1.3

3.3K 356 544
                                    

tw : yükseğimsi cinsel içerik

Baji

Motosikleti almayı sonraya bırakmıştım. Toman'a ait bir motora dokunmaya hiç kimse cesaret edemezdi nasılsa.

Chifuyu, vampir yeteneklerini kullanmada yeterince ustlaşmadığı için yol boyunca onu kucağımda taşımıştım. Boynuma sıkıca sarılmak dışında tepki vermemişti, sonsuzluk gibi hissettiren dakikalar boyunca.

Takemichi'nin verdiği boktan içecek, yaklaşık dört saat etkiliydi ve bir saat sonra etkisi geçecekti. Yani, vahşi güdülere kapılmadan önce bir saatimiz vardı.

Yatağın kenarına oturmuş, bana beklentiyle bakan sarışın öylesine güzeldi ki yutkunamadım. Yanakları hafiften pembeleşmiş, dudakları şişmiş, saçı dağılmış ve de gözbebekleri irileşmişti.

"Keisuke," dedi bacaklarını sallarken. "Tamamen arınmayı mı bekliyorsun?"

Deri ceketimi çıkartıp yanına oturdum. "İlacın etkisi yokken yakınlaşmak tehlikeli, Chifuyu."

"Şimdiye dek sadece kızlarla seviştim." İçini çekti. "Öptüğüm erkekler olmuştu ama hiçbirini yatağa atmak istemedim. Kafamı çok karıştırıyorsun."

Sikeyim, ilk öpücüğümü bile Chifuyu almıştı!

Chifuyu Matsuno, kesinlikle ve kesinlikle okulda göründüğü kadar masum değildi. Sevimli gülüşünün ardında saklanan çocuk, tehlikeli biriydi. Hatta, sorunlu. Çektiği acıyı, zaman geçtikçe daha fazla hissetmeye başlamıştım ve kendine karşı hissettiği tiksintinin sadece dönüşüm yüzünden kaynaklanmadığını biliyordum.

"Birkaç saat öncesinde dediklerini unutmadım."

Çenemi kavradı. "Sana bilerek zarar vermedim, yemin ederim ki bilerek yapmadım." Gözleri kızarmıştı. "Sanki başka biriydi. Ele geçirilmiş gibiydim." Çenemi bırakıp cama çevirdi bakışlarını. "Güdülerle başa çıkamıyorum. Seni işaretlememeliydim." Yumruklarını sıktı. "Sikeyim, tüm bu karmaşa beni tüketiyor."

Ona karşı çıktığım için, içindeki vahşi güdüler kontrolü ele geçirmişti. İşaretlenen vampir, itaat etmekle yükümlüydü. Bi' nevi, köle.

Terastaki temasımızı zihnimin gerisine kovaladım. Chifuyu'ya üstünlük dayatamazdım. O an, onu affetmem için güdülerini bastırsa da şansımı zorlarsam beni yeniden parçalardı.

"Sorun yok," dedim yataktan kalkarken. "Direnmenin bedelini ödedim sadece." Ayakkabılarımı odanın diğer köşesine fırlattım. "Duş almalıyım."

"Keisuke." Kapının önünde duraksadım. "Beni affetmeni istiyorum."

Sesi öylesine yumuşaktı ki ona bakma ihtiyacı hissettim. Gerçekten de pişman görünüyordu. "N-ne demeye çalışıyorsun?"

Gömleğinin düğmelerini çözüp kapının üstündeki elime sarıldı. "Denemek istiyorum."

Çıplak omuzlarına bakmamak için tüm idaremi kullanmam gerekmişti. "Neyi denemek istiyorsun?"

Çenemi öptü. "Seninle ilgilenmeli, ihtiyaçlarını karşılamalı ve de her daim güvende hissetmeni sağlamalıyım." Şefkatli denebilir bir şekilde okşadı saçımı. "Terasta başlattıklarına devam edebiliriz. Hâlâ kendimdeyim."

