12. Bölüm

21.5K 1.5K 199
                                    

Herkese merhaba, iki gün içinde yeni bölümle geldim ve bugün çok güzel bölümler biriktirdim. Eğer hemen oy ve yorum yapılırsa gece olmadan yeniden bölüm atabilirim!

Bunu sınır olarak düşünmeyin lütfen, bilen bilir ben asla sınır koyan birisi değilim. Yalnızca ben varken yanıma yoldaş olduğunuz için ben sizi mutlu etmek istiyorum ve oylarla yorumlarla da ben mutlu oluyorum.

Keyifle okuyun!

🍂

"Uykum var ve bunu fark etmek için yüzümü ezber etmene gerek yok," dedim arabaya binip emniyet kemerimi bağladığım esnada. "Bunu sokaktan geçen herkes rahatlıkla söyleyebilir."

Alparslan gür bir kahkaha attığında adeta araba sarsılmıştı. Dinlenemiyordum. Ne kadar uyursam uyuyayım üzerimdeki bu yorgunluk hissi geçmiyordu.

"Az kaldı inan bana," dedi. Sesinde güven vardı ve bu nasıl bedenimi gevşetici etkiye sahipti bilmiyorum. "Düğün olsun, gidelim bir iki günlüğüne. Ya da daha fazla? Hem dinleneceğin, hem sakin kafayla geçireceğimiz günlerimiz olur. Ne dersin?"

"Biz hiç işin maddi kısmını konuşamadık Alparslan," dedim günlerdir içimi kavuran bu derdi nihayet dile dökmenin verdiği rahatlıkla. Alparslan trafiğe karıştığında sakince onu kırmadan incitmeden sözlerimi toparlamaya çalıştım zihnimde. "Düğün yapıyoruz, aldığımız eşyalar, gelinlik, düğün yeri, kına hazırlıkları... Oyun olduğunu yalnızca biz biliyoruz evet fakat... Bu kadar açılmaya gerek var mı?"

Yola çevirdiği gözlerini gözlerimle buluşturduğunda bundan duyduğu memnuniyetsizliği açıkça belli ediyordu. "Ne açılması Ahsen?" dedi niye bunları düşünüyorsun der gibi. "Ben askerim ve kazandığım parayı harcayarak kadar şehrimde kalmıyorum. Ne yapayım dağda nöbet tutarken mı yiyeyim parayı? Zaten Asya'nın geleceği için hesap açtım. Nilay'a verdiğim nafaka dışında Asya'nın tüm harcamaları bana ait. Arabam var, hiç ev derdine girmedim ama eğer istersek ev alacak durumum da var. Ayrıca düğün yapıyoruz, elbette para da harcanılacak gerekirse maddi olarak açılınacakta. Bunlar senin konun olmamalı Ahsen."

"Nasıl olmasın?" dedim beni böyle çemberin dışında tuttuğu için kırgın çıkıyordu sesim. "Bak ben bu zamana kadar hiç parayı sorun etmedim ailem sayesinde. Ama şu an aynı şey değil anlıyor musun? Her şeyin altından kalkmaya çalışıyorsun ve ben buna gücünün olup olmadığını bile bilmiyorum. Bunu da pek ala sorun yapıyorum! En azından bırak bu gün gelinliğin ödemesini ben yapayım-"

"Senin kişisel borcun yok muydu Ahsen?" dedi sinirlenince yükselen sesiyle. "Çok ödemek istiyorsan git onu öde. Ya da konuş benimle, senin nereye kime borcun var da sen hırsızlık yapacak raddeye geldin?"

Bana bunu o gün bile sormadığı için sorusu karşısında derin bir kırgınlık hissettim. Ancak Alparslan'ın da dudaklarını ısırıp direksiyona vurması planladığı bir konuşmanın içinde olmamasından kaynaklıydı, bunu da anlamıştım.

"Özür dilerim ben öyle söylemek-"

"Motor aldım," dedim asla yüzüne bakmadan. Kırgındım ve bunu sesimle duruşumla hatta ona bakmayaşımla belli ediyordum fazlasıyla. "Benim tek vazgeçemediğim şey motor. Ailem motor kullanmama izin vermiyor, kaza yaptım daha önce. Onlardan gizli motor aldım. İki ay, bilemedin üç aya gelmiş olur. Gümrük ödemesi falan, hepsi para anladın mı?! Bunu ailemden gizlediğim için işe başladım, ihtiyacım olmamasına rağmen motorum gelene kadar orada çalışmaya devam etmek istedim. Ben bunun için kendimi zorladım! Bakışlarına, hakkımda düşündüğü konuştuğu tüm ahlaksızca şeylere rağmen motor aldığım için sabrettim. Benimde sabrımın bir yere kadar olduğunu anlamışsındır izlediğin kamera kaydından. Şu dakika ben motor parasının iki katını bulurum, babamı aramam yeter. Ama ben motor alırsam babam beni burada bırakmaz, bir kez daha değil. Gizledim, kimsenin haberi yok. Seninde olmaması gerekiyordu ama madem yaptığım hırsızlığı yüzüme vuracak kadar konuşmaya başladık, bil sözlerine öyle devam et. Ben keyfimden çalmak istemedim o parayı, ortada bana yapılan haksızlık vardı sırf yüz vermedim diye!"

SARMAŞIK Where stories live. Discover now