefonumun sesiyle çantama koyduğum telefonumu yeniden alıp ekrana baktım. Fırat arıyordu.

"Efendim?"

"Abla neden mesajıma dönmedin? Önemli demiştim." dedi telaşlı çıkan sesiyle.

"Fırat iyi misin sen? Neredesin?" diye sordum yerimde huzursuzca kıpırdanırken. Göz ucuyla Esvede baktığımda oralı bile olmadan arabayı kullanmaya devam ediyordu.

"Şimdi sırası değil yanında mı Esved abi?" o sırada arkasında kopan gürültüyle,

"Fırat o neydi? Neler oluyor, söylesene bir şey!" dedim sesimi yükselterek.

"Telefonu Esved abiye ver." diye öyle bir gürültüyle bağırdı ki Esved bile yüzünü dönüp bana bakmıştı. Ben hala kulağımda telefon öylece Esvede bakarken aniden çekip telefonu aldı.

MerdümWhere stories live. Discover now