1.2

3.2K 363 562
                                    

* önceki bölümü atlamayın <3 *

tw : az biraz cinsel içerik

Baji

İnsanken bile kalabalık ve gürültülü ortamlardan hoşlanmazdım. Kavgalara girmeyi ve birilerini yumruklamayı sevsem de annemin sözünden çıkmazdım. Alkol ve sigara bile kullanmamıştım dönüşüme dek. Evet, bir zamanlar tam bir anne kuzusuydum.

Göz siken ışıklar altında parlayan pistte salınan vampirleri tiksintiyle süzdüm. Evde kalıp kafa dinlemek çok daha cazipti ama Chifuyu'yu yalnız bırakmazdım. Takemichi onunla ilgileniyordu falan ama bensiz çıkmasına izin verilmemişti.

Mekan, yüksek bir binanın en üst iki kat ve terasına sahipti. Binanın tamamı Toman'a aitti zaten.

Daha sessiz ve sakin olan ikinci kattaki locaya yerleşmiş, kanlı şarap içiyorduk. Chifuyu, karşımda otursa da hiçbir şekilde bana bakmıyordu. Takemichi ve Emma ile konuşuyordu. İkisiyle de iyi anlaşıyordu sanırım.

"Seninki çok sıkıcı," dedi sol tarafımda oturan Kazutora. "Onu gevşetmelisin."

Omuz silktim. "Ne bok yediğiyle ilgilenmiyorum. Kurul onu özgür bırakınca kendi yoluma gideceğim."

Kendi yoluma gitmek falan istemiyordum ama buna mecburdum. Bugünkü faciadan sonra ondan aşk bekleyemezdim.

Kıkırdayıp belki de milyonuncu sigarasını yaktı. "Hâlâ çok gençsin, Kei. Bir noktadan sonra sonsuzluk bile sıkıyor." Dumanı suratıma üfledi. "İlginç birini bulmuşken tadını çıkar."

Chifuyu'nun keskin bakışlarını hissetsem de Kazutora'ya bakmayı sürdürdüm. Chifuyu, kışkırtılmayı hak ediyordu.

Kazutora, benden bile daha küçük görünse de aslında yirmi yedi yaşındaydı. Diğer üst seviyeler de aşağı yukarı aynı yaştaydı. Tek tük istisnalar hariç, hiçbir vampir yirmi bir yaşından büyük görünmezdi. Sonsuz gençlik, bir noktadan sonra sıkıcılaşıyordu anlaşılan.

Kazutora'nın dudaklarındaki sigarayı kapıp kendi dudaklarımın arasına sıkıştırdım. Chifuyu'nun öfkesi kanımı kaynatıyordu. Sigara içmeyi cidden sevmiyordum ama onu delirtmek için değerdi.

Kazutora, göz kırptı. "Öğreniyorsun, Kei." Alt dudağını yalayıp Manjiro'ya çevirdi bakışlarını. "Burada biraz daha kalırsam işler pisleşecek." Önüme bir dal sigara bırakıp ayaklandı. "Size iyi sıkılmacalar!"

"Azgın piç," diye bağırdı Draken ve hepimiz güldük.

Yani, Chifuyu hariç. Giden Kazutora'yı bakışlarıyla öldürmeye çalışıyordu resmen. İyice küçülen sigarayı küllüğe bastırıp saçımı karıştırdım. Annem, sigara içtiğimi görseydi kalpten giderdi sanırım.

Kazutora'dan kalan sigarayı yakmak için çakmak bakınırken omzuma sarılan Chifuyu yüzünden irkildim. "Sigara içtiğini bilmiyordum."

Chifuyu'nun arada bi' sigara içtiğini biliyordum. Takemichi ile takılırken içerdi genellikle. Zarif parmaklarının arasına kıstırdığı sigara, ona cidden yakışıyordu.

"Bazen," dedim gözlerine bakmamaya çalışarak.

Ilık nefesini kulağımda hissettim. "Terasa çıkalım. Burası boğmaya başladı."

Elimi tuttuğunda onu itecek gücü bulamadım. Gülüşü öylesine tatlıydı ki saatler öncesinde kolumu siktiğini unutturacaktı neredeyse. Kolum hâlâ sızlıyordu.

Tokyo'nun ışıklı gecesini sunan terasta yalnızdık. Kendi paketinden bir dal alıp dudaklarımın arasına koydu. Sigarayı yakarken gülüşü solmaya başlamıştı.

Bana iyice sokulunca ciğerlerimde biriken dumanı pembe dudaklarına doğru saldım. Alt dudağını yalayıp biraz daha yaklaştı. Sonra da, yanağımı okşayıp sigarayı kendini dudaklarına çekti.

Kızarmaya başlamıştım. Fazla seksiydi. Dudaklarına yapışmamak için bakışlarımı kaçırdım.

"Canını yakmamalıydım," dedi alt dudağımı okşarken. "Cidden üzgünüm. Aptal güdüler yüzünden saçmalıyorum." Sigaradan çektiği nefesi suratıma üfledi. "Ödeşmeliyiz."

Boğazım kurumuştu. "Nasıl yani?"

Boynuma sarıldı. "Canımı yakabilirsin." Başını yana yatırıp bir nefes daha çekti sigaradan. "Beni affedene kadar canımı yakabilirsin."

Kurumuş, pembe dudaklarına kaydı bakışlarım ve belini kavradım. "Seni affetmeli miyim?"

Yaramaz bir ışıltı geçti gözlerinden. "Denemeden bilemezsin."

Sigarayı kapıp büyük bir nefes aldım ve dudaklarımızı birleştirdim. Açlıkla aralandı dudakları. Alt dudağını emerken onu duvara dek ittirdim. Boynumu daha sıkı kavrayıp dilini benimkine doladı.

Bileklerini yakalayıp duvara daha da bastırdım ince bedenini ve dudaklarımızı ayırdım. Yanakları kızarmış, gözbebekleri irileşmişti. Ne yaparsam yapayım hoşuna gidecekti, hissedebiliyordum.

Boştaki elimi gömleğinin altına kaydırırken tamamen kendimdeydim. Sıcak avucumu soğuk karnına bastırmamla alt dudağını dişlemesi bir olmuştu. Sol göğüs ucuna dokunduğumda inlemesini bastıramamıştı.

Kulak memesini dişledim. "Seni mahvetmemi mi istiyorsun?" Kollarını kurtarmaya çalışsa da onu bırakmaya niyetim yoktu. Sertleşen ucu sıktığımda kıvrandı. "Ne istiyorsun, Matsuno?"

Omzuma gömdü başını. "Seni istiyorum."

"Canımı çok yaktın," dedim göğsünü usulca yoğururken. "İstediğin herkesin canını yakar mısın?"

Titredi. "B-bilmiyorum. Gerçekten çok üzgünüm, Kei. Bana yeniden ilk adımla seslenmen için ne istersen yaparım."

Dudaklarımı boynuna sürttüm. "Bir daha asla başkalarıyla olmaktan bahsetme." Zarif kıvrımlara birkaç öpücük kondurdum. "İşaret bağı yüzünden sana bağımlıyım." Göğüs ucunu sertçe çektim. "Sorumluklarını unutursan seni cezalandırırım."

Titrek nefesler aldı. "Nasıl bir ceza?"

Zalimce gülümsedim. "Ben de seni işaretlerim."

Beni şaşırtan bir rahatlıkla başını geriye attı. "Beni affedeceksen yap." Acı doluydu gülüşü. "Hiçbir şey bugünkü aptallığım kadar acıtamaz."

Siktir.

Açığa çıkan boynuna bir öpücük kondurup bileklerini bıraktım. Ardından da gerileyip üstümü düzelttim. O kadar ileriye gitmeye hazır değildim.

Tanrım, kanını sunmayı kabul edeceğini hiç ummazdım

"Belki daha sonra, Chifuyu."

Sımsıkı sarıldı. "Beni affettin mi?"

Tatlı kokusunun tadını çıkardım. "Tamamen değil."

Boynumu öptü. "Ne istersen yaparım."

Uzun zaman sonra ilk defa rolleri değiştirmiştik ve ona daha fazla dokunmak istiyordum. Kendi isteğimle ve de ayıkken.

Başının tepesini öptüm. "Eve gidelim."

birkaç noktayı açıklamam gerektiğini düşünüyorum çünkü zaman zaman kafaları yakıyorum gibi gibimsi...

öhöm öhöm...

şimdi şöyle ki, işaret olayı karışıklı olabiliyor ama baji ve chifuyu'nun durumunda dönüşümü sağlayan vampir baji olduğu için chifuyu ciddi anlamda köleleşebilir. dengeyi korumaları cidden zor yani. şu durumda bile baji belli oranda baskınlık kurabiliyor çünkü dönüştüren vampir o

diğer nokta da chifuyu'nun dengesizliği. işaret bağı yüzünden, tamamen vahşi dürtüler onu ele geçiriyor ve baji'yi aşırı sahipleniyor. bi nevi, sahip/köle durumu yani. aklı başına gelince de neye uğradığını şaşırıp dengesizleşiyor











vampir trajedisi || tokyo revengers Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