0.4

3.5K 400 242
                                    

Chifuyu

Karnıma saplanan ağrı yüzünden acıyla inledim. Tüm uzuvlarım sızlıyor gibiydi ve Baji, uzaklaştıkça ağrının şiddeti de artıyordu. Aynı acıyı o da hissediyor muydu acaba? Hissediyorsa, neden geri dönmüyordu?

Kulaklarım uğuldarken odadaki kokular boğucu hissettirmeye başlamıştı. Oda, buram buram Baji kokuyordu ama... yetmiyordu. Ağzımdaki buruk tat bile yetersizdi.

Sikeyim, gitmesine izin vermemeliydim. Yalnız kalmak korkunçtu.

Suratımı buruşturup kıyafet dolabına yöneldim ve elime geçen ilk tişörtü suratıma gömdüm. Tanrım, çok güzel kokuyordu. Baji'nin böylesine güzel koktuğunu daha önce hiç fark etmemiştim.

Boynunun yumuşaklığını anımsayınca omurgam ürperdi. Ensemi gıdıklayan kadifemsi siyah saçı, boynundan bile daha yumuşaktı. Saçına daha fazla dokunmalıydım ve hatta-

Siktir.

Ne bok yediğimi fark edince tişörtü bırakıp yatağa geri döndüm. Baji, güzel falan kokmuyordu aslında. Aramızdaki kana dayalı çekim boku yüzündendi hepsi.

Beni, kan emici bir yaratığa çeviren adama karşı kontrol edilemez bir yakınlık hissetmek berbattı.

Babamın yazdığı mektubu, defalarca ve defalarca kez okumuştum. Çoğu kuralı ezberlemiştim.

Annem, babamı işaretlediği için aralarında dayanılmaz bir çekim varmış. Tabii, işaretleme olayı vampirler arasında gerçekleşleşirse çekimin boyutu daha da artıyordu.

Siktir, Baji'yi işaretlemiştim.

Beni dönüştüren vampirin kanını emmiştim.

Banyoya girip bir jilet buldum ve kolumu kestim. Kanın zemine damlamasına kalmadan, yara kapanmıştı bile.

Aynadaki aksime bakarken gözyaşlarımı sildim. Hayatım boyunca nefret ettiğim canavarlardan birine dönüşmek iğrenç hissettiriyordu.

Baji'nin kanını emdiğim hâlde kan emme fikri içimi bunaltıyordu. Dilimi, kuruyan dudaklarımda gezdirdim. Vahşi, hayvansı bir dürtü yüzünden ona saldırmıştım ve... en ufak bir pişmanlık dahi hissetmiyordum. Siktir, insanlığım şimdiden ölmüş müydü?

Kanı ılık ve mayhoştu. Karnıma daha güçlü bir ağrı saplanınca onu düşünmeyi kesmeyi denedim. Sikeyim. Dişlerim, ona saplanmak ve kanıyla parlamak için sivrilmişti bile.

Jileti umutsuzca savurdum koluma. Baji'nin kanından kurtulursam, ıstırabım sonlanır mıydı? Hangi orospu çocuğu beni ölmeye itmişti de Baji kendini beni kurtarmak zorunda hissetmişti? Yirmi yıllık ömrümde hiç kimseye zararım dokunmamıştı bile.

Kurtulmak... Cidden kurtulmuş muydum ki?

Sancı yeniden nüksedince acıyla inledim. Baji'ye muhtaçtım. Benimkine göre daha uzun ve güçlü bedeninin yoksunluğu korkunçtu. Bir an önce dönmeli ve bana boynunu sunmalıydı.

Kolumdaki kurumuş kanı temizleyecekken lüks duş kabinine kaydı gözlerim. Baji, beni temizlediğini söylemişti ama duş almaktan zarar gelmezdi. Hem, biraz zaman öldürmüş olurdum.

Hâlâ az biraz Baji gibi kokan siyah tişörtü ve baksırımı çıkarıp ılık suyun altına girerken kafamı duvara vurdum. Çıplaklık sınırında bir kılıkla Baji'nin üstünde tepinmiştim. Sikeyim, sorunum neydi ki? Vücudum, neden böyle davranıyordu?

Ah, hepsi de onu işaretlediğim içindi. Aramızdaki dönüşüm bağı, işaretlemenin getirdiği şiddeti daha da arttırıyordu.

Baji'nin şampuanını saçıma dökerken alt dudağımı ısırdım. Baji, yaklaşıyordu. Hissedebiliyordum.

biraz da chifuyu'dan yazmak istedim
aralarındaki kan etkileşimi yüzünden oluşan çekim böyle falan








vampir trajedisi || tokyo revengers Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin