3.0

2.6K 312 269
                                    

Baji

Huzursuzca kıpırdanan, bastırıcı içeceklere rağmen açlıktan kıvranan Chifuyu'ya sımsıkı sarılmış, test sonuçlarını bekliyordum. Senju yüzünden son üç günü stres ve korku içinde yaşamıştık.

Kapı açılınca ayağa fırladım. "Sonuç ne?"

Takemichi, dehşete düşmüş gibiydi. "Biz cidden malız. Kafamı sikeyim."

Emma, onu dirseğiyle dürttü. "Kendini suçlama, Mikey bile durumu anlayamamıştı."

Ayağımı yere vurdum. "Lan!"

Chifuyu, bana ürkek bir bakış atınca kendimi sakinleşmeye zorlayıp yeniden yanına oturup sıkıca sarıldım ona. Bebeğimin şefkate ihtiyacı varken sapıtamazdım.

Emma, boğazını temizledi. "Chifuyu, bundan sonra hiçbir yere tek başına gidemez. Durumunu tek bir kişi bile öğrenirse ortalık fena karışır. Gerçi, bu yaşına dek keşfedilmemesi çok tuhaf."

Yeniden bağıracaktım ki Chifuyu'yu daha fazla korkutmaktan çekindim. Tir tir titriyor, belime sımsıkı sarılıyordu.

"Altın kan," dedi Takemichi ve şokla kalakaldım. "Chifuyu, doğuştan altın kana sahip."

Altın kan, dünyanın en nadir kanıydı. O kana sahip olan insanlar, klanlarca ele geçirilir ve kan bankası muamelesi görürdü. Klan liderleri, gücünü altın kandan alır ve zaman zaman özel bir yöntemle kan nakli yaptırırdı.

Chifuyu, kollarımdan sıyrılıp sertçe yutkundu. "Bu, çok saçma. Anlardı birileri, değil mi?"

Chifuyu, her zaman yoğun bir koku yayardı. İnsanken bile kanının kokusu, kulaklarımı uğuldatırdı. Yine de... altın kana sahip olduğuna dair hiçbir sinyal yaymamıştı. Aksi takdirde, birilerinin tutsağı haline gelirdi zaten.

"Dönüşür dönüşmez Baji'nin kanıyla bağ kurdun," dedi Takemichi ve içini çekti. "Bu da, kokunu değiştirdi ama cidden bir tuhaflık var bu işte. Şehirdeki altın kana sahip tek kişiyi Tenjiku'ya kaptırdığımızı sanıyorduk. Altın kan işine dünyanın parasını akıtıyoruz resmen."

Chifuyu'nun omzuna doladım kolumu. "Şimdi ne olacak? Onu kan bankanız olarak kullanmayı ummuyorsunuz herhalde?"

Chifuyu'nun kanını hiç kimseyle paylaşmazdım. Ona dair her bir zerre, bana aitti.

Takemichi, doğrudan gözlerimin içine baktı. "Tamamen safken keşfetmeliydik. Şu durumda yapamayız. Kanı, seninkiyle bütünleşmiş durumda."

Chifuyu, elimi kavrayıp buz gibi bir ifadeye büründü. "Şimdi ne olacak?"

Emma, dudak büktü. "Bu konuyu diğer klanların duymamasını umacağız. Bozulan kaliteye rağmen kanının peşine düşebilirler."

Chifuyu'dan beslenmek, gücüme güç katıyordu resmen ve otoritemdeki artışın temelinde de değişen güç dengesi vardı. Altın kandan beslenmiştim tüm bu zaman boyunca...

Tanrım, ne yapmıştım ben?

Klan liderleri dışında hiç kimsenin altın kana erişimi yoktu. Gerçi, altın kanla doğmuş bir vampire dair hiçbir bilgi duymamıştım şimdiye dek. Kanın saflığı, kutsal sayılıyordu.

"Altın kana sahip birini dönüştürdün," dedi hangi ara bize katıldığını bilemediğim Manjiro. "Kutsal bir yasayı çiğnedin."

Dişlerimi sıktım. "Ölmek üzereydi o sırada ve kanına dair hiçbir fikrim yoktu. Yoğun tadındaki sebebi, annesinin vampir olmasına bağlayan sizdiniz."

Chifuyu'nun kanı, şimdiye dek tattığım en leziz şeydi kesinlikle.

Chifuyu, boynunu kütletti. "Beni kazığa oturtmayı falan mı düşünüyorsunuz?"

Onu öldürmeye kalkışmak için önce beni çiğnemeleri gerekirdi. Kutsal yasayı bilerek sikmemiştim. Sadece, onu kurtarılmaya değer bulmuş ve zaman içersinde de ona aşık olmuştum.

Hiç kimse, sevgilimi incitemezdi kolay kolay.

"Sadece beşimiz biliyoruz," dedi Manjiro ve ciddiyetimizle dalga geçercesine kıkırdadı. "Bu sırrı saklayacağız ama çözmemiz gereken bazı noktalar var."

Chifuyu'nun boynunu öptüm. "Sevgilim, o geceyi hatırlamak zorundasın. Her şey, o gece başladı."

Kaşlarını çatıp gözlerini kapattı. "Birisi o geceyi zihnimden komple almış sanki. Ne yaparsam yapayım, hatırlayamıyorum. Okuldan çıktığım andan sonrası yok resmen."

Emma, onun omzunu sıktı. "Güçlü bir hipnoz yüzünden muhtemelen. Annenle ilgisi olabilir mi?"

Takemichi, başını salladı. "Birisi seni yıllarca korumuş, kanını baskılamış ve bunu sadece bir vampir yapabilir."

Chifuyu, annesini hiç görmemişti ve babasını da bebekken kaybetmişti. Babasının bıraktığı mektup dışında hiçbir bağı yoktu onlarla.

Chifuyu, gözlerini aralayıp omuzlarını dikleştirdi. "Bu işi çözeceğim."

Ha?

evet, asıl olaylara geliyoruz ve biraz bi bilgi koymam gerekiyor çünkü bilmeyenler vardır illa ki

öhöm öhöm

rhnull, altın kan olarak da bilinir, en nadir kan grubudur ve şurayı google'dan kopaladım >>>
"rhnull ve diğer nadir kanlar, kişiyi çok özel hissettirmenin yanı sıra son derece değerliler. erhnull kanı, Rh sistemi içerisinde nadir kan tipine sahip olan biri için ‘evrensel’ kan tipi şeklinde düşünülebildiğinden; bu kanın muazzam bir yaşam kurtarma kabiliyeti bulunuyor. böyle olunca da, bu kan tipine çok değer veriliyor; ancak hastalara sadece olağanüstü şartlarda ve çok dikkatli şekilde düşünüldükten sonra veriliyor, çünkü yenisini bulmak neredeyse imkansız olabilir."

zaten şu altın kan, kurguyu yazmama ilham veren asıl şey falan ^^


























vampir trajedisi || tokyo revengers Where stories live. Discover now