☀️Son Sahne☀️

1.9K 168 805
                                    

Ve Final bölümünden evvelki son sahnemiz. 

Ama aslında burası sondan değil en baştan başlıyor her şeyi anlatmaya. Memet'le Zühre'nin henüz onları ayıracak yıllardan habersiz olduğu günlerden. Memet'le Zühre'nin yıllar sonra bile hâlâ bilmediklerinden. 

Hazırsanız Turna kuşunun Akşam Güneşim'deki gerçeğini okuyacağız. Keyifli okumalar.

☀️☀️☀️

"Erkek mi?" diye sordu Serdal koridorda onlarca turundan birini sonlandırıp ebelik yapan kadına denk geldiği anda.

"Kızdır," dedi kadın. Serdal'ın beklentiyle bakan yüzünün düştüğünü görünce hemen ekledi. "Yüzü bembeyaz. Aynı annesidir. Yanakları..."

Serdal ebe kadını dinlemedi. Karısının içeride hâlâ ıkınır gibi sesler çıkardığını duyuyordu. O seslerin üstüne eklenen ağlayan bebek sesinin de kıza ait olduğunu öğrenmişti. Artık devamını duymak istemiyordu. Ebenin müjde almak için açılan elini boş bırakıp hızla indi aşağı kata inen merdivenleri.

Yeğeni Bahoz okuldan geldiği gibi çantasını yere atmış, ayağına aldığı topu birkaç defa üst üstte sektirmek için çabalamaya başlamıştı.

"Ses yapma lan!" diye bağırdı Serdal çocuğun yanından geçerken. Bahçeye açılan kapıdan dışarı attı kendini. Elini gömleğinin yakasına atıp üstten iki düğmeyi araladı bahar havasının onu biraz olsun dinginleştirmesini umarak. Umduğu gibi olmadı. Bahçede de çocuklar oynuyordu gürültüyle.

Çimenlerin üzerine kilim serilmiş, evde çığlıklar eşliğinde doğum yapan kadının sesinden ürkmesin diye tüm çocuklar oraya toplanmıştı. Aralarından ikisi Serdal'ın kızıydı. Babalarını gördükleri gibi önlerindeki bez bebeklerini kucaklayıp kalkmıştı. "Baba!" diye bağırdı en büyükleri. Küçük olan daha konuşmaya bilmiyordu ama babasının kim olduğunu bildiğinden "Bambambam," diyerek eve doğru koşmaya başlamıştı bile.

Kızlar yanına varmadan elinin tersiyle bir hareket yaptı Serdal. "Gidin oynayın!"

Kızlar babalarının sinirli halini babalarını tanıdığı kadar iyi tanıyorlardı. Bebeklerine sarılıp oyun oynadıkları kilime geri döndüler azarlanmadan.

'Ellerindeki bebekler bile kız,' diye geçirdi içinden Serdal. Daha da öfkelendirdi kendini. Kızları abisi Bedri'nin kızlarının yanına döndüğünde kilimin üzerinde altı kız olmuşlardı.

Gömleğinden bir düğme daha açmak için elini yakasına attığında Dicle sırt çantasını tek koluna asmış halde eve yeni giriyordu. "Doğdu mu bebek? Doğdu mu?" diye birilerine sorarken abisine denk gelmiş, öfkeli yüzünden bebeğin erkek olmadığını anladığı gibi susmuştu.

"Neredesin lan sen?" diye bağırdı Serdal öfkesine yeni bir hedef bulmuş olmanın gazabıyla.

"Okul," dedi Dicle mırıltıyla.

"Bahoz senden önce gelmiş!" diye bağırarak kızın üzerine yürüyecek oldu.

"Son derse girmiyor o," dedi Dicle telaşla. "Hocalara sor. Demirlerin üstünden atlayıp geliyor."

Akşam GüneşimOù les histoires vivent. Découvrez maintenant