2.9

2.6K 308 235
                                    

tw : koklatılmış cinsellik

Baji

Kanlı şarabımı yudumlarken Chifuyu'nun beline sarılmış, bir an önce eve dönmeyi umuyordum. Chifuyu'nun üstündeki tişört öylesine boldu ki, boynu ve omuzlarından biri fazlasıyla açıktaydı. Birkaç yeni çürük, çok yakışacaktı süt beyazı tenine.

Brahman Klanının lideri Senju, Manjiro ve Takemichi'yle konuşuyordu. Yakın zamanda ortak savaşa girecektik muhtemelen. Tenjiku Klanının yeni numaları olduğunu söyleniyordu zaten.

Terano denen bir piçti yeni adamları ve şimdiden korku yaratmıştı Tokyo'da. Manjiro'nun onu rahatlıkla indirebileceğinden emindim gerçi.

Keskin bir kan kokusuyla uğuldadı kulaklarım ve neredeyse hepimiz kapıya diktik gözlerimizi. Şehrin merkezindeki mekanlardan birindeydik ve muhtemelen zincirleme bir trafik kazası olmuştu.

Kanın yoğun kokusu, başımı ağrıtınca Chifuyu'nun omzuna gömülüp yatışmaya çalıştım. İnce, kemikli parmakları nazikçe okşadı saçımı.

Chifuyu'dan en ufak bir panik ya da açlık hissi yükselmiyordu. Kapıya dönmeyen birkaç kişiden biriydi zaten.

Uzun nefesler alıp sımsıkı sarıldım ona. "Nasıl dayanabiliyorsun?"

Belime koydu elini. "Neye nasıl dayanabiliyorum?"

Katliam çıkmaması adına sıkıca mühürlendi dış kapılar ve yoğun bir sakinleştirici sıkıldı. En tecrübeli vampirler bile böylesine yoğun ve taze kana kolayca direnemezdi sonuçta.

Yatışınca Chifuyu'dan uzaklaşıp yanağını okşadım. "Kokuyu almadın mı?"

Gözlerini masumca kırpıştırdı. "Aldım ama sizlerin niye böylesine etkilendiğini çözemiyorum. Burası zaten kan dolu değil mi?"

"Hey!" diye bağırdı Senju ve aramızdaki minik boşluğa atladı. "Senin kan grubun neydi insanken?"

Chifuyu, kıza temas etmemek için koltuğun diğer ucuna ilerledi. "0 sanırım ama hiç emin değilim."

Senju, ona iyice yaklaşıp uzun uzun kokladı sevgilimi. "Yoğun bir baskılanma var üzerinde. Birkaç gün, vampir kanı içmemeye dayanabilirsen meseleyi çözebiliriz."

Kaşlarımı çattım. "Aramızda karışıklı işaret bağı var. Kanlarımız bir."

Senju, omuz silkti. "Onun kanı daha baskın. Tahminim doğruysa onu korumak için sürekli yanında kalman gerekecek." Takemichi'yi çağırdı. "Şu çocuğun kan grubunu analiz etmelisiniz. Kokusunda bir tuhaflık var."

Ne?

Klanlar arası savaş çıkartmamak adına kendimi yatıştırmaya çalıştım. Sevgilimle ilgili hiçbir tuhaflık yoktu. Doğuştan vampir kanına sahip olduğu için, yoğun bir kokusu vardı sadece.

Takemichi, gerilen Chifuyu'ya güven dolu bir gülüş sunup bana çevirdi gözlerini. "Kocasına danışmadan böyle bir şey yapamayız. Karışıklı işaret bağı şakaya gelmez."

Kıpkırmızı kesilmiş, önüme dönmüştüm. Karışıklı işaret bağı, vampir dünyasında evlilik anlamına da geliyordu.

Eve döner dönmez korku dolu bir bakış attı bana Chifuyu. "Bir sorun mu var bende, Kei? O kız neden öyle laflar etti?"

Onu kucağıma alıp yanaklarını okşadım. "Sorun yok elbette, Fuyu. Kanını analiz ettirince öğreniriz işin aslını."

Dudaklarını nazikçe emerken, hâlâ tepkisizliğini düşünüyordum. Onlarca kişiden dökülen taze kan, onun azıcık bile ilgisini çekmemişti. Okulda, bir yerleri kanayan kişilere karşı da çekim hissetmezdi ama bu... farklıydı.

Böylesine yoğun bir ziyafete direnebilmek için ya yılların vampiri olmak gerekirdi ya da a-

Hayır, o zaten mümkün değildi.

Uzun ve onu gevşeten bir sevişmenin ardından sımsıkı sarılmıştım zarif bedenine. Kanını inceletme fikri, canımı sıkıyordu ama işin aslını öğrenemezsek Chifuyu sürekli gerilirdi. Onun gerilmesi de beni kötü etkiler, ona kaba davranmaya zorlardı.

Vahşi yanıma yenilmemek, giderek zorlaşıyordu ve onu incitmekten çok korkuyordum.

Son zamanlarda, öylesine pasifleşmişti ki onu tanıyamıyormuş gibi hissediyordum bazen. Gerçi, sadece bana karşı böyleydi. Bana kedi gibi sırnaşıyor, sürekli ilgi göstermemi istiyordu.

Klandakiler ondan çekinir, onu kızdırmamaya çalışırdı. Hele Kazutora, hiçbir şekilde yaklaşmıyordu ona.

Boynuma sokulup saçımı okşadı. "Beni asla bırakmayacaksın, değil mi sevgilim?"

Simsiyah saçlarla kaplı başını nazikçe öpüp onu geri yatırdım göğsüme. "Bırakmayacağımı biliyorsun, sevgilim."

Elimi sımsıkı tuttu. "Kokum cidden de tuhaf mı? Senju'nun dedikleri canımı sıkıyor."

Senju, açık ara en hassas burna sahipti ve bizlerin şimdiye dek kaçırdığı bir detayı saptamış olabilirdi. Tanrım, sevgilime ilişmelerini istemiyordum.

Chifuyu, sadece ve sadece bana aitti ve kanı sadece beni ilgilendirdi.

"Sorun çıkmayacaktır," diye geveledim belini okşarken. "Birkaç gün kanımı içme de şu saçmalıktan çabucak kurtulalım."

Titredi. "Kanına tapıyorum."

Ah, asıl tapılası kan onunkiydi. Birkaç damlası bile olağanüstü hissetmemi sağlıyor, aklımı başımdan alıyordu.

Onu yeniden altıma alıp yumuşacık dudaklarına uzandım. "Testten sonra bolca kemirebilirsin beni."

Kıkırdayıp bacaklarını belime sardı. "Buna itiraz edemem, Kei."

Eh, bana karşı çıkarsa neler olacağını çok iyi biliyordu sonuçta.

evet, bu kadar sakinlik yeterli bence ^^














vampir trajedisi || tokyo revengers Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin