1. Bölüm

62.2K 2.3K 521
                                    

Merhaba! Hepinize hoş geldiniz diyerek başlamak istiyorum, hoş geldiniz!

Umarım beğendiğiniz, soluklandığınız bir hikâye olur.

O zamaaaannn...

Başlıyoruz.

🍂

Kasanın altında olan ayağımı sallayarak ağrısını dindirmeye umdum. 2 haftadır izin yapmadan çalışmak bedenimi fazlasıyla zorlarken az önce açtığım patates çuvalının ağırlığı yüzünden parmaklarımı hareket ettirerek ağrının dağılmasını sağlamaya çalıştım; etkisi olmuyordu ama ben yinede kendimi daha iyi hissetmekten alamadım.

Ekranda yazan saate göz atıp müşterinin ürünlerini poşetledim yüzüme sabitlediğim gülümsemeyle. İyi akşamlar ve yine bekleriz temennilerimin ardından mağazaya mop atmak için kasadan çıkmaya yeltendim fakat otomatik kapının açılma sesiyle kısık sesli bir küfür savurdum.

"Kolay gelsin," diyerek kasanın önüne gelen müşteriyle henüz çıkamadığım kasadan gülümseyerek cevap verdim. "Hoş geldiniz efendim."

"Bir paket sigara alacaktım," dedi arkamdaki kilitli dolabın camından sigaralara sırasıyla bakarak. "Benim sigaradan kalmamış sanırım?" Yüzünü hafızamla karşılaştırmaya çalıştım burasının daimi müşterisi olup olmadığını anlama umuduyla ancak ne ben onu tanıdım ne de o bana sigarasının ismini söyledi. O yüzden sadece evet anlamında başımı salladım içimden de alacaksan al gideceksen git diye yakarırken. "Slim olmayan herhangi bir sigara ver de gideyim," dedi elindeki cüzdanından kredi kartı çıkarmaya başladığında. Elime ilk gelen sigarayı gösterdim başını sallayınca da kasadan geçirip ücreti söyledim.

"Temassız," dedi kartı pos cihazına yaklaştırıp beklerken. Tutarı işleyerek kartını okutmasını bekledim. Cihazın çıkardığı sesten sonra kartını yeniden cüzdanına koyarak sigarasını eline alıp gitmeye yeltendi. Gözüm hem onaylandı yazısını görme umuduyla pos cihazında, hem de onaylamazsa diyerekten müşterinin üzerindeydi. Beklediğim onay sliple birlikte çıkarken adamın fişlerini beklemeden gitmesiyle elimde fişleri buruşturup çöpe attım.

Bu akşam diğer akşamlar gibi yoğun geçmiyordu ama benim biriken yorgunluğum yüzünden hiçbir şeye sabrım ve tahammülüm kalmamıştı. Mağazaya mop atma işlemim bittiğinde dağılan reyonları toparlamaya girmiştim. Otomatik kapının sesini duydum ve gelen seslere dikkat kesilerek ön yüz işlemine devam ettim.

"Kolay gelsin Ahsen Hanım!"

Ses tonunu bilmemek gibi bir durumum olamazdı lakin onun ses tonunu ezberlediğim için kendime özrü borç bilirdim.

"Teşekkür ederim Mehmet Bey," dedim mesafeli bir tutumla. İşime kaldığım yerden devam etmekti niyetim ama buna sanki o karar verirmiş gibi yanıma gelip elini reyona koydu tüm ilgimi üzerine çekmek ister gibi.

"Nasılsınız?" dedi bir sohbeti başlatmak adına. Ona istediğini vermeyeceğimi adı gibi biliyor olmasına rağmen böyle sahte sohbet numaralarına kanmadan ve ona hiçbir cevap vermeden ilerlemek istedim. İstedim, fakat başarılı olamadım. Gideceğim yere gitmeme engel olmaktan hoşnut kalmışçasına gülümseyerek benim yorgunluktan sararan yüzüme baktı dikkatle. Attığım adımım onun adımıyla çarpışınca ikimizde karşı karşıya kalmıştık. "Yorgun gibisin?" dedi ağzımı arar gibi. Onaylasam olmayacaktı onaylamasam olmayacaktı. Fakat bir cevap vermem gerektiğini bildiğimden "Üstesinden gelebilirim," dedim.

"Şu inadı bir bıraksan," dedi iç çekercesine beni incelerken. Bakışları baştan aşağı rahatsızlık veriyordu. Onun hayranlıkla baktığı tenime iğneler batıyordu sanki.

SARMAŞIK Where stories live. Discover now