4. Bölüm

29.9K 1.8K 257
                                    

Ben geldim, naber nasılsınız?

Güzel bir bölümle geldim. Yorumlarınız benim için çok kıymetli, lütfen iyi kötü tüm düşüncelerinizi bana bildirin.

Keyifle okuyun!

🍂

Kimdi evleneceği kadın? Ben olamazdım çünkü biz bu konuyu kapattık demiştik. Yoksa dememiş miydik? Alparslan benim buraya gelişimi de susuşumu da yanlış anlamıştı ve biz kendimizi çıkışı olmayan bir yolda bulmuştuk. Üstelik bu yolda bize çarpmak için son hız gelen bir tır vardı. Tırın adı da eski karısıydı.

"Ben kızımı bu kadınla aynı evde durdurmam!" diye bağıra bağıra geldi yanımıza. "Emine abla?!" diye seslendi içeri doğru. "Asya'yı getirir misin?"

"Nilay dur kızım," diyecek oldu yaşlı kadın.

"Anne sen bunu bile bile benim kızımı bu eve mi getirdin?" dedi. Ne annesiydi? "Göreve gidecek dedin diye ben gönderdim kızımı sana, babasını görsün de hasreti dinsin diye... Senin meğer planın farklıymış."

"Senin muhatabın benim ben!" dedi Alparslan sert bir dille. "Bırak anneme mağduru oynamayı!" Annesine döndü sonra. "Anne sen geç içeri, kimse de gelip bizi rahatsız etmesin. Asya bu gece burada kalacak, bitti!"

"O benim kızım!" dedi Nilay.

"Senin kızında ben nesiyim?"

Annesi sessizce içeri girip kapıyı kapattığında bende onun gibi bu ortamdan kaçabilmeyi diledim.

"Benim kızım bu kadınla aynı evde kalmayacak!" diyordu Nilay.

Oklar bana döndüğü için ne kaçabildim ne konuşabildim. Sonuçta bende onun muhatabı değildim.

"Bu kadın bu kadın deyip durma," diye söylendi Alparslan. "Onun bir adı var." Nilay bundan hiç etkilenmiş durmuyordu ama ben buna da mutlu oldum. "Yürü bahçede konuşalım. Kimseyi rahatsız etmeye hakkımız yok."

Nilay cevap vermeden bahçeye yürüdü sert adımlarla. Alparslan bana döndüğünde elini burun kemerine götürüp sıktı. Alnında da belirginleşen damarları gördüm. Çok öfkeli gibi duruyordu.

"Özür dilerim," dedim. Yükümü hafifletmek mi istedim ona yük verdim diye pişman mı oldum bilmiyorum. "Ben gideyim istersen-"

"Konuşmamız yarım kaldı Ahsen," dedi. Ne düşünüyordu ne hissediyordu bilmiyorum çünkü sesi çok ifadesizdi.

"Doğrusu yarım kalmasıdır belki," dedim. Ona kafa atmışım gibi şaşkınlıkla bana baktı. "Bak... Ne hissedeceğimi bilemiyorum. Ben bunun böyle olacağını düşünmedim yani... Senin kızın olduğunu daha önce evlendiğini falan-"

"Benimle mi konuşacaksın yoksa yanındakiyle mi?!" diye bağırdı Nilay.

Alparslan iki kadın arasında kalmıştı. Birisi eski karısı, birisi de... Sahi, kimdim ki ben? Neden gelmiştim neden uzatmıştım bu kadar. Senden şikayetçi olacaklar diyip gitmek varken neden irdeleyip durmuştum her şeyi. Ben sebep olmuştum işte bunların hepsine.

"Ahsen bana beş dakika ver," dedi gerçekten izin ister gibi. "Sonra konuşalım olur mu?"

"Alparslan?!" diye bağırdı yeniden Nilay. Benimle konuştukça çıldırıyordu sanki çünkü hep sesi bir öncekine göre daha yüksek çıkıyordu.

Başımı salladım git der gibi. Sanki benden onay almasa gitmeyecekmiş gibiydi ve ben onay verir vermez fişek gibi fırladı yerinden. Nilay'ın yanına gittiğinde de kolundan tutup sarsmasını izledim.

SARMAŞIK Where stories live. Discover now