43. Bölüm

15.9K 1.2K 241
                                    

Geldim! Hızlıca atıyorum, düzenleme yapamadım. Varsa hatalı yerler bildirin gece düzenlerim.

Keyifli okumalar.

🍂

Sanki bir peri masalının içindeydim. Alparslan hulk mu oluyordu yoksa dev mi bilmiyorum ama bana göre, masal ne olursa olsun, baş rol kesinlikle kendisiydi.

Alparslan yokken vakit ne kadar yavaş geçiyorsa, Alparslan varken bir o kadar hızlıydı.

Alparslan'ın olmadığı dönemde bir yaş daha almıştım ve biz, benim doğum günümde de, tıpkı onun doğum gününde olduğu gibi konuşamamıştık. Ramazan bayramını geçirmiştik ve onsuz ilk bayramımdı. Neyse ki, bugün kurban bayramının ilk günüydü ve kurban bayramını onunla birlikteyken geçiriyordum.

Esasen, bayram gününde ille de yanımda olacak diye bir kaide yoktu. Sadece herkes ailesiyle bayramlaşırken, ben bir sandalyenin üzerinde bebeğimin varlığına tutunuyordum. Fakat bugün, işler hiç öyle gitmemişti.

Uyandığımda Alparslan hâlâ uyumaya devam ediyordu. Annem ve babam bayramı geçirdikten sonra geri dönmeyi düşündükleri için, onlar da Aynur annemlerin yanında kalıyordu ve bizim evimiz misafir ağırlamak için fazlasıyla küçüktü. Dün akşam bu konu açılmış, babam ev alacak olursak kesinlikle yardımcı olmak istediğini söylemişti. Ben böyle bir kararı tek başıma veremeyeceğim için Alparslan'a bakmış, onun da saygıyla başını sallamasıyla onay alınmış olmuştu.

Günler sonra kavuşmamızın şerefine güzel bir kahvaltı sofrası hazırlamaya başladım. Alparslan'ın sevdiği reçellerden koyarken annemlerin yapıp dondurucuya kaldırdığı böreklerden de çıkardım. Özlemiştir diye de ne varsa hepsini masaya yerleştirdim. İşim bittiğinde saat epey ilerlemişti fakat hâlâ çok erkendi. Alparslan bayram namazından sonra geri uyuduğu için şimdi uyanamıyor olmalıydı.

Yatak odasına girdiğimde benim yastığımı elinin altına almış burnunu da yastığıma gömmüş uyurken görünce sevinçle yatağa adımlar attım. Nereye otursam diye bakındım ama Alparslan genişçe yatağa yayılınca kendime yer bulamadım. Madem yer bulamadım kendime yeri kendim bulayım diye düşünüp Alparslan'ın beline oturdum. Ben oturunca küçük bir inleme sesini çıkardı uyku sersemi eli bacağıma kapanınca gülmeye başladı.

"Düşeceksin," dedi beni de bacağımdan sıkıca tutmaya devam ederken. "Döneceğim, dikkatli tutun benden." Alparslan altımda dönerken şimdi de kasıklarının üzerine oturmuş oldum. "Günaydın yavrum," dedi kısılı gözlerinin ardından. "Saat kaç oldu?"

"Daha erken," diye yanıtladım ve sanki gün şimdi aymış gibi uzanıp yanaklarına kocaman öpücükler bıraktım. Saçlarım yüzünü örterken iki yanağını da içli içli öptüm. "Günaydın," dedim başımı biraz geriye çekerek ona üstten bakmaya başladığımda. "Sana şahane bir kahvaltı hazırladım."

"Niye zahmet ettin?" dedi uyanamadığı için kendini suçlar gibi. "Ben hallederdim, yorulmasaydın hiç." Saçlarım yüzüne takılınca kulaklarımın arkasına doğru sıkıştırdı yavaşça. "Bu nasıl güzellik Allah'ım? İnsan da akıl bırakmazsın sen."

"Hiç kullanılmamış olur," dediğimde kocaman bir kahkaha attı. Sanırım bir zamanlar bana kurduğu bu cümle bizim aramızda hep olacaktı. Elleri belime kapanıp beni dikkatlice tuttuktan sonra sırtını kaldırıp yatak başlığına yasladı. Dizlerini de kırınca tamamen kucağına düşmüş oldum ve ondan da bir baş boyu uzun oldum. "Bugün bayram," diye devam ettim neşe içinde. Onunla ilk bayramımız olacağından fazlasıyla mutluydum. "Kahvaltımızı yapalım da annemlere geçelim bizde hemen."

SARMAŞIK Where stories live. Discover now