9. Bölüm

22K 1.6K 251
                                    

Yoğun istek üzerine dermişim!

Okuyan 10 kişi falan var, yorum yapan toplam beş kişi olmalı, fakat bir yorum bile inanılmaz değerli benim için. O yüzden sizi bölüme alıyorum keyifle okuyunuz efendim.

🍂

"Sen tanıştın mı daha önce ailesiyle?" dedi babam.

"Hayır," dedim yalan söylemeden. "Sadece beş dakika kadar gördüm ailesini. Alparslan'a ulaşamamıştım."

"Evini nereden biliyorsun o zaman güzel kızım?" dedi babam imalı bir sesle.

"Anton!" diye araya girdi hemen annem. Benim yanaklarım kızarmaya başladığında ne cevap vereceğimi bilemeden kaçarcasına park ettiğim arabadan aşağı inerek arka koltukta oturan annemin kapısını açtım. Annem seni gidi seni der gibi gülünce beni bir sıcak bastı. Yeşil kapının hemen önünde Alparslan ve bacaklarına yaslanan Asya bizi izlerken yine çareyi kaçmakta buldum.

"Asya'cığım nasılsın?" dedim yanına ilerleyip önünde eğilerek boylarımızı eşitlerken. Alparslan onunla konuştuğunu ve bana karşı tavırlarını değiştirdiğini söylediğinden beri resmen üzerimden yük kalkmıştı. Hem baklavaya yardım edecek kadar da benden özür dilemek istiyordu, öyle söylemişti Alparslan.

"İyiyim Ahsen abla," dedi gözleri kaçamak şekilde arkamda yan yana duran aileme takılırken. "Sen nasılsın?" Ses tonunu kendince kısarak yüzüme doğru yaklaştı. "Onlar senin ailen mi?" Evet der gibi başımı aşağı yukarı salladığımda tedirginlikle açıldı güzel kahverengi gözleri. "Ya bana kızarlarsa? Ben seni üzdüm diye ya bana kızarlarsa?"

"Sana kimse kızamaz Asya'cığım," dedim siyah saçlarını şefkatle okşayarak. "Gel bakalım seni onlarla tanıştırayım." Elimi tutması için uzattığımda bacaklarına yaslandığı babasına sorar gibi baktı. Alparslan gözlerini kapatıp açtığında havada olan elimi küçücük eliyle sıkıca tuttu. "Annem Erika," dedim annemi takdim ederek. "Ve babam Anton."

Muhtemelen isimlerini hitap edemeyecekti. Üstelik isimleri yabancı olduğundan elbisesinin kenarını tutarak kraliyet ailesindeki saygı ifadesi gibi dizlerini kırıp bir süre bekledi. Annem şen bir kahkaha attığında Asya annemden de yüksek sesle kahkaha attı. Bunları sırf ailem ona kızmasın diye yaptığını bildiğimden içim ezildi, avucumun içinde tuttuğum elini daha sıkı kavradım.

"Öp bakalım kızçe," dedi babam elini uzatıp Asya'nın öpmesini bekleyerek. Asya saygılı bir şekilde elini öpüp alnına bastırdığında babam cebinden çıkardığı parayı Asya'nın avucunun içine sıkıştırıp göz kırptı. Asya çaktırmamaya çalışarak paraya baktığında beğenmemiş gibi yüzünü buruşturdu fakat yine de cebine atmaktan geri durmadı. Elindeki türk parası olmadığından beğenmemişti anladığım kadarıyla fakat babam türk parasının üç katını vermişti ama bunu anlaması için henüz çok küçüktü.

"Alparslan!" diyerek seslendiler içeriden. "Oğlum misafirlerimizi neden davet etmiyorsun içeriye?"

Annesiydi sanırım seslenen. Alparslan cevap vermeden eliyle bahçe kapısından içeriyi işaret ettiğinde babam dik bir şekilde annemin elinden tutarak yürüdü. Alparslan ben ve hâlâ elini tuttuğum Asya kalmıştık geride. "Hadi, biz de geçelim. Ayıp olmasın," dedi Alparslan. Elbisemin önünü düzgün olmasına rağmen yeniden düzeltip önünden yürüyerek içeriye girdim. İki gün öncesinde benim çaldığım kapının önünde ailesi ailemle karşılıklı duruyordu. Biz bahçeye girdiğimizde tüm gözler bize döndü bir anda. Alparslan belime koyduğu eliyle hem beni sahiplendi hem de destek oldu yalnız değilsin ben buradayım yanındayım der gibi.

SARMAŞIK Where stories live. Discover now