Kapıya yapışmıştım. Chifuyu'nun kaynayan kanı, kulaklarımı uğuldatıyordu. Siktir. Beni cidden istiyordu. Üstelik, kararı bana bırakıyordu.

Dudakları benimkilere değince çıplak beline sarıldım. Öylesine yumuşak ve eşsizdi ki dudakları, onu açlıkla öpme dürtümü bastıramamıştım. Soğuk parmakları ensemde ve saçımda geziniyor, kısık inlemeleri deliliğin sınırlarında gezinmeme sebep oluyordu.

Zarif tenini okşarken onu yatağa itip dudaklarımızı ayırdım. Tanrım, cidden delirecektim. Beklentiyle kıvranan Chifuyu, gördüğüm en baştan çıkarıcı manzaraydı.

"Beni sevmeni istiyorum," dedim kollarını okşarken. "İmkansız, biliyorum ama yine de istiyorum."

Tişörtümün eteklerini kavradı. "Yirmi yıllık ömrümde kendim de dahil olmak üzere hiç kimseyi sevmedim." Tişörtüm aradan çekilince kaslı göğsüme dokundu. "Hep yalnızdım."

Acı dolu gözleri, canımı acıtıyordu. Onu iyi hissettirmek istiyordum. Üstüne çıkıp çenesini öptüm. "Benimleyken yalnız değilsin."

Kıkırdayıp ensemdeki saçlara dokundu. "Ben, hep yalnızım. Kendi yalnızlığımda boğuluyorum, Keisuke." Boynumu öptü. "Yalnızlığı unutmamın tek yolu da seks ve içmek."

Acısı öylesine yoğundu ki üstünden kalkıp yanına uzandım. "Annemden başka hiç kimsem yoktu. Ben de yalnızım."

Karnımın üstüne oturup omuzlarımı okşadı. "Beni seviyorsun." Kasıklarımın üstüne kaydı. "Bu, çok saçma."

Alt dudağımı ısırıp doğruldum. "Nesi saçma?"

Boynuma dokundu. "Canını yakıyorum. Asıl senin nefretle çıldırman gerekir."

Bağımlılığım yeniden nüksederken başımı iyice geriye attım. "O acı, senden geldiği sürece katlanabilirim."

Boynumu öptü. "Ne yapmamı istiyorsun?"

Sonrasında kendimden utanacağımı bile bile sarıldım ona. "Boynumdan beslenmeni istiyorum."

Dişlerini sürttü. "Seni çözmek cidden zor, Kei."

Acıma güldüm. "Kanımı vermezsem işine yaramam. İşine yaramazsam da beni siktir edersin."

Boynumu öpüp biraz uzaklaştı ve yanaklarımı avuçladı. Çok yoğundu bakışları. "Beni sevmemelisin."

Birkaç saat önce, kendi yoluma gitmek istediğimi söylerken amma da aptallık etmiştim. Beni öldürse bile Chifuyu'yu bırakamazdım. Hangi noktada ona tutulduğuma dair hiçbir fikrim yoktu ama ona muhtaçtım.

Ağlama isteğimi güçlükle bastırdım. "Emretsen bile seni sevmeyi kesemem. Sana aşığım, Chifuyu."

Dudaklarını birbirine bastırıp bakışlarını kaçırdı. "Aptalsın. Bu aşk değil, bağımlılık."

Titreyen ellerini omuzlarıma yerleştirdim. "Bağımlılığı arttırsana."

Tırnakları omuzlarıma gömüldü ve bir an sonrasında da dişlerini boynumun hassaslaşmış derisine saplamıştı bile.

bence kendilerini açmalarının vakti gelmişti ,d

ve, hafta içi boyunca yeni bölüm yok çünkü diğerlerini fazla boşladım...
















vampir trajedisi || tokyo revengers Where stories live. Discover now