☀️21.BÖLÜM - Part 1☀️

2.4K 193 204
                                    

Beğenip yorum yapmayı unutmayın! 🥰

☀️☀️☀️

Kerem'in gülmekten ağzından salyaları akmıştı. Ağzının kenarını sildim. Kapı tıklatıldı. "Müsait midir?"

Hozan'a elimle gelmesini söyledim. Kahkahasının sersemliğindeki Kerem'in mırıltılarına baktı, gülümsedi. "Sesi katı inletiyordu. Canım çekti valla."

Kerem hâlâ gülen bir yüzle bana devam edecekmişim gibi bakıyordu. "Yollarım birazdan," dedim önce. Sonrasında Kerem'in onlara da alışması gerektiğini düşünüp vazgeçtim. "Ya da gel al," diyerek kaldırıp Hozan'a verdim. "Yürütün biraz. Canı oyun istiyor."

"Hay hay efendim. Işıklı ayakkabılarımız avludaydı," diyerek Kerem'i kucağında hoplatıp çıktı odadan.

Biraz da Mir'le ilgilenecektim. Elimde kalan ıslaklığa baktım. Kerem'in salyasıydı. Yıkamak için banyoya geçtim. Suya tuttum elimi. Havluyla kuruttum. O sırada aynadan sakalıma bakındım. Çocukları rahatsız edecek kadar uzamış mıydı? Kerem ondan mı çekiştiriyordu? Mir de rahatsız olacaktı.

Normalde de uzun kullanmazdım. Kesecektim. Gömleğimin ucuna havlu geçirip hızlı bir tıraşla kurtuldum sakaldan. Yıkayıp, kuruttum. Tahriş olmasın diye biraz da losyon sürdüm. Üzerimde kıl kaldı mı diye elimi gömleğime vururken odanın kapısı açılıp kapandı. Ben de çıkacaktım banyodan şimdi.

"Gün aydı Mir, gel hadi," diyen sesle Zühre'nin geldiğini anladım. Duraksadım. "Biraz gülsene bugün bana." Sesinde uyumak isteyen bir hüznün uyuşuk mırıltısı oynaşıyordu. Aralık kapıdan baktım ona. Mir'i kucaklamıştı. Yanağına birkaç damla yaş yuvarlanırken, Mir'in yanaklarında teselli arıyordu kendine. "Biraz huzurdan bulaştırsana. Aç gözlerini, bak semaya. Akşam Güneşi gidip dönmüş çoktan."

Akşam Güneşi? Dönmüş müydü çoktan?

"Sabah olmuş, Mir. Aç Memet'imin mavilerini bana. Söz bir kez öpeceğim sadece."

Afalladım. Zühre'nin sesindeki hüzün uykudan sıyrıldı, açtı gözlerini. Mir'in bir gözüne değdi dudakları. Durdu. Bozdu sözünü yine Akşam Güneşi. Diğer gözünden de öptü. İki etti.

"Biri sözüm içindi. İkincisi senin olmayan gözler için Mir. Darılma bana. Çok hasrettim ona."

Bir soluk dolandı ciğerlerimde dışarı çıkmak ister bir telaşta. O soluk daha evvel kalmıştı kursağımda. O soluk daha evvel sızlatmıştı sıkıştığı hücrelerimi acımasızca.

"Darılma bana. Ben dönemiyorum ona."

Akşam güneşi dönmüştü çoktan. Ama Zühre dönmemişti bana.

Öyle gittin ki benden Zühre. Ne kadar yakınıma gelsen hiç gelemiyorsun aslında. Ne kadar yaklaşsam da dokunamıyorum ben de sana.

Dönmek istiyor musun bana?

Zühre Mir'i yatağa bırakmış, elbisenin düğmelerini açıyordu emzirmek için. Aralık kapıyı ittim elimle. Çıktım banyodan. Zühre'nin eli son düğmesinde asılı kaldı. Yaştan parlayan kahveleri vardı bana. Baktı bana.

"Memet?"

"Ne dedin sen?"

Dudakları aralandı, kapandı. Tekrar aralandı. "Memet..." Devam edemedi. Gözlerini kaçırdı benden.

Birkaç adım attım ona. "Ne dedin Zühre?"

Yatağın köşesine kadar geldiğimde birkaç adım geriye gitmişti Zühre. "Memet ben... Sadece Mir'le..."

Akşam GüneşimWhere stories live. Discover now